5.Bölüm

133 91 27
                                    

Çığlık sesi durur durmaz kız hızla yanıma geldi. Endişeli gibiydi. Sanki bir şeyden ya birilerinden korkmuştu. Hızla yatağın altını karıştırmaya başladı. Şaskınca kıza bakıyordum. Neden korkmuş olabilirdi ki? Acaba onu korkutan, endişelendiren neydi? Bedenini bu merak kaplarken sormak yerine merakla kızı izlemeye devam etti. Kız eline gelen şeyle memnunca gülümsedi. Bir elbiseydi bu. Ayağa kalkıp elbiseyi bana uzattı. "Giy bunu" dedi ve arkasını döndü. Beynimde bir kaç defa bu cümle yankılandı. Ben daha ayağa kalkamıyor iken bu elbiseyi nasıl giyecektim ki? Boş gözlerle bir elbiseye bir kıza bakıyordum.

"Ama ben bunu nasıl giyeceğim. Kolum ve ayağım kırık. Hem ayağa bile kalkamıyorum. İmkansız gibi bir şey bu" dememle kız hiddetle yüzünü geri bana döndü. Yüzündeki korku ve endişe yerini sinire bırakmıştı. Bakışları oldukça korkutucuydu.

"Uydurma be. Sana yapılan aşılar en iyi aşılardan. Bir kaç saate kırıkları iyileştiriren aşılardan hem de. En iyi hekimler tarafından hazırlanmıştı. Elimizde bir kaç tane falan vardı ve hepsini sana kullandılar. Ne gerek varsa senin gibi bir zavallı çocuk için."

Sinirden gerilen yüz hatları insanı korkutan cinstendi. Sonra devam etti nefret dolu sözlerine.

"Ve bu yüzden bize yardım etmek zorundasın. Burada öyle yatıp mı yardım ediyorsun sen?"

Acıyan bakışlarla süzdü beni. Sonra arkasını döndü.

Neden bilmiyorum çok kırılmıştım bu laflarına. Canımı yakmıştı. Ben mi istiyordum sanki bu odada öylece duvarı izleyip saatlerce yatmayı.

Yavaşça kırık olan kolumu hareket ettirmeyi denedim. Dediği gibiydi. Kolumu sorunsuz oynatabiliyordum.  Ama hâlâ yanma hissi ve bulantı devam ediyordu. Onlar da zaten yavaşlamaya başlamıştı. Üstümde ki yorganı yavaşça kaldırdım. Ayaklarımı yerle buruşturup ayağa kalktım.

Elimde ki siyah, üst kısmı dantelli elbiseye göz gezdirdim. Oldukça zarif duruyordu. Camın yanına gidip perdeleri çektim ve sarayda giydiğim kıyafetleri üstümden çıkardım. Elimde ki elbiseyi hemencecik üstüme geçirdim. Yatağın yanındaki kırık boy aynasına yaklaşıp aynada kendime baktım.

Kızıl kısa saçlarım oldukça yıpranmışa benziyordu. Bir kaç gündür doğru dürüst yemek yemediğim için yüzüm solmuştu. Gri gözlerimi çevreleyen kirpiklerim ise uyandığımda yüzümü yıkamadığım için çapaklanmıştı. Alnımda çıkan bir iki sivilce de o kadar göze batmıyordu doğrusu.

Kıyafet üstüme tam olmuştu diyemezdim. Çünkü bel kısmı oldukça genişti. Kız bunu fark etmiş olacak ki yatağa yaklaşıp yine eğildi. Kafasını iyice soktu yatağın altına. Bu yatağın altında kıyafet dolabı falan mı vardı? Biraz karıştırdıktan sonra çıktı. Elinde gayet güzel bir korse vardı. Korseyi üstüme doğru fırlattı. Galiba bu kız bana karşı oldukça önyargılıydı. Ama bir şey de yaptığımı düşünmüyordum.

Korseyi yerden alıp belime sabitledim. Tam oturuncaya kadar sıktım ve kemer yerlerinden sıktım. Biraz önce kıyafetlerimle birlikte çıkardığım siyah spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. İşte şimdi tam olmuştu. Etrafımda bir tur dönüp aynada bir kez daha kendimi süzdüm. Saçlarım sorundu benim için şu an. Ama tarakla uğraşacak halimiz de yoktu. Ellerimi tarar gibi yaptım aynanın karşısından ayrıldım Saatlerdir yattıktan sonra ayağa kalkmak bir huzuru da beraberinde getirmişti.

(Meva'nın giydiği kıyafet)

(Meva'nın giydiği kıyafet)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Karanlıktaki UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin