B.4

504 40 20
                                    

"İnsanlar yalnız canlılardır derler. Peki ben daha ne kadar bu sözde teselli arayabilirim ?"

▪︎
▪︎
▪︎

Kapı açıldığında kafamı kaldırıp o tarafa baktım. Ji Na çekingence kafasını içeri uzattı.

"Kapıya vurmuştum ama" dediğinde içeri girmesi için işaret ettim. Ayıcığına daha sıkı sarılıp içeri girdi.

"Bir şey mi oldu ?"

"Sadece" Dedi odayı incelerken. Devamı yoktu.

"Sadece ne ?"

"Seninle rahat konuşma konusunda endişeliyim."

"Aa öyle mi ?" Dedim alayla. Bakışları beni buldu. "Kedi suratlı amcan ile gayet rahatsın ama"

"Ama o kedi suratlı amca. Annem onun asık suratlı olsa da aslında çok sevimli olduğunu söyledi." Dediğinde göz devirdim. Elimle yandaki pufa vurup oturmasını işaret ettim. Bir kaç saniyelik tereddütten sonra gelip yanıma oturdu.

"Açık konuşalım. Benimle rahat bir şekilde konuşabilirsin. Birbirimizi hiç tanımıyoruz ama bu zorunluluk sürecinde en azından rahat olalım. Ayrıca rahatsız olduğun bir şey olursa bunu annene söylersin ve annen beni öldürür."

"Annem seni korkutuyor mu ?" Dediğinde kaşlarım çatıldı.

"Bu önemli değil." Dedim hızla. "Ne söyleyeceksen söyle hadi."

"Ben sıkıldım." Dediğinde sırtımı sandalyeye yasladım. Ciddi miydi bu ?

"Oyun oyna işte"

"Ama çok saattir oyun oynuyorum zaten. Tek başıma sıkıldım." Dediğinde bakışlarım saate kaydı. Saatlerdir fark etmeden çalışıyordum. Üstelik Ji Na'nın evde olduşunu bile unutmuştum. Bir an suçluluk duygusuyla kollarımı bağladım.

"Ne yapalım ?"

"İstediğimiz her şeyi yapabilir miyiz ?"

"Evet ne istersen."

"Dışarı çıkalım."

"Ne istersen yapamayız. Başka bir şey söyle"

"Ama ne istersen yaparız dedin."

"Demekki yalan söylemişim."

"Yalan söylemek kötü bir şey." Dediğinde kafamı sandalye başlığına vurdum.

"Peki öyle. Yine de kimin istediği olacak biliyor musun ? Bu kötü adamın. Dışarı çıkmıyoruz." Dediğimde surat astı. Bakışları masadaki çizimlerime kaydı.

"Bunlar ne böyle ? Ayy çok tatlılar." Dedi ve birini almak için uzandı ama sonra durdu. "Bakabilir miyim ?"

"Evet bak." Dediğimde birini eline aldı. Uzun uzun incelerken onu izliyordum.

"Çok güzel resim çiziyorsun."

"Bunlar resim değil. Buna tasarım deniyor."

"Ama kağıda kız çizmişsin."

"Tamam öyle ama önemli olan kız değil. Burada gösterilen elbi-"

"Yine yalan söyleme."

"Ben yalancı değilim." Diye sinirle soludum.

"Ama daha yeni yalan söyledin. Ne istersen yaparız dedin. Dışarı çıkalım dedim. Sende de-"

"Konuşmayı hatırlatmana gerek yok velet. Ne dediğimi biliyorum." Dediğimde kağıdı masaya bıraktı.

bana masal anlatma| taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin