Zilin çalmasını beklemek kadar zor bir şey daha varsa o da zilin çalmasını beklerken ki uğultudur. Öğretmenin derse gelmesini bekliyorduk. Gözlerimi daha sıkı yumup yüzümü iyice sıraya gömdüm. Cuma, cumartesi ve pazar günlerim Devran'ın üstün çabası yüzünden evde geçmişti.
"Arkadaşımla buluşmaya gideceğim." dediğim her an başka bir şeyle çıkmıştı karşıma. Kendisi şirkete gitmesi gerektiğinde ise Aytaç'ı aramıştı yalnız kalmamam için. Bu seçeneği karşısında ufak bir sinir krizi geçirince ne şirkete gitmiş ne Aytaç'ı aramış ne konuşmuştu daha. Hayatıma müdahale etmesi anlamsızdı, öğretecektim bunu.
Öğrenecekti.
Gözlerimi araladığımda Arıkan'a baktım direkt. Yüzü bu tarafa dönüktü. Bana baktığını düşünüp gülümsedim. Ellerini kaldırıp "smile" işareti yaparak dudaklarına götürdüğünde gülümsememi genişlettim. Açılan kapıyı duysam da ona bakmaktan geri durmadım. Ta ki duyduğum ilgi çekici uğultulara kadar.
"Yeni çocuk mu bu?"
"Çok yakışıklı."
"Umarım sahibi yoktur." diyen bir diğer kız burnunu sertçe çektiğinde kafamı sıradan kaldırıp onun olduğu yöne baktım. Orta sırada oturuyordu. Omuzlarının üstündeki ceket ve elindeki tespihle kesinlikle onu ayırt edebilmiştim.
Gülümsemem tebessüme dönerken ilgiyle o çakma kabadayı kızı izledim. Hoca "Gençler susun," dediğinde kız birden tespihi sertçe masaya vurdu. Bu kız yeni miydi? Arkasından bir arkadaşı kafasına vurup "Yeter Büşra, hoca o!" dedi, uyarı kokan sesiyle. Büşra ceketini omuzlarında hareket ettirdi.
"Biri alsın şunu sırtımdan bakayım."
"Hocam arkadaş tiyatro klübünde bir rol kapmışta onun canlandırmasını yapıyor. Kusuruna bakmayın." arkasındaki kız hocaya kısa bir özet geçti. Diğerleri de kızı onayladığında Büşra denen kabadayı arkasına dönüp kıza vurmuştu yavaşça. "Bozmasana kızım beni." diyerek.
Gülerek önüme döndüm ve tahtaya baktım. Bir adet öğrenci, yanında hocamızla dikiliyordu tahtanın hemen önünde.
Sınıftaki konuşmalar yavaş yavaş sonlandığında hoca öksürdü iki kez yalandan. Elini erkek öğrencinin sırtına koydu ve onu biraz öne doğru itti. "Bittiyse arkadaşınızı tanıyalım."
Hoca da gülmüştü az önceki yaşananlara ama sessiz olduğu için görmemiş olmalıydım. Erkek öğrenci elini kaldırdığında sandalyeye yaslandım. Sınıfta bir benim bir Arıkan'ın yanı boştu. "Şey, herkese merhaba," sesini duyunca iyice arkama yaslandım ve elime kalem alıp oynamaya başladım. "Ben Egehan, umarım hepimiz için iyi bir dönem olur."
Samimiyet kokan sesiyle birkaç kişi sıra arkadaşını dürtüklerken hocanın yerine geçmesini söylemesiyle boş yerlere baktı bir müddet. Yüzünü iki tarafa da çevirip durdu. Düşünmesini saçma buldum. Ona öncesinde benim yanıma oturması gerektiğini söylediğimi çok net hatırlıyordum.
Kaşlarım çatıldığında Arıkan'a baktım. Yanındaki sandalyenin üstünden aldığı çantasını masanın kenarına asmakla meşguldü.
"Geçsene oğlum boş bir yere." dedi, hoca masasına oturduktan saniyeler sonra. Arıkan'ın yapmaya çalıştığı şey omuzlarımın düşmesine sebep olurken Egehan'a karşı başımı salladım hafifçe.
Geçsin bakalım Arıkan'ın yanına.
![](https://img.wattpad.com/cover/334089226-288-k938146.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duyarsız | Texting ✓
Literatura FemininaBaşlangıç tarihi: 09.02.23 Bitiş tarihi: 18.02.23