Bölüm Şarkısı: Gripin - Durma Yağmur Durma
---------------
"Mmh, bu koku..." dedi üzerime doğru yürürken. Sarhoştuk ikimiz de. Beyinlerimiz bulanık hareket ediyor, yüzümüzü dahi zor seçtiğimize emindim. "Beni delirtiyor." Elleri omuzlarımı sıvazlıyordu. Omuzlarıma dudaklarını değdiriyor, kuru tenimi usulca ıslatıyordu. Her öptüğünde kalp ritmim şahlanıyordu zaten. "Uslu kızım, ne de güzel sessizleşiyorsun." Sessizliğimi sevdiğini bildiğimden tek kelam bile etmiyordum. Dokunuşlarını hissetmek ile meşguldüm.
Yatağa oturduğunda bacakları arasına çekti bedenimi. Şimdi ona tepeden bakma sırası bendeydi. Terden ıslanmış saçlarını okşuyor, alnına buselerimi konduruyordum. Gözlerimiz kısık olduğundan, uykulu gibi hareket ediyorduk. Üzerimdeki uzun, saten gömleğin düğmelerini çözerken kollarını geriye attı beni film gibi seyretmek için. Ağzında sinsi bir gülüş, gözlerinde beni arzular bakışlar yatıyordu.
Düğmeler teker teker parmaklarımdan kayıp çözülürken, yerle bir oldu saten gömlek. Karşısında şimdi yeni aldığım pembe iç çamaşırları ile kalmıştım. Bedenimi çok rahat süzebilirdi. Göğsünden yavaşça ittirdiğimde, yatağa yatışının sesi kulaklarımda yankılanırken hemen de yıkıldı zaten. O serseri bakışını hala koruyordu. Bundan vazgeçmemeye yeminli gibiydi.
"Off!" dedi alt dudağını dişlerken. Ben de yatağa tırmanıp kasıklarının üzerinde yer almıştım zaten. Tırnaklarım boyun girintisinde geziniyorken boşta kalan elim onun da gömleğini çözüyordu bir yandan. Mırıltılar çıkarıyordu kedi gibi. Ona olan dokunuşlarım haz veriyordu kendisine. "Ben seni hak edecek nasıl bir iyilik işledim ki?"
"Beni ne kadar sevdiğini söyle." dedim. Şah mat durumuna gelmiştik. Aylar önce bana yaptığı muameleyi aynen ona yapacaktım şimdi. Bana sorduğu soruları, söylediği cümleleri ona söyleyecektim şimdi. Sıra bendeydi.
"Seni çok seviyorum." Haykırır gibi söylüyordu ama bu ses tonu bana yeterli gelmiyordu aslında. Daha fazla bağırmalı ve sevgisini detaylandırmalıydı kesinlikle.
"Hadi ama, bu yeterli değil, Uygan." Onu sinir etmeyi düşünüyordum ama serseri gülüşü bunu engelliyordu. Sarhoşken tam ideal erkek konumuna geliyordu. Ama değilken, işte tam bir deli ediciydi. "Daha da bağır ve başka şeyler söyle." dedim eğilip kulağına fısıldarken.
"Seni her şeyden çok seviyorum."
"Ah, yemezler." dedim yan gülüş atarak. "Eğer bana istediğim cümleleri söylemezsem," dedim cümlemi yarıda keserek ve belindeki kemeri hızla söküp bileğime doladım. "Bu kemeri elime alırım." Gözleri büyüdü ama 'İşte benim kızım" der gibiydi daha çok.
"Kızıma bak! Beni örnek alıyor." Yeni farkına varması üzücüydü. Lafı dolandırdığı için gömlekten sıyrılmış karnına elimdeki kemerin uç kısmını vurdum. Acıdan kasılırken gülerek kafasını yeniden geri yatağa attı. "Bu hareketlerine katlanacak kadar seviyorum seni." dedi yüksek tonda. İşte buydu.
"İşte benim oğlum." dedim eğilip dudaklarını öperken. Elleri kalçalarımı sararken dudaklarımızın hızı zaman geçtikçe artıyor ve vahşileşiyordu. Dillerimiz beraber dans ederken benim de ellerim rahat durmuyor ve boynunu sıkıyordu. "Karnıma zarar verme." Ayırdığım dudaklarımın ardından kulağına sıcak nefesimi bıraktım. Hareketlerinin narin olmasını istemiştim.
Kalçamdaki bir eli karnıma indiğinde usulca okşadı karnımı. Bir yandan da kalçamı sıkıyordu ama bu beni rahatsız etmiyordu. Boynuna düşen dudaklarım meşguliyet içine girmişken, onun dudakları da omzuma düşmüştü otomatikman. Sırtıma bıraktığı ısırıkla ahlayıp geri çekildim. "Acıdı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Divâne | +18
Genç KurguBir yaşam ne kadar vasat olabilirse, o kadar vasattı bazı yaşamlar. İki yaşam ne kadar alakasız olabilirse, o kadar alakasız ve bağımsızdı. Hazen, hayatını bir boşluğa adamıştı. Kimi zaman o boşluktan kurtuluyor ama bir şekilde yine kendini tanıdık...