MERHABA ARKADAŞLAR ARTIK YENİ BÖLÜMLER HER PAZAR GELECEK HABERİNİZ OLSUN :)İyi Okumalarr ...
–––––––
Ariana Grande – ONE LAST TIME ile okuyun
Gülümsedim. Bugün onu mutlu etmek istiyordum. Nasıl olsa o buraya bir daha ne zaman gelecekti ki? En azından buradaki şartlara rağmen mutlu olur. Yani umarım.
Saatime baktım. Akşam olmak üzereydi. Lunapark vardı. Hemde şu yaz aylarında cıvıl cıvıl oluyordu heryer. "Evet." Dedim.
"Eğlenmeye hazır mısın dostum?!" Dedi Zayn. Kıkırdamalarıma engel olamayıp anırarak kahkaha attığımda Zayn anlamsızca bana baktı. "Ne var ? Gülünce çirkin olduğunu daha önce söylemiş miydim?"
Hala anlamamıştı. "Eylül.." Dedim. Kızla konuşuyordu iyi güzel fakat beden dili kadar normal dilinde önemini unutmuştu koca oğlan. Bu kadar unutkan birinin İleride çocuğu olursa napçak acaba?
Benimle olmayacağı kesin ama neyse. O çok ünlüydü ve tabijide bir eekekte olabilecek her özellik mevcuttu. Haliyle Peşinde bir sürü kız koşuyordu. Okadar güzel alımlı kızlar içinde görünecek kadar farklı değildim. Olamazdım zaten. Hayaller güzeldir. Fakat şu an karşımda duran hayalin hayal olmasıda içimdeki minicik parıltıyı söndürüyordu. Bu şartlara göre ufak bir parıltının bile hala saf gibi umudum olduğunu gösteriyordu..
İç seslerimi defedip konumuza döndüm. Zayn hala anlamsızca bakarken kucağındaki Eylül ise mutlu bir şekilde Zayn'in hafif sakallı yanağını okşuyordu.
"Zayn." Dedim kıkırtılarımı keserek.
"Tamam bedenen iyi anlaşıyor olabilirsiniz ama dil olarak sorun var sanırım." Ne dediğimi anladığında elini anlına vurarak "Ahh hemen ders almalıyım." Dedi. Gülümsedim. Eylül'ü kucağıma alıp yanağını okşarken. "Hava kararmadan gidelim mi?" Dedim. Saate baktığımda akşam 6 ydı ama yaz olduğu için hava hala aydınlıktı. Arabaya geçtiğimizde Eylül'ü arkaya bindirip öne bindim. Şimdi biraz tuhaf hissettiğim doğrudur . Ne yaparsın , bu durumda kim hissetmez ki? Off tamam sakinim.
Radyoyu açtığımda One Last Time çalıyordu. Sesini açıp şarkıyı mırıldanırken bir yandanda yolu tarif ediyordum.
Arabayı müsait bir yere parkettiğinde Zayn başımdan beresini alıp kendine geçirdi. Ne güzel yakışmıştı bana yaa.. Çünkü onundu. Of
"Beğendiğini biliyorum. Şimdilik takayım sana veririm." Sesli mi düşünmüştüm? Hayır. Ee nerden biliyor beğendiğimi? Kesin belli ediyordum..
Hafif dağılmış saçımı düzeltip arabadan indim. Eylül'ü de kucağıma alıp indirdiğimde Zayn'in yanında lunaparka girdik. Burası o kadar görkemli değildi. Ama iş görecek oyunlar vardı tabiki ama Disney Land 'lardan gelen Zayn için burası fazla fazla sönüktü.
Zayn'in dikkat çekmemesi için koluna girdim diğer elimle Eylül'ün elini tuttum. Eylül "Dönme dolap!" Diye cırladığında direk Zayn'''e baktım. "Dönme dolaba binelim mi?" Deyince içimden binmemesini istedim. Tamam biraz –çok– yükseklik korkum vardı ve en son küçükken binmiştim. Tabi herkesin içinde kusmamla durdurmuşlardı. Tekrar o anı yaşayıp rezil olmak hatta Zayn'in önünde rezil olmak tabiki istemiyordum. Zayn ilk önce bakışlarını dönme dolapta gezdirip başını terddütlü evet olarak salladı. (o nasıl oluyor anlmdm) .
Biletleeri almaya gittiğimizde Zayn ne zaman TL ye çevirdiğini anlamadığım dolu dolu banknotlardan 100 TL çıkardı. İçim rahat değildi onun ödemesi konusunda ama onun için asla sorun olmadığını biliyordum işte huyum bu dünyanın en zenginide olsa benim için ödeme yapmasına içim rahat etmiyordu. Şimdi söylesem kesin benim ödememe engel olcaktı.. Neyse
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Get Lucky
Fiksi PenggemarLondra'ya okumak için gelen Türk kızı Gizem Tam da birkaç yıl öncesinde hayranı olduğu grubun tanışma şansını elde ediyor ve hiç vazgeçmediği platonik aşığı olan esmer çocuğa tekrar aynı duyguları besliyor 3 aylık süre içerisinde Gizem'in karşılıksı...