yirmi üçümsü

1.2K 115 8
                                    

| cumartesi gecesi

"Sorun nedir?"

"Güzelim sana diyorum, hey!""

"Dünyadan Balca'ya uzay gemisi karaya-"

Kucağımdaki yastığı yerdeki minderlerin üstünde yatan Samet'e gelişigüzel fırlattım.

"Ah acıdı." diye yalandan bir iki nida çıkarsa da aldırış etmedim. "Bu kadar üzülüyor olamazsın. Abin zaten hiç ziyaretine gelmiyordu ki. Neden şimdi tekrar gelmeyeceğini söyledi diye karalar bağlıyorsun?" konunun özüne bodoslama girdi bu defa. Koltukta oturur pozisyona geçip az önce kafamın altında olan yastığı aldım bu defa elime. "Yine mi?" dedi, korkarcasına.

Yastığa sarıldım kocaman.

"Uyumak istiyorum, evine git." kaldıramadı kovulmayı, altındaki minderi çekmeye çalıştı. "Samet gerçekten uyumak istiyorum." ağırlığı yüzünden bir türlü çekemezken ayağımla yerdeki kırlentlerden birini ona doğru ittirdim. "Annenden azar işitiyorsun sonra git hadi."

İlk defa bir söylemimi mantıklı bulmuş olacak ki minderi bana fırlatma fikrinden vazgeçti. Onun yerine tavana dertli dertli bakıp iç çekti.

Lacivert minderlere daldım ben de.

Düşünüyordum da bütün ev gerçekten de abimin sevdiği renklere göre dekore edilmişti. Neden o zaman bu eve bir türlü gelmiyordu?

"Yaman'a inanmamalıydın." dedi Samet kendi kendine. Olumlu mırıltılar çıkararak kafamı koltuğa yasladım.

"Sonuçta barda tanıştınız."

"Bar da değil, doğum günü partisinde." dedim.

"Parti bardaydı, Balca." diye bozdu beni.

"Öyleydi."

"Yüzünü görebildiğin için fazla bağlandın. Üstüne abinin çocukluk arkadaşı olduğunu öğrenince... Hata yaptın."

"Hata yaptım."

"Keşke evli olmayan birinin yüzünü görseydin ilk."

"Keşke." dedim koltuğa iyice yaslanırken. Cümlesi tekrar aklımda yankılanınca yüzümü buruşturdum. "Saçmalama."

"Ne var? Gayet doğru söylüyorum. Keşke o gün o barda o kavga çıktığında araya girenlerin hepsi bekar olsaydı. Böylelikle hiç değil bir şansın olurdu hayatına almak için."

"Konu abimden nasıl ilişkiye geldi?"

Yastığı diğer tarafıma koyup ayağa kalktım. Samet'in üstünden geçerek televizyonun altındaki dolabın kapağını açtım. İçinden fotoğraf albümünü çıkardığım saniye kalbime bir ağrı girdi. Yine de umursamadan albümü elimde tuttum.

"Ne yapıyorsun?"

"Fotoğraf albümüyle ne yapılırsa onu, Samet."

Saatlerdir yattığı minderlerin üzerinden kalkmak için hareketlendi. Aldırış etmeden dolabın içindeki bir diğer şey olan kibriti alıp ayağa kalktım.

"Her buluşmayı iptal edecekse neden söz veriyor?" diye mırıldandım. Hep anlamsız gelmişti bu hareketi. Aslında uzun süredir umutlanmıyordum da. Yaman'a kadar tabii. Ne zaman hayatıma girdi, o zaman abimle ilgili güncel şeyler öğrenmeye başladım. Heyecanlandım. Çok fazla hem de. "Yaman'ın söylediğinin aksine sabah mezarlığa gittim, yoktu orada da."

"Yine de yapmamanı öneriyorum, güzelim."

Sehpanın dibine oturup albümde kalan son fotoğrafları da çıkardım. "Neyi yapmamalıyım? Zaten fotoğraflarda bir şey gördüğüm yok." bir kibrit çıkarıp kutunun kenarıyla ateşe verdiğim sırada Samet'te geçip karşıma oturdu. Fotoğraflardan birini elime aldım. Aile fotoğrafıydı. "Hiç değil kafaları sayabiliyorum." deyip gülerek kibriti fotoğrafa yaklaştırdım. Ateşe kapılan güzel aile fotoğrafı yavaş yavaş yanmaya başladı.

Yanağımdan akan yaşı, fotoğrafın yarısından fazlası yandığında elimin tersiyle sildim.

"Suçlu olmadığım hâlde neden devamlı cezalandırılıyorum acaba?" masaya dökülen küller yavaş yavaş son buldu. Yeni bir fotoğraf aldım elime. "Şirkete gidiyorum, denk gelmemek için odasından çıkmıyor." içime kocaman bir nefes aldım. Samet yardım etmek amaçlı kibrite uzanıp kendi yakıp verdi bu defa bana. "Doğum günlerine gitmeye çalışıyorum güvenlik önce "talimat var giremezsiniz" diyor, sonra "on sekiz yaş altındakiler giremez" diye düzeltmeye çalışıyor."

Gözyaşlarıma hakim olmaya çalışsam da bunda epey başarısız oluyordum. Yanaklarımdan aşağa inen art arda yaşları görmezden gelmeye çalıştım.

"Belki iyiliğin için yapıyordur."

"İyilik?" dedim kafamı kaldırarak. Yanan fotoğrafı kaldırıp "Bu iyiliğimi düşündüğü hâlim mi?" dedim, bomboş yüzüne karşı. Böyle durumlarda karşımdaki insanın yüzünü görememek daha yalnız hissetmeme neden olduğu için bakışlarımı kaçırdım. "İstemesin iyiliğimi filan."

Fotoğrafın dibine geldiğinde sıcaklık, bıraktım son küçük parçayı. Kibriti alıp yaktım son kez ve kalan iki fotoğrafın ikisini de birlikte aldım elime bu defa.

"Beni annemle babamın ölüm yıldönümleri için olan bağış gecelerine aldırmıyor," fotoğrafları birlikte yakıp kibriti bıraktım. İkisini de birbirinden uzaklaştırıp ayrı ayrı yanmalarını izledim. "O gün o araba da yemin ediyorum sadece uyudum. Çocuktum ama hatırlıyorum. ağlayıp abimin dikkatini dağıtmadım, sadece uyudum. Nasıl kazadan sonra cezalandırılan ben olabiliyorum anlayamıyorum."

"Balca-"

"Yaman, hazırlandığını söyledi. "Mutluydu, bence sen haksızlık ediyorsun. Gelecektir bu akşam muhakkak." dedi. Acaba yine hangi üç gecelik ilişkisini gemide gezdiriyor Samet?" kalan parçaları masaya atıp arkamdan ki tekli koltuğa yaslandım.

Bugün babamın doğum günüydü.

Kendimi iyi hissettiğimde pasta söylemeliydim.

•Sanırım ilk defa ailevi problemi olan bir karakter yazdım.

Duyarsız | Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin