Aradan 2 ay geçmişti. Bu süreçte mirzanım evinde kalmıştım. Bana bu süreçte o kadar iyi bakmışlardıki yıllar sonra gerçek sevgiyi onlarla tatmıştım.
Beni kıracak en ufak birşey yapmamıştı. Eren ise kardeşten farksızdı. Çoğu özelini bana anlatıyordu. Beni çok değerli hissetirmişlerdi.
Mirzan, bana karşı çok dikkatli davranıyordu. Temas halinde bulunmama ya çalışıyordu.
Ve bir şeyi inkar edemem ben bu süreçte mirzana gerçekten bağlanmıştım. Ondan hoşlanıyordum ve bunu itiraf etmekten deli gibi korkuyordum.
Şuan mirzan şirketteydi. Benimse odamda canım sıkıldığı için bahçeye Eren'in yanına gitmeye karar verdim.
Odamdan çıkıp merdivenlere yöneleceğini sırada Eren'in odasından gelen tuhaf seslerle oraya doğru yöneldim. Kapısı aralıklıydı. Ve baktığımda gözlerim kocaman açılmıştı.
Tam o sırada evin hizmetlisi ayda "efendim birşeye mi ihtiyacınız vardı?" diye sorduğunda hızlıca arkamı döndüm.
Eren kapıyı açıp karşısında ben ve aydayı gördüğünde gerilmişti. Aydaya dönerek "birşey yok sen gidebilirsin." ayda başını sallayarak ordan uzaklaştı.
Eren hemen kolumdan tutup beni odasına çekti.
"Aras" dedi. Sonra hemen arkadındaki cihana baktım.
"Eren siz? " diye işaret ettiğim sırada başını salladı.
Şaşkınca onlara bakmaya başladım. "Aras bunu şimdilik abime söyleme olurmu. Ben zamanı gelince söyleyeceğim." dedi.
Onu ve cihanı , mirzana söylememden korkuyordu. Ama ben öyle birşey yapmazdım.
"Eren bu sizin özeliniz tabiki gidip mirzana söylememde zaten buna hakkım yok." dedim gülümseyerek.
Bana bakıp rahatlayan bir yüz ifadesiyle hemen sarıldı. Bense karşılık verdim.
Arkada duran cihan ise gülümseyerek Eren'i izliyordu. Ona gerçekten çok güzel bakıyordu.
Aklıma nedense mirzan gelmişti. Acaba oda bana öyle güzel bakarmıydı. Bunun olmasını çok isterdim.
Sanırım daha fazla dayanamayacaktım. Mirzana benimde ona karşı boş olmadığımı söyleyecektim. Erenden ayrıldım.
Biraz daha sohbet ettim onlarla. Uzun zamandır birbirlerine aşıklarmış. Bu çok güzel birşeydi.
Odama geçip üstüme daha düzgün bir şeyler geçirdim. Aynada saçlarımı düzelttim ve mirzanın gelmesini bekledim.
Yaklaşık yarım saat sonra mirzan gelmişti. Kalbim heyecandan hızlı atıyordu. Sanırım kalp krizinden ölebilirdim.
Şuan ise terasta mirzan ve eren yemek yiyordu. Yeni oturmuş olcaklar ki, henüz yemeklere dokunmamışlardı.
Eren geldiğimi gördüğünde öylece bakmaya başladı. Mirzan Eren'in nereye baktığını görmek için kafasını çevirdiğinde beni gördü.
İkiside şaşkınca beni süzüyordu. Bi an kendime bakma ihtiyacı hissetmiştim.
Bugün ayrı bir güzel giyinmiştim mirzan için. Onlara gülümseyerek masaya yaklaştım.
"Merhaba" dedim mirzana hitaben. Ardından genişçe gülümseyerek oda karşılık verdi.
Masaya oturdum ve birlikte yemek yemeye başladık.
Yemeğimizin çoğunu mirzanın bana attığı kaçamak bakışlarla bitirmiştik. Eren ise fark ettiğinde arada bana kaş göz işareti yaparak dalga geçiyordu.
Şuan ben ve mirzan terasta çay içerek gece manzarasını izliyorduk.
Artık söylemeliydim. Ama fazlaca utanıyordum. Nasıl başlamam gerekiyor...
"Bir şeymi söylemek istiyorsun?" dedi mirzan.
Kafamı çevirip ona baktığımda onunda bana baktığını gördüm. Bi an söylemekten vazgeçecek oldum ama yapmadım.
Karşımda beni sevdiğini söyleyen biri vardı, bana maddi olarak yardım etti ama benim için önemli olan bu değildi bana ruhen de yardım etti. Bana sevgisizliği tattırmadı. Geçmişindeki yaraları sarıyordu o bunun farkında olmasa bile bu böyleydi. Ona güveniyorum...
"Mirzan" dedim derince yutkunarak.
"Efendim.? " dedi ne diyeceğimi merak ederek.
Hiç beklemeden ve lafı dolandırmadan söyledim o iki kelimeyi.
"Seni seviyorum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mektup bxb
General Fiction[Tamamlandı] Herşey, rastgele bir mektup yazıp cezaevine gönderene kadar normaldi.