Indila - S.O.S. ile okuyun
Bu saatten sonra unutma vaktiydi benim için. Unutmaya kalkıştığım eski ama hayatımın en mutlu anıların kırıntıları kursağımı delip geçmiş ağızdan çıkmayı bekliyordu. "Durabilir misiniz?" Taksi durduğında parasını ödeyip indim. Deniz kokusu iyi gelebilirdi. Biraz yürüdükten sonra ilerideki uçuruma doğru gittim. Yükseklik korkum bunların ardında kalmıştı adeta. Masmavi denizi gözler önüne seren uçurumun dibine ayaklarımı sarkıtacak şekilde oturup benden ayrı hareket eden gözyaşlarım bir bir akmasına izin verdim. Bu farklı bir gözyaşıydı. Hem babam için hem de herşeyin üst üste gelişi içindi. Talihime birkez daha küfür savururken akan gözyaşlarımın ardından gelen hıçkırıkla ellerimle yüzümü kapadım. Ben bütün olanların yükün ağırlığını bu akan gözyaşı ve hıçkırıklardan çıkarırken omzumda bir el hissettim. Ardından biri çift el yüzümü siper ettiğim elleri çekmiş yeşile çalan ela gözleyle şaşkınca bana bakıyordu. Dejavu yaşıyordum. "Gizem s-sen iyi misin?" Zayn elleri kızaran yüzümde şaşkın şaşkın bakarken dayanamayıp sarıldım ve hıçkırıklarımı boynuna gömdüm.
"Z-zayn her-şey üstüste geliyor..-" Saçlarımı okşadığını hissettiğimde mükemmel kokusunu içime çekerken daha çok sokuldum.
"Ne oldu güzelim? Anlatmak ister misin?" Anlatamayacağımı aklımdan geçirdim. Boynundan ayrıldığımda taş alıp yüksek uçurumdan atarken burnumu çekip konuştum.
"Zayn sen birini çok sevsen iyi günlerde olduğu gibi zor durumda da yanında olur muydun? Yoksa yüzüstü bırakıp çekip gider miydin?" Bana baktığını hissettiğimde biraz gerilsemde istifimi bozmadan denizi izlemeye devam ettim. Göz ucuyla baktığımda affalamış haliyle derin bir nefes aldı ve konuştu.
"İnsanın belli bir yerde mecbur kalacağı şeyler vardır. Bu durumda bazı şeylerini kaybedersin. İstesende istemesende." Bana kısa bir bakış attı "Canın pahasına sevsen bile bazı engeller bunun önüne geçer, ben ,bu durumda bir taraf yara alacak olsa ben kendimi feda ederdim. Aslında o farketmese bile belki onun hayatını kurtarıyorumdur."
Bu da neydi şimdi? Neyi kastediyordu. Perrie'yi koruyor desem zaten nişanlı. Yoksa hoşlandığı başka biri mi var? Kafam bu sorularla cebelleşirken elimi tutup beni ayağa kaldırdı. Kendisi uçurumun dibine gelirken bana döndü
"Ben de senin gibi her şey üstüste geldiğinde ne yapardım biliyor musun?" Gelip elimden çekiştirerek uçurumun dibine getirdi. Kendisi de ellerini iki yana açarken atlayacak korkusuyla
"Zayn ne yapıyorsun?" Diyiverdim. Zayn kapadığı gözlerini açıp bana döndü
"Hadi,sen de yap" dedi. Fazla yüksek uçurum başımı döndürdüğünden biraz korktum. Geri çekilecekken ellerini belime yerleştirecek şekilde arkama geçti. O anda heyecan ve biraz da korkudan istemsizce titrerken yine manidar cümlesini söyledi "Korkma güzelim, ben varım.."
İçime işleyen güven duygusu ile yüzümdeki sırıtış yayılırken Titanik'teki gibi kollarımızı açtık. "Söyle bakalım canını sıkan tek bir şey?"
"Hayatın ta kendisi." Dedim konuyu açmayarak. Biraz durdu ve
"Tamam şimdi canını sıkan herşey için bağır." Etrafa bakındığımda çok olmasa bile insanlar vardı. Zayn de bunu anlamış olacak ki geri çekildi. Ben geri dönmemizi beklerken Zayn uçuruma daha da yaklaşmış kollarını da açarak bütün nefesini topayıp bağırmaya başladı. O kadar şiddetli bağırıyordu ki boğazındaki damarları görebiliyordum. Bağırmayı kestiğinde yorgun gözlerle bana baktı "Sıra sende." Başımı olumsuz anlamda iki yana salladım. Açıkçası korkuyor ve çekiniyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Get Lucky
FanfictionLondra'ya okumak için gelen Türk kızı Gizem Tam da birkaç yıl öncesinde hayranı olduğu grubun tanışma şansını elde ediyor ve hiç vazgeçmediği platonik aşığı olan esmer çocuğa tekrar aynı duyguları besliyor 3 aylık süre içerisinde Gizem'in karşılıksı...