4 | Vücudumda İzler Var

122 49 0
                                    

"Hiç dövmen var mı?"

Beş dakikalık mesafe olduğunu söylediği yolu on beş dakikadır yürüyorduk. İkimizin de zaman algısı farklı işliyordu. Yaptığı hatanın farkındaymışcasına sorular soruyordu bana karşı.

"Hayır," dedim kafamı iki yana sallayarak. Bir an önce varmak istiyordum varacağımız yere. "Korkutucu geliyor bana."

Kaşının teki kalkık şekilde yüzü bana çevrildiğinde benim kaşlar ise aksine yukarı havalanmıştı. "Ne?"

"Neden korkuyorsun?" Alaycı bir gülüş yolladı dudaklarının arasından. "Sadece dövme."

"Hayır değil. Tenime iğne giriyor ve onu sonsuza dek taşıyorum." Bir kez daha düşüncelerimi savunarak iğrenmiş yüz ifademi takındım. "Korkunç." Bir anda aklıma gelen soruyla yeniden bakışlarımı yanımdaki adama çevirdim. "Kaç dövmen var?"

Çok önemsiz bir soruymuşcasına dudaklarını büzdü ve omuzlarını silkti usulca. "Bir iki tane var ya." Alt dudağını dişlediğini görebiliyordum, kaçırdığı kıkırdamasını gizlemeye çalışıyordu. Pek başarısızdı.

"Ha, iyi azmış."

"Evet."

"Evet?"

"Bak, geldik." dedi çenesiyle dükkanın tekini gösterirken. Siyah pankartın üstüne beyazla yazılmış Black Tattoo yazısının altında pinekliyorduk. Yanımdaki adam içeriye benden önce adımlarken arkasından etrafı seyrederek sürüklüyordum ayaklarımı.

Fazla kasvetli bir ortamı vardı, bir an nefes almayı unuttum sanmıştım. İçerideki herkes yüzüne kadar çizimli ve asiydi. Benim önünden geçtiğim hiçbir dövmeci böyle gözükmemişti bana. Beni bir ayinin içine mi sokacaktı yoksa bu adam?

Hem temkinli hem de korkak yürüyüşüme bir de anlamsız yüz hatlarım tetikliyordu.

"Hoş geldin."

Diğerlerine göre daha normal görünümlü kirli sakallı adam gülümser edayla Uygan'ın elini kavrarken sarıldılar hafifçe. Tanıdık olduklarını anlamam içini yine de rahatlatmıyordu. Üzerimde korkutucu bakışlar seziyordum ve öylece olduğum yerde tırnak etlerimi yoluyordum.

Sarılmaları bittiğinde Uygan eliyle işaret etti, yanıma gelmemi isteyerek. "Bu da Hazen," O beni tanıtırken birkaç adımda yanlarında bitmiştim. "Bu da Okan." Yalancı bir gülüş takınırken hafifçe eğilip selamımı verdim. "Yakın bi' arkadaşım." Dediğiyle afallarken gözlerimiz buluştu, tıpkı ikimiz de aynı şeyi düşünüyormuş gibi. " Yeni bir dövme istiyorum ben, bir yazı buldum. 'Aşk her şeyi fetheder." 

"Viy viy viy." Uygan'ın ensesine şaplağı çaktıktan sonra ilerlemeye başladılar. Ben de arkalarından ufak adımlar eşliğinde gidiyordum. Vardığımız oda dövmenin gerçekleşeceği yerdi. Burası az önceki hole göre daha aydınlıktı. Işıklarla doluydu.

Uygan ve Okan bilgisayarın başına geçip dövme hakkında istişare yaparlarken, ben ise hiçbir şeye aldırış etmeden dövme koltuğunun yanındaki sandalyeye ilişivermiştim.

"Aha, bu olsun!"

Uygan'ın gür ve tok sesiyle irkilirken kafamı sesin geldiği tarafa çevirdim. Sanıyordum ki ton ve renk konusunda bir karara varabilmişlerdi. Adımları ufaktan yanımdaki koltuğa doğru ilerledikten sonra, koltukta yerini aldı. Beli dövme koltuğunun kıvrımını bir yay gibi sararken, sırıttı benim aptal yüz ifadelerime karşı.

"Beklettik seni bıcırık."

"Bıcırık mı, yahu sen de."

Kucağıma aldığım çantanın sapını iyice sıkarken yaklaşan Okan'a yöneldim. İşinde iyi olduğundan emincesine hareket ediyor, bu da insana güven veriyordu istemsizce.

Deli Divâne | +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin