Bölüm 15 "Telefon"

156 20 2
                                    

Fazla mı ekşınlı oluyor ne? Hikaye hakkında görüşlerinizi bildirin. Sorularınız varsa sorun, cevaplarım seve seve. 16. Bölüm ek olacak. Emre'ye özel bir bölüm. Oy ve yoruma göre erkenden yayınlarım.

İyi Okumalar

James Arthur – RECOVERY ile okuyun

Duyduğum patlama sesiyle arkamı dönmemle Emre'nin yere yığılması bir oldu. Ani şokla "E-Emre" diye bağırırken kulaklığı kulağımdan çıkartıp rastgele fırlattım. Kabarık ekbiseyi dizlerime kadar çekerek yanına koştum. Yere düşerken başını kucağıma alıp saçını okşayarak uyanık durmasını sağladım. "Ki-kim vurdu s-seni"  Hıçkırıklarımın ardı arkası kesilmezken akıttığım gözyaşı Emre'nin yüzüne düşünce zor da olsa gülmeye çalıştı.

"Ah uğur bö-böceği ha-hala ilk gör–düğ–üm gi-gibisin, sulug-gözlü." Parmağımı dudağına bastırarak konuşmasını engelledim, zira nefes alış verişi kesik kesikti. Ambulans çağırmak için ayağa kalktığımda elinde silahla dikilen Zayn'i görmemle vücuduma kaynar sular döküldü. Bir yerde kıvranan Emre'ye bir de elindeki silahı yavaş yavaş yere indiren Zayn'e bakarken sinirden gözüm dönmüş bir şekilde Zayn'in üstüne çullandım.

"Ne yap–tığını san–ıyorsun lanet herif?" Göğsüne attığım yumrukların Zayn'in üstündeki etkisi yoktu, kıpırdamıyordu bile. Ben hala kendimi kaybetmiş birşekilde ağlayıp vururken ağzımdan dökülen kelimeleri kendimden geçmiş bir şekilde sıralıyordum.

"Seni tanımasaydım , bu–buraya gelmek hataydı zaten." Yumruklamaya devam ederken ellerimi tutup boynuma sarıldı. Herne kadar ittirsemde daha çok sarılıyordu. "Bırak beni piç kurusu, senden nefret ediyorum. " Birden benden ayrıldığında gözünden düşen bir damlayı farkettim.

"O–onu seviyorsun, ne yaptığını bilmeden beni suçlama."

"Defol git Zayn, defol!" Gözleri yarı açık olan Emre'nin kafasını tekrar kucağıma alıp bağırmaya başladım. "Yardım edin, lütfen!" Gelen seslerle arkamı döndüğümde Zayn çoktan gitmişti. Liam, Niall ve iri yarı 2 adam buraya doğru geliyorlardı. Çocukların yanına koştum.

"Lütfen, ölüyor, çocuklar yardım edin." Liam'ın komutuyla adamlar Emre'yi bir hamlede taşıyıp ilerlediler . Emre'nin acı dolu inlemeleri yüreğimi acıtıyordu. Kendimi tutamayarak Liam'ın boynuna sarılıp hıçkırıklarımı serbest bıraktım. "Şş tamam kurtaracağız onu korkma." Sırtımı sıvazlarken biraz da olsa kendime gelmiştim. "Sağol Liam."

"Hadi gidelim." Niall'ın komutuyla bizde arkalarından ilerleyip arabaya doğru gittik.

Otoparka vardığımızda neredeyse hiç araba yoktu. Hangi ara durulmuştu ortalık? Peki ya Zeynep? Diğerleri? Niall bakışlarımdan anlamış olacak ki açıkladı.

"Zeyneplere bir bahane bulup Emre'nin işi çıktığını söyledim. Daha doğrusu kalabalığı patlama sesinden sonra birkaç yalan söyleyetek korkutup kaçırdık diyebiliriz. Zeynep biraz endişelense de Emre'nin pasaportunun süresi bittiğinden acil çağırıldığı yalanına inandırdık. Louis'de Harry'i yalnız bırakmak istemedi. Fazla sarhoştu. Şu an Ashley ve Meave arka kapıda seni bekliyor. Eve git dinlen"

"Hayır bende geliyorum." Diye cırlayarak arabaya bindim, çok geçmeden çocuklarda bindiğinde dua ederek hastaneye doğru ilerledik. Bir evin önünde durduğumuzda endişeylr "Neden geldik buraya hast–"

"Bu kıyafetle gidemezsin öyle değilmi? Çabuk gel benimle. Niall üstünseki kapüşonu Gizem'e ver çabuk!" Niall hemen verdiğinde giydim. Hem üşümüştüm hem de elbisenin yarısı kıpkırmızı kan olmuştu.

Get LuckyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin