•veda
"Gidiyorsun yani?" başımı salladım bininci kez ve pantolonlarımın üstüne kazaklarımı koydum. Yavaş yavaş yatağın üstündeki bütün kıyafetlerim valizde bir araya geliyordu. Devran dolabıma sırtını yaslamış hâlâ sindirmeye çalışıyordu. Ne tuhaftı halbuki. Uçak biletini alırken "neden" diye sormamıştı bile.
"Bensiz daha rahat edersin." diyip çoraplarımı valize bastırdım. "Hem şu hap meselesi yüzünden vicdan azabı çekiyordun."
"46 tane vitamin hapı içmişsin..." Vitamin hapı gerçeği yüzüme tokat gibi vururken güldüğünü duydum. "Hazır gidiyorken söyle, ilgi mi çekmeye çalışıyordun? O yüzden mi hemen ambulansı aradın?"
Hemen ambulansı aradığım kısmı doğruydu. Diğerleri ise onun kendini rahatlatma yöntemi.
"O hapları birkaç sene önce Samet getirmişti. Kutusunu değiştirdiğim için ne hapı olduğunu bilmiyordu-"
"Yeme beni, Balca." zerre inanmadı bana. "Ne diye ambulansı aradın o zaman?" alayla konuştuğunda elimdeki uyku bandıyla ona döndüm. Giyindiği pijama takımını inceledim uzun uzun.
"Ölüm kolay bir şey mi sanıyorsun?"
"İntihar eden biri öncesinde bunları hesaplar."
Bir bok biliyormuş gibi üstten üstten konuşması gülümsememe neden oldu. Önüme dönüp uyku bandımı da sıkıca koydum valize. Çok kıyafet götürmek istemediğimden içinde Samet ve benim olduğum fotoğraf albümünü aldım elime. Birkaçında Aytaç'ta vardı. Valize koydum.
"Ölseydim," valizi kapatıp fermuarına uzadım. "Muhtemelen uzun süre cesedim evde kalmaktan kokardı." göz çeşmelerim yine sonuna kadar dolarken yanağım ıslanınca elimin sırtıyla sildim. "Kokmuş bir et parçası olarak akılda kalmak istemedim."
Doğrusu sadece ölmekten korkmuştum.
Çok korkmuştum hem de.
"İntihar filan etmedin," Devran kendi inançlarını ısıtıp ısıtıp önüme koymaya devam ederken valizi yatağımdan aşağı indirdim. "Sadece oyun oynadın."
"Ne kazandım bu oyunun sonunda?"
"Okul değiştirmene karışmadım, sana para ve bilişim departmanından birkaç çalışan ayarladım. Sorgulamadan." saçmalıkları, nakaratının bile kurtarmayacağı kötü şarkılar gibi kulağıma tecavüz ediyordu. Yine de slow diye dinliyordum. "Üstelik yanına taşındım."
Yanaklarımdaki yaşları kazağımın koluyla sildim. Arkama dönüp ona doğru yürüdüm ve tam önünde durdum. "Sence," dedim derin bir nefes alarak. "Sence okul değiştirmek için senden izin mi almam gerekiyor muydu? Amcam velayetim için can atıyor. Paradan ve çalışanlardan bahsetme bile." parmağımı kaldırıp göğsüne vurdum. "Onlar senden çok benim."
Yüzüne baktım mimik görebilmek için bir umut. Boşluk gördüm sadece. O boşlukta bana zaten susmam için yeteliydi. Neye konuşuyordum ki? Kime?
Yatağımın kenarındaki komodine gidip üstünden uçak biletini, vizemi, kimliğimi, kredi kartımı ve telefonumu aldım. "Bu arada," dedim son kez canını acıtmak adına. "Oradan bakınca gerçekten hâlâ bir abiye ihtiyacım var gibi mi gözüküyor?"
![](https://img.wattpad.com/cover/334089226-288-k938146.jpg)