DÜĞÜN GÜNÜ

95 7 0
                                    

Güneş batmak üzereydi bütün Mardin sokakları dolup taşmıştı. Herkes abim Asaf'ın düğününü konuşuyordu ,o kadar büyük bir düğün olacaktı ki kimsenin dilinden düşmezdi büyük ihtimalle.
Herkes ayrı bir telaş içindeydi,ben ise batmakta olan güneşin yok oluşunu izliyordum. Oysa yok olan şeyler ne kadar da güzelleşiyordu. Tıpkı intihara karar vermiş insanların son günlerini mutlulukla yaşaması gibiydi çünkü acı onlar için bitmişti. İntihar kafandaki şeyleri bitirmek için son çare olduğunu düşünmek ne de acı verici olmalı fakat  insan bedeninden şikayetçi değildi  kafasındaki düşünceler gün gittikçe onun yok olmasını sağlıyordu hâlbuki kafasındaki düşünceleri yok etseydi herşey geçecekti.

Dalıp gitmiştim . Omzuma dokunan elle irkildim ve arkamı döndüm.
"Diyar." dedim sanki gelmesini beklermiş gibi ses tonuyla.

Gözlerine vuran güneş ışığının altında "Korkma Mardin Güzeli."dedi.

Gülümsedim. Gözleri boynumda duran kolyeye takıldı. Sırıttı.

Ali abimin gelmesiyle sohbetimiz başlamadan bitti.
Abimle selamlaştıktan sonra aşağıya indiler. Hava da kararmıştı içeriye geçtim. Hazırlanma zamanı gelmişti. Üstüme saten lila renginde bir bindallı ve üstüne tüllerden oluşan ve üst tarafından alt tarafına kadar taşlarla süslenmişti. Olmazsa olmazım altın kemerimi , altın kolyemi ve  bileziklerimi taktım. Dalgalı uzun saçlarımla hazırdım. Annemlerle beraber düğünün olduğu Mardin'in göbeğine indik . Aşiret olmak bunu gerektiriyordu. Çok fazla kalabalıktılar ,binlerce insan vardı.Arabadan iner inmez büyük bir coşkuyla karşıladılar . Patlayan silahlarla kulaklarımı kapatmak istesem de bu bir aşiret kızına yakışık kalmazdı. Düğün yerine geçtiğimizde henüz başlamadığına rağmen binlerce insan vardı, başladığında düşünemiyordum.
Diyar'ın baba ve annesi Naso Ağa ve Zeyno hanımda gelmişlerdi yanlarında oturduk.  Adar ile çok iyi anlaşırdık fakat Fatma'ya da aynı şeyi söyleyemem .
Olmazsa olmazımız halay, Adar ile birlikte halay çekmek için en başa geçtik ee sonuçta damat kardeşiydim.  Baya karabalıktı Diyar'ı göremiyordum.  Gelin ve damatta gelmişti. Saat epey ilerlemişti  takı törenine gelmişti . Mardin sokakları takı takmak için dolmuştu resmen.  Biri de mikrofonu eline vermiş kimin ne taktığını söylüyordu. " Damadın dayısından 3 burma, gelinin abisinden altın kolye , damadın yengesinden 5 altın bilezik, damadın halasından Trabzon set,
Gelinin annesinden 1m zincir kolye..." Diye devam ediyordu. Etrafıma bakındığımda Adar yanıma oturdu ve kulağıma eğilip"Abim seni  çeşmenin orda bekliyor . Sen git seni idare ederim ben " dedi. Heyecanla"tamam " diyip hemen sessizleşen yere gittim . Etrafıma baktığımda Diyar yoktu. Beni belimden kavrayan bir el ile korkup kaçmaya çalıştım. " Mardin Güzeli dur ya benim" dedi. " Ya sen ne yapıyorsun böyle mi gelinir. Korktum." Dedim.
Gülümseyip" Ben yanındayken asla Korkma,benden zarar gelmez biliyorsun" dedi. Belimde duran eline aldırış etmeden" ne oldu neden çağırdın beni. " dedim. Sırıtmaya başladı " görürsün birazdan " dedi. Kaşlarımı çatarak " ya bıraksana beni, biri görecek şimdi yanlış anlayacak. " Dedim. Bu sefer sırıtmadan çok kahkaha atmaya başladı, bu hali beni korkutmuyor değildi. " Belki bende birinin görmesini istiyorumdur " diyince yüzümde oluşan korkuya hâkim olamıyordum. " Ne diyorsun sen " dedim. Korkuyla karışık ciddi ses tonumla.
Birinin "Vejîn" demesiyle ikimizin odak noktası çalıların olduğu yere döndü.

Bölüm sonunu nasıl buldunuz?

DOĞU'DA KADIN OLMAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin