İYİ OKUMALAR..
Multimedya : Gizem'in son kısımdaki hal ifadesi.
Lil Wayne - MIRROR ft. Bruno Mars ile okuyun
Duyduğum sözlerden sonra saklandığım kilerden çıktım.
"Babam ondan mı Eylül'ü dışlıyordu ha? Senden tiksiniyorum." Anneme doğru yürürken gözyaşlarım duyduğum şeyleri hazmedememiş hiçbir şeyi umursamaz hale gelmiştim.
"Kı-kızım s-sen nerden çıktın? B-ben açıklayabilirim." Annem beni görmesiyle dudaklarını kemiriyor 'acaba ne bahane uydursam' moduna giriyor ki zaten girmişti.
Güven denen şey çok kapsamlı bir sözcüktü. Bu sözcüğün layık olduğu kişi annem bile değilmiş.. Babamın ölümü süzgeç misali süzmüştü güvenilecek insanları sanki. Öyle bir durumki bu daha birkaç hafta yüz yüze görüştüğümüz Zayn'e annemden daha çok güveniyordum.
Hayat yolundaki iki dayanağımdan birini kaybetmiştim ama meğerse diğerini ben çoktan yolda düşürmüşümde bantla yapıştırmak için çabalıyor gibi olmuştum. Bu da benim hayatımın hatası olmuştu.
Yaşadığım duyduğum hayal kırıklığını, ne pislikler döndüğünü buraya habersiz gelmesem öğrenmeyecektim.. Şuanki konuma döndüğümde Gözüme doluşan yaşları geri iterek sakin ifademi takındım.
"Açıklanacak ne var anne? Babamı aldatmışsın daha nasıl açıklaması var."
Hamdi şaşkınlığı üstünden atarak boğazına bıçak tuttuğu Eylül'ü kucağına alıp sarıldı. Görmek istemiyordum. Bakamıyordum Eylül'ün babama sarılmadığı kadar Hamdi denen herife içten sarılışını ve annemin yüzünde çıkan küçücük tebessüm açıklıyordu durumu zaten.. Bu tablo canımı yakmıştı.. Fazlasıyla. Hamdi ayrılarak 'mutluluk' gözyaşlarını geri itti.
"Nu-nursima b-bu o zamanda mı oldu? Tıpkı bana benziyor" Komik. Hem hiç düşünmeden boğazına bıçak daya sonra kendi kızı olduğunu öğrenince 'ay bı çıcık tıpkı bını bınzıyır' moduna girmişti p.ç .
1Dakika. ne zamanı? Hangi zaman mış o? Düşündükçe midem bulanmaya başlamış öfkem iki katına çıkmıştı.
"Hangi zaman?" Sinirin öfkeyle harmanlanıp dile gelmiş halini sunmuştım anneme ve yanındaki herife.
"Bak Gizem hazır değilsin bilmediğin o kadar çok şey var ki.."
"Neye hazır değilim. Ben eski her boka inanan Gizem değilim artık. Ne halt yediniz? Ne zaman yediniz açıklayın bana? Babam napıyordu?" Kollarımda göğsümde birleştirerek sakin olmaya çalıştım. Ama farkında değildim kulaklarımdan çıkan dumanları.
"Evet Hilmi kendi çocuğu biliyordu ama.. Öğrenince kavga ettik."
"Yani biliyordu babam?? Ne zaman siz birlikte oldunuz? Hiç utanmadın mı? Bizi hiç mi bizi düşünmedin ha? İğreniyorum senden." Bu çok utanç vericiydi. O kelimeyi ağzıma almak istemesemde annem.. Herneyse.
"Biz yıllardır birbirimizi sevdik ama Hilmi bir şekilde engel oluyordu kavuşmamıza. Ben Hamdi' yi seviyordum. Seni babaannene bıraktığımda Hamdi' nin evine gitt-."
"Tamam sus. Daha fazla midemi bulandırma. Babamdan hiç mi utanmadın?"
"Sevdim Gizem. Zorla evlendirildiğim Hilmi ölünce-"
"Yeter artık duymak istemiyorum. Babam sizi bilmiyor muydu? Onu sizmi öldürdünüz?" Bu emin konuşmamda hiçbir kusur bulamıyordum. Babamdan gizli başka adamla şeyapan kadın babamı da bu beş para etmez adam için öldürmüş olabilirde. Her şeyi bekliyorum artık.
"Hilmi 'yi ben öldürecektim ama benden önce davranmışlar."
"K-kim nasıl davranmış? B-babam hasta değil miydi anne?" Ortaya bir yalan(!) atmıştım ana hiç inkar etmemişlerdi. Bu kadar mı düşmanlardı? Yani babamın ölümünde bunlarında payı olduğunu anlamış oldum.
"Kavga ettiğimiz günün sabahı ölü bulunmuş. İçip içip birileriyle dövüşmüş sonra bunlarda ba-babanı ormanlık alana götürüp ateş etmişler."
Duyduklarım şimşek gibi çakmıştı bütün bedenime.. Yıllarca aptal gibi inandırıldığım yalanlara bende 'aptal gibi' kanmıştım. Yaşadığım şok bacaklarımın hissini azaltıyordu.
" Sen, Emre'nin eski sevgilisi ve üvey kızım O seni öldürecekti ama kurtulmuşsun elinden. Ama böylesi iyi oldu. Hem oğlum katil olmadı hemde ben kızıma kavuştum."
"Hey bana kızımın k sını bile demiyeceksin çünkü öyle bir şey olmayacak." Sinirim iki den üçe level atlamıştı. Bu adam ne kadar pislik ve soğukkanlıydı. İşi akışına bırakanlardan, kim ölürse umrunda değildi. Emre' nin vurulduğunu Babası daha bilmiyordu sanırım.. Soğukkanlı bir şekilde konuştum.
"Niye öldürecek ben ne yaptım babam ne yaptı size." Titreyen sesim güçsüzlüğümü göstermemeliydi ama yapamıyordum.
"Sen daha hiçbir şey bilmiyorsun aslında bilmende fayda var böylece şerefsiz baban için üzülmezsin ."
"Ne diyorsun sen düzgün konuş!"
"Bak baban benim tarlamı satıp sevdiğim kadın yani senin annenle evlenip tarlamın parasını yedi. Ben kaç gün aç yattım her işte çalıştım ya o? Benim paramla benim sevdiğim kadınla kendi hayatını yaşıyordu . Yıllar sınra senin izini bulup Emre' yi seni öldürmesi için yolladım lakin başarısız olmuş. Telefonlarımı da açmıyor."
"Emre vuruldu." Dediğimde Haamdi' nin sinirden dişlerini sıktığı bariz belli oluyordu. Hamdi'nin üzerine yürüdüm.
"Ne! Kim vurmuş! Nerede?!" Baş parmağımı ona doğru sallayarak yanına yaklaştım.
"Senin yüzünden. Onu ölüme sen ittin. Evladını umursamadan ne olacağını bilmeden sen yolladın ölüme . Onu vuran değil vurulan yaptın Hamdi Bey! O çocuk bir uğurböceğine bile zarar vermeyen hatta değer gösteren biriydi. Onu kendin gibi şerefsiz yaptın. Sikik İki tarla parası için değer miydi ha oğlunu harcamaya!" Bağırdığımda yüzünde hissiz bir ifade vardı. Eh nihayet gıkını çıkarmayan anem konuştu
"Benim kızımı mı öldürtecektin? "
"Sizi bulmasaydım öldürecekti oğlum." Nasıl bu kadar hissiz olabiliyordu? Evladın vuruldu dedim kılını bile kıpırdatmadı şerefsiz.
"Kim vurdu onu?"
"Vayy! Ne kadar ilgili bir b-" Tam yüzüme atacağı tokadı yemeye yüzümü hazırlarken güçlü eller tokadı engelleyip benim yüzümden kendi hayatını etkileyecek olan cümleyi söyledi.
"Onu ben vurdum!" HAYIR ZAYN HAYIRR!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Get Lucky
FanfictionLondra'ya okumak için gelen Türk kızı Gizem Tam da birkaç yıl öncesinde hayranı olduğu grubun tanışma şansını elde ediyor ve hiç vazgeçmediği platonik aşığı olan esmer çocuğa tekrar aynı duyguları besliyor 3 aylık süre içerisinde Gizem'in karşılıksı...