●Merhabaaa! Nasılsınız?
___________________________
Bir süre duyduklarımı beynimde kodlamaya ve idrak etmeye çalıştım. Kral yani babam olduğu söylenen adam tahtı bırakıyordu ama kime? Benden başka çocuğu mu vardı yoksa bana mı bırakacaktı? Doğruyu söylemek gerekirse ilk ihtimal daha mantıklı geliyordu. Benim gibi bir periye tahtı bırakacak değildi herhalde. Hemde perilere karşı olan bu tutumlarından sonra. Bu yüzden bu konuşma beni ilgilendirmiyordu. Bir an önce çalışanları bulmam gerekiyordu.
Soluk soluğa 6.kata ulaştığımda gözlerim etrafta dolandı. Görünürde kimsecikler yoktu. Temizlik malzemelerinin ve dinlenme yerinin bulunduğu koridorun sonundaki odaya yöneldim. Tahta kapıdan kendimi içeriye, odaya attım. Küçük sayılacak ahşap masanın etrafında oturmuş dinlenen çalışanlar beni görünce sadece kafalarını çevirip baktılar ardından muhabbetlerine döndüler.
"Şey rahatsız ettim ama benim odamı temizlediniz mi?"
"Hayır."
M
Cevap oldukça kısa ve netti. Bana kralın kızı olduğum için tolerans göstermelerini beklemiyordum ne de olsa bilmiyorlardı bu gerçeği, bende emin değildim. Ama bende bir bireydim ve herkese gösterilen saygı benim de hakkımdı. Tabii peri olduğumu bilmiyorlarsa."Tamam teşekkür ederim." deyip kapıyı nazikçe kapatıp çıktım. Derin ve rahat bir nefes verdim tahta kapının önünde. Ardından hoplaya zıplaya inmeye başladım, endişeyle çıktığım merdivenleri.
🧚♀️
Tekrardan odama kavuştuğumda yüzümdeki gülümseme devam ediyordu. Odama gelmediklerine göre bebeği de görmemişlerdir diye düşünüyordum. Odaya girdiğimde karşılaşmayı beklediğim manzara uyuyan bir Aden ve bebek görmekti. Ama ikiside uyanmış ve Aden bebekle ilgileniyordu. Odaya girdiğimi farkettiğinde solgun yüzüne ufak bir tebessüm yerleştirdi.
"Bu bebekte ne Meva?"
"Uzun hikaye ya. Ama kısaca zarar gören bir köyde öylece ağlarken bulunca dayanamayıp yanımda getirdim ve şu an geri götürmem gerek. Çünkü belki de bir ailesi var ve ben onu ailesinden kopardım."
Yanına giderken kurduğum cümle karşısında şaşırmıştı. Bebeği tutmaya devam ederken şaşkınlığını dile getirdi.
"Neden hiç çevreyi kontrol etmedin ya da evi? Ya şu an bebek için endişeleniyorlarsa!"
"Her şey çok acele oldu Aden. Haklısın bakmalıydım ama o an ki korku ve heyecanla hiç aklıma gelmedi. Ama şimdi hatamı düzeltmek için tekrardan bebeği bulduğum yere gideceğim. Sana soracaktım gelmek ister misin diye ama şu an bu durumdayken sana bunu sormanın büyük haksızlık olduğunu düşündüm."
Aden umutsuzca başını salladı.
"Evet gelemem Meva. Akşam gidiyoruz Kaan ile anneannemin yanına gidiyoruz. Dedem akşam almaya gelecekti, belki de gelmiştir. Bu sarayda, annemle o kadar hatıramın, anımın olduğu yerde durmak ister miyim? Sanmam. Buraya kıyafetlerimi almaya gelmiştim ve uyukalmışım. Kendimi de oldukça yorgun hissediyorum. Ne yürümek, ne hareket etmek ne de bir şey yapmak istiyorum. Kapkaranlık yolda yolumu kaybetmiş, doğru yolu bulmaya çalışmak bile istemeyen bir insan gibi hissediyorum. Ağlamak, kendimi yerden yere atmak istiyorum ama aynı zamanda da dimdik durup kardeşime ve kendime destek olmak istiyorum. Öyle de bir araftayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktaki Umut
ФэнтезиMeva da isterdi topuklu ayakkabısı düşünce onu arayan biri olsun. Ya da minik dünya tatlısı 7 cüceyle arkadaş olsun. Ya da saçları upuzun olsun ve saçları ile ahenk içinde dans etsin. Ama Meva öyle bir devirde doğdu ki ne biri topuklu ayakkabıyla ka...