" Peki biz neden senin annenin eltisinin yengesinin yeğeninin kızına bakıcılık yapıyoruz acaba ?" Diye sordum yerde yatan küçük çocuğa bakarken .
"Çünkü annemin eltisi, annemin eltisinin yengesi , annemin eltisinin yengesinin yeğeni ve annem çarşıya gidiyorlar . Annemin eltisinin yengesinin yeğeni de bana rica etti . Bende kabul etmek zorunda kaldım . "
Bir Alp'le , annesinin eltisinin yengesinin yeğeninin kızına bakmadığımız kalmıştı çünkü.
" Anlıyorum da , ben bu olaya nasıl dahil oldum ?"
"Çünkü anneme , yengesinin yeğeninin kızına tek başıma bakamayacağımı söyledim . O da kurban olarak seni seçmiş galiba . " Dedi dertli dertli .
"Neyse ya benim işime gelir . Sen , ben ev boş falan . Çok müsait bir ortam ." Dedim sırıtırken.
"Ne kadar sapık bir insan oldun ya sen . Sen başta böyle değildin ." Dedi şaşkın gözlerle bana bakarken .
"Ben hep böyleydim , sadece sen uyuyan yılanı uyandırdın . " Dediğimde tam cevap verecekken bebeğin ağlama sesiyle durdu .
"Ne oldu buna şimdi ? Niye ağlıyor ? Ne alaka şuan ?" Diye sorduğunda baygın bakışlarımı gönderdim.
"Bebek çünkü bu . Bu kadar telaşa gerek yok . Acıkmıştır." Dedim sanki her gün bebek bakıyormuş gibi .
"Acıktıysa niye ağlasın ki Ahsen? Söylese veririm zaten . " Dediğinde elimle şakaklarımı ovdum .
"Nasıl söyleyecekti acaba ? Çocuğun dişi bile yok ."
"Bir işaret verse anlarım ben . Gerek yok yani ağlamasına. "
Önümde iki seçenek vardı ,
1. Arkamı bile bakmadan çıkacak ve bu mazlum bebeği Karanalp'le bırakacaktım .
2. Buna katlanacaktım .Allah'tan insaflıydım da bebeğe bu kötülüğü yapmayacaktım .
"Ne yiyecek şimdi bu ? " Diye sorduğumda çocuğun yanında bulunan çantayı aldı ve içinden bir biberon çıkardı .
"Buna süt koyacakmışız . Süt de mutfaktaymış . Isıtacakmışız ama çok sıcak olmayacakmış. "
"Git sen ısıt gel. Bekliyorum ben ." Dediğimde koşar adım mutfağa gitti .
Bende çocuğun önüne geçip dikkatini falan dağıtmaya çalıştım .
"Öyle işte ne yapıp ne edip Alp'i kirletmem lazım . Namus meraklısı çıktı , öptürmem diyor . Sen ne diyorsun bu işe ?"
Daha fazla ağladığında bu dikkat dağıtma işlerinde iyi olmadığımı farketmiştim.
"Isıttım . " Deyip elinde biberonla gelen Alp'e beni bu çileden kurtardığı için satılacaktım neredeyse .
Biberonu hâlâ adını bilmediğim çocuğun ağzına koyduğunda sordum .
"Adı ne ?" Boş boş yüzüme baktığında bizden bir bok olmayacağını anlamam kısa sürmüştü.
"Neyin ?" 1.seçenekle vicdanım arasında hâlâ gidip veliyordum.
"L koltuğunuzun ." Dedim büyük bir ciddiyetle .
"Ciddi misin ?" Diye sorduğunda o da en az benim kadar ciddiydi .
Harbi bizden bir bok olmazdı .
"Salak mısın Alp? Kızın adı ne ?" Birkaç saniye bana bakıp cevapladı .
"Sormadım."
"Eee nasıl sesleneceğiz biz bu kıza ?" Diye sordum elinde ki biberonla kıza süt içirmeye devam eden Alp'e.
"Rukiye diyelim ." Gözlerimi büyütüp ona baktığımda " Ne var ya ? Babaannemin adı . "
"O zaman Leyla diyelim . O da benim babaannemin adı . " Dedim sinirle .
"Niye senin babaannenin adını koyuyoruz acaba çocuğa?" Dedi şaşkınlıkla.
"Seninkini niye koyuyoruz ? "
"Çünkü bu kız benim babaannenin gelininin yengesinin yeğeninin kızı? 1. Dereceden akraba yani."
1. ? Hangi birinci ?
"Rukiye Leyla diyelim o zaman ?" Dedim son bir ümitle.
Neden bu konuda inatlaştığımız hakkında hiç bir fikrim yoktu .
"İyi senin de gönlün olsun. Rukiye Leyla diyelim . " Dedi ciddi bir sesle .
"Aha uyudu !" Diye bağırmasıyla gözlerini yeni kapatmış olan Rukiye Leyla'yı tekrar uyandırmıştı .
"Senin yapacağın işi sikeyim . " Diye mırıldandandım ki Rukiye Leyla tekrar gözlerini kapatmıştı.
"Ne erken uyuyor lan bu ?" Diye mırıldandandığında biberonu ağzından çekmişti.
Üstünü sessizce örtüp yanımda ki koltuğa yerleşti .
"Yanlız çok iyi yetiştirmişiz . Aynı sen hemen uyuyor . " Diyen Alp'e döndüm .
Max 20 dakika falan bakmıştık . Neydi bu sahiplenici tavırlar.
"Eee uyudu bu . Ne yapacağız şimdi ?" Diye sordum .
" Uno getireyim oynarız . " Deyip kalktığında haince gülümsedim.
O an bu andı .
"Daha eğlenceli şeyler yapabiliriz . " Dedim sırıtırken.
"Aklından bile geçirme. " Deyip salondan çıktığında dudaklarımı büktüm.
Bizimkisi de yılanın yürümesi gibi bir umuttu işte .
Neyse ki zoru hemen hallederdim de imkansız biraz zaman alırdı.
Halledecektik . Öyle ya da böyle .
Gerekirse çirkinleşecek, pisleşecektim .
Harbi kolla kendini Yeni çocuk. Bu artık bir gurur meselesidir .*****
Yorumlardan ve mesajlardan gördüğüm kadarıyla kitap bitti sanmışsınız . Unutmayın ki ben bitti demeden bitmez .
Şaka bir yana yaklaşık 10 gündür falan çadırda kalıyoruz . Son yıllarda yaşanan 4 büyük depremin 3'ünü görmek kaçıncı dereceden bir şanssızlıktır ?
Hal böyleyken de bölüm yazamadım . Bugün de canım sıkıldı . Tahmin edersiniz ki çadırda hayat pek eğlenceli değil .
Sanırım sizle konuşmayı özlemişim . Bölümü de bu yüzden yazdım . Sırf yaptığınız yorumları okuyup biraz olsun moral bulmak için. Az ve alakasız olduğunun farkındayım. Açıkçası çokta umrumda değil .
Aşırı derece de bunalımdayım . Daha bugün bir deprem daha oldu . 4.9 şiddetinde . Bu böyle nereye kadar gider bilmiyorum ama umarım kısa sürer.
Bu arada bilmenizi istedim hepinizi cidden çok seviyorum . Açıkçası bu kitabı ben okuyor olsaydım 2. bölümden saçma bulup bırakırdım. Dünyanın en sabırlı okuyucularına sahip olduğumu bilmek beni mutlu ediyor .
Şimdilik görüşürüz 11-C ailesi .
Sizleri çok seven ÜNLÜ sebil_su .
(hâlâ ünlü olduğumu söylememe gerek yok galiba 💅🏻)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
11-C / Yarı Texting *TAMAMLANDI*
Kısa Hikaye"Öyle mi Sarışın ?" "Öyle Yeni çocuk." "Okula geleli 2 hafta oldu. Yeni değilim artık Sarışın ." "Benimde lakabım Kara ama sen Sarışın diyorsun." "Sarışınsın ..." "Okula en son sen geldin ..." **** Kara , Yeni çocuk , Atletik , Kel , Hanım, Ciciko...