Sabah uyandığımda alarmı kurmadığımı farkedip direk saate baktım. Siktir geç kalmışım ilk günden. Hemen bavuldan ne bulursam üstüme geçirdim. Anahtar ve telefonumu alıp evden çıktım. Okuluma vardığımda müdür odasına girip gerekli işlemleri hallettim. Allah'tan bugün ders yokmuş. Ders saatlerini de alıp okuldan çıktım. İlerideki fırından ekmek alıp eve geldim. Kahvaltımı ettikten sonra kıyafetlerimi yerleştirmek üzere valizimi açtım. Tek tek dolaba dizerken bir dosya gördüm. Ne zaman koyduğumu hatırlamadığım dosyayı açtığımda gözlerim dolarak baktım. Yıllar önce koyu bir hayranı olduğum grubun posterleri vardı. One Direction! Hayatım onlarla geçiyordu. Ta ki babam ölünceye kadar. Dergi, poster, vs. hiç alakam kalmamıştı. Ama şimdi nereye koyduğımu bilmediğim 1D dosyamı annem çantama koymuştu. Tek tek bakarken onları çizdiğim resimlere baktım. Çoğunlukla esmer çocuğu kalp içine almışım. Ahh Zayn'di o. Hayalimdeki kocam! O zamanlar Londra'ya tıp okumaya gideceğimi söyleseler k.çımla gülerdim herhalde. Dosyanın kapağını kapatıp dolabımın ücra köşesine kooydum.
Bence bu boş zamanda Londra'yı gezmek iyi fikir olabilir diye düşünerek üstüme ince bişeyler giyip evden çıktım. Yanımda geçen dükkanlara tek tek baktım. İleride konser afişleri vardı. Belki sevdiğim ünlü vardır düşüncesiyle afişe yakından baktım ama sık dinlediğim şarkıcılar yoktu.
Birkaç yer daha gezdikten sonra eve doğru yol aldım. Geçerken elektrik direğinin üstündeki ilgi.çekici ilana göz attım.
Omg..!
Çüş..!
Oha !! İlanda aynen şöyle yazıyordu;
"1D ile tanışmak, beraber konser vermek isteyen Directioner aranıyor! Saat 4 te çekilecek kurada çıkan 5 kız 3 ayını 1D ile geçirecek. Kız versiyonları olacak. Bu fırsatı kaçırmayın. Kuraya adınızı yazdırmayı umutmayın. Çekiliş büyük meydanda yapılacaktır. İyi Şanslar!"
Ağzım açık ilana bakarken eskiden olsa sayısız halay çekip takla atmıştım. Ama şimdi ikilemde kalmıştım. Göz devirip eve de gidebilirdim ama onların kalbimdeki yerleri ayrıydı. Ne kaybederim ki diye düşüne düşüne büyük meydana vardım. Vay anasını bütün Londra burada mübarek! Diye etrafa bakınırken ismimi yazdırmaya gittim. Tek tük İngilizcem'le göz dolduruyordum açıkçası (!) Adımı yazdırdıktan sonra kalabalığın içinde oturacak yer bulamadım ve herkes gibi beklemeye başladım.
Bir müddet sonra sahneye orta yaşlı spiker çıktı açılış, teşekkür bla bla zırvalarken hele şükür kurayı çekiyolardı. "İlk şanslı kızımııııız.. Ashley Mogan." Gerçekten mahşeri kalabalığı görünce azcık olan ümidimi de yitirmiştim. "İkinci şanslı kızmııııız.. Riley Elliot..!" Sahneye çıkkan kızlara imrenerek bakarken bir kağıt daha çektiler "Üçüncü kızımız... Meave Hudson..!" Hadi ama Gizem çok bekle bu kadar yabancı arasından. "Ve dördüncü kızımııız Lilly Benson.!!" Tamam pes ediyorum kendime fazla güvenmiştim. Amaaan çıkmazda banane ne kaybederim ki! Arkamı dönüp kalabalığı yarmaya çalışırken arkadan spikerin sesi duyuldu. Ben tam kalabalığı yarmış rahat bir nefes aldım derkenn..
"Hmm Son kızımız yabancı. Gıyzem Keya." Ahahah bu ben olamam dimi? Adımı düzgün söyle kitapsız! diye söylenirken herkesin etrafına bakındığını gördüm. Kimse sahneye çıkmayınca ŞANS denen şeyin bana baktığını farkettim. İlk defa. Titreye titreye sahneye çıktığımda spiker başladı konuşmaya "Son 2 yılın çekilişlerinde ilk defa bir yabancıyı ağırlıyoruz. Bu ilginç." Bana bakarak "Nerelisin güzel kız?" Adamın pürüzsüz İngilizcesine karşılık "Türk'üm, Adım da Gizem Kaya bu arada" dedim. Adamın adımı söyleyişi hoşuma gitmemişti. "Gıyzem" Nedir abi? Küfür gibi.
"Peki Gıyzem. Evet sayın seyirciler. Son 2 yılın ilkerini yaşıyoruz. Peki kızlar hazır mısınız? Çocuklar sizi izliyor şu anda." Yanımdaki kızlar feryatla cırlarken ben de etrafıma bakındım –bütün soğukkanlılığımla– nerdeler diye. "Evet bu yılın şanslılarına bir alkış." Tiz bir allış patladığında adam bizi kulise çekiştirdi. "Kızlar hazır mısınız? Çocuklar sizi bekliyor.".Hepimiz onaylar cevap verdiğimizde önümüzdeki kapı açıldı. Kalbim yerinden çıkacak gibi hissederken titreyen bedenimle karşı kapıya yöneldik oradan Paul'un çıkmasıyla hayallerime ulaşmaya az kaldığımı farkettim. Paul bir şeyler konuşurken ben dinleyemedim. Bizi soldaki kapıya yönlendirdğinde iki kaslı iri yarı adam kapıyı açtığında Şans bana kapısını açmıştı bile...
*Yazım yanlışım varsa özür dilerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Get Lucky
FanfictionLondra'ya okumak için gelen Türk kızı Gizem Tam da birkaç yıl öncesinde hayranı olduğu grubun tanışma şansını elde ediyor ve hiç vazgeçmediği platonik aşığı olan esmer çocuğa tekrar aynı duyguları besliyor 3 aylık süre içerisinde Gizem'in karşılıksı...