No Doubt - DON'T SPEAK ile okuyun
...
"Niye geldin ki sen?"
İşte bu kelimede sonra dünya durmuştu benim için. Etrafa bakıyordum , etraftakiler bana. İnsanlara zararım yoktu ama herkes için ben canavardım .
Acaba yabancıyım diye mi önyargılılar ? Dinim, dilimden mi nefret ediyorlar? Gerçekten Hiçbiri umrumda değil. Ama tek umrumda olan Zayn' di. Nerden bilebilirdim ki en çok sevdiğin biri tarafından bıçaklanacak olmamı..
Tiksinç bakışlar içinde yenilgimi kaybettiğimi hissediyordum. Zaten kazanmak gibi bir amacım yoktu . Haktan yanaydım.
Ama Eğer bu cümleyi Perrie ' nin ağzından duysaydım gerçekten umrumda olmazdı ama Zayn edince bir şeyler kopmuştu yüreğimden. Böyle bunları yaşayacağımı bilmiyordum ki.
Hakikaten niye geldim ki ben? Niye katıldım o lanet olası kuraya. Ben uzaktanda sevebilirdim onları. Bir hayran olarak mutluydum, hayallerimle mutluydum.
"Peki." Dedim omzumu düşürerek. Yüzüne bakamıyordum ,utanıyordum. Asıl utanacak olan ben değildim ama benim utancım onun bu cümleyi söylediği birisi olmaktı. Onun bana bakması bile beni tuhaf hissetiren birisi yapmışken bütün bunları yaşamak farklı bir ironiydi. Ama artık dayanacak gücüm kalmıyordu. Bakışların deliciliğinden..
Arkamı dönüp kulise doğru koştum,koştum beni tutmayı çalışanları resim çekmeye çalışanları umursamayarak koştum. Lanet olası Gözyaşlarım artık gözümün önünü bulanıklaştırıyordu.
Soğuk vücudum birden ısı değiştirmişti birisi tarafından kolumdan tutulmamla. Nerde olduğuma dair fikrim yoktu . Öylece koşmuştum Beynimi gözlerimi o yerde bırakmıştım adeta. Arkamı döndüm.
"Ne istiyorsun?" Dedim Liam 'a. O da endişeli bakıyordu. Bıktım artık bu bakıştan.
"İyi misin?" Dedi. İyi mi olmamı bekliyordu acaba
"Sence" dedim . Liam ensesini kaşıdı "Ahh kim iyi olabilirki bu durumda. Benimkide soru." Bir şey diyecek gibi bir hali vardı .
"Liam bir sorun mu var?"
"Aslında.. Bir sorun yok .. Şey var aslında.. Şey senin tekrar sahneye çıkıp herkesten özür dilemen bekleniyor. Tom emretti. Bunu yapmak zorundasın." Bunlar neyin kafasında ya?
"Liam ben bir şey yapmadım. Dua etsin o kız ki yapmadım. Onların özür dilemesi gerek anlamıyor musun? Dilemesinde sadece benden uzak dursunlar." Ters bakış atarak iyice yaklaştım.
"Sen, siz ne anlarsınızki onun sayesinde gülebildiğin aşık olduğun birinden böyle aşağılanmayı?" Dedim. Demez olaydım taki arkamda Zayn'i görene kadar..
ZAYN'İN AĞZINDAN
"Niye geldinki sen?" Dedim istemeyerek. Gizem' in şu an ki yüz ifadesini yıllar geçerse geçsin hiç unutmayacağıma kalıbımı basabilirim. Hele ki yenilgiyle eğdiği başını.. Ahh niye bu kadar tuhaf hissediyorum. ?
Sahneyi terkettiğinde sunucu kadın durumu düzeltmek için konuşma yaparken bizde kulise geçtik. Ben etrafa bakınırken Tom sigarasını söndürerek yanıma geldi.
"Şu kız mahvetmeye başlıyor her şeyi." Dedi sinirle soluklanarak .
"Dostum ne sikim oluyor?" Liam koşarak yanımıza geldiğinde Tom yeni sigarasını yakarak konuştu.
"Liam o kızı bul. Özür dilemesini iste. Zira paçamızı başka bir yolla kurtaramayız. Bizimde bir itibarımız var yahu?" Tom'un sigara paketinden bir dal aldım ve cebimden çıkardığım siyah çakmağımla yaktım .
Benim bildiğim Gizem özür dilemezdi. Başkası olsa da dilemezdi. Çünkü bir suçu yoktu. Ama lanet olası anlaşma yüzünden bunlara muhtaçtı. Tıpkı benim gibi. Denileni Yapmak zorundaydı. Tıpkı benim gibi.
"Liam kızın yanına git bir delilik yapmasın. Zayn ortalıkta fazla görünmeden uzaklaş buradan. Basına sakın bulaşma. Ben gidiyorum." Tom gittikten sonra Liam'ın kulağına eğildim.
"Sigara ister misin dostum?" Sigaramı ona uzattığımda Liam tiksinerek beni ittirdi. "Ahh şu lanet olası şeyi sevmediğimi biliyorsun." Alayla sırıttım.
"Liam, Liam, Liam... Ne çabuk unutuyorsun Danielle ile ilk buluşmanızdan önce elimden sigaramı alıp hatta pakedi alıp içtiğin günleri? Stresli olduğun günleri tahmin edebiliyorum. Şimdi de işe yarar güven bana." Liam hatırladığında koluma yumruk atarak "Hayır dostum bunu yapabilirim ona ihtiyacım yok ayrıca o günler eskide kaldı unutsan iyi edersin. Ben çoktan unuttum. Sophia var artık. Ahh kime anlatıyorum. Siyah ciğerli dostum.Hadi ben kaçar. " diyerek gitti. Onu bir şekilde engellemem lazımdı ama elim kolum bağlıydı. Off lanet olsun.
Biten sigaramı yere atıp üstüne bastıktan sonra tuvalete gittim. Tuvalette ki işimi hallettikten sonra kapıdan çıkıp gizli çıkış kapısına doğru ilerlerken birden ufak bağrış sesleri duymamla arkamı döndüm = Multimedya
Tanrım bu Gizem'di. Liam ile konuşuyorlardı. Hararetli tartışmadan Tepkisini tahmin etmiyor değildim.
Duvarın arkasından onlara bakıyordum. Gizem Liam'a yaklaşıyordu. Ah hayır düşündüğüm şey olmasın. Bende duvardan alabildiğim destekle onlara iyice yaklaşırken Gizem'in ettiği cümleyle olduğum yerde donmuş istemeyerek karşılarına çıkmıştım. Ne yani bana aşık mıydı?
Gizem beni görür görmez şaşkınlıkla Türkçe bir kelime söyleyip koşarak uzaklaşmaya başladı . Liam'ın dediklerini umursamayarak Gizem'in peşinden koştum. "Gizemm!" Onunla konuşmam lazımdı.
Stüdyonun acil çıkış kapısına doğru ilerlerken kapıdan bir hışımla çıktı. "Gizem beni dinle!" Arkasına bakmadan hızla ilerliyordu.
Tam ben çıkacakken kapı yüzüme çarptı. Liam'da arkamda toslayınca onu ittirerek kapıyı açtım.
Kapıyı düzeltip açtığımda bir fren sesi bir kalabalık ve birde yerde yatan kanlar içinde bir kız vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Get Lucky
FanfictionLondra'ya okumak için gelen Türk kızı Gizem Tam da birkaç yıl öncesinde hayranı olduğu grubun tanışma şansını elde ediyor ve hiç vazgeçmediği platonik aşığı olan esmer çocuğa tekrar aynı duyguları besliyor 3 aylık süre içerisinde Gizem'in karşılıksı...