Mutlu 100. Günlere not: okul çıkışı gizli yerde
Sırama bırakılan nota baktım. İster istemez sırıttım. Taehyung sıramın üzerine bir not bırakmıştı. Alıp çantama attım. Son derse de girmemişti.
"Ne bu heyecan ?"
"Hope bugün yüzüncü günümüz."
"Hadi Taehyung'ı anlarım. Tüm bu heyecan falan onun için ilk yani. Sen onun ilk sevgilisisin ama ya sen ? 100. Gün saçmalığına kanıyorsun."
"Hope önemli olan kaç sevgilin olduğu değil. Doğru kişi olup olmadığı. Kalbini attırıp attırmadığı" dedim kafasını omzuma koydu.
"Romantiklikten öldüm. Göm beni" dediğinde kıkırdadım.
"Ah bu arada Rosé sence de değişmemiş mi ?" Dediğimde boş boş bana baktı." Diş tellerini çıkarmış" dedim imayla. Kaşlarını çatıp omzumdan kafasıni kaldırdı.
"Sürekli o kızın lafını yapıyorsun."
"İlk olarak o bana okulda zorbalık yapmayan tek kişi."
"Bizim haricimizde."
"Aynen." Diye onayladım.
"O da derslerden kafasını kaldırmıyor baksana. Yoksa susmazdı. Kendi de dışlanmış."
"Bayma beni. Alakası yok Hope. Kız iyi işte. Bu da ikinciye götürüyor bizi. İkincisi de kız çok güzel baksana."
"Yani ?"
"Ne biliyim ? Seni kesiyor işte."
"Yaklaşık 4 aydır bu böyle. Acaba kimin yüzünden? O gün kızı tut çıkar dedin. Beraber yarım saat geçirmek zorunda kaldım. Sıkıntıdan ölüyordum. Konuşmadı bile."
"Abartma. Bence eğlenceli kız. Hem zeki de" dediğimde sırıttı.
"Zekaya bakmıyorum belki fiziği-"
"Belli senin zekandakilerle işin daha kolay" dediğimde suratını büzüştürdü.
"Bu acıttı"
"Acıtsın. Hak ettin."
"Şakayı bırak kız gerçekten soğuk. Yani kitap dışında bir şeyle ilgilenmiyor. Sıkıcıııı." Dediğinde zil çaldı. Hemen toparlandım.
"Sende eğlence dışında bir şeyle ilgilenmiyorsun." Dediğimde dil çıkardı.
"Size iyi eğlenceler" dedi alayla ona el hareketi çekip sınıftan çıktım. Önce tuvalete gidip kendimi kontrol ettim. Aynı zamanda okulun boşalmasını bekledim. Her çıkış zilinden sonra tuvalete toplanıp üzerini değiştirip makyaj yapan kızlar da çıktığında okulun boşaldığına emindim. Çıkıp gizli yere geçtim. Kapıyı açtım. İçeri bir adım attım ve kaldım.
"Taehyung." dedim sesi yoktu ama buraya her ne yaptıysa nefesimi kesmişti. Etraf minik minik bir sürü ışıkla süslenmişti. O kadar çoktu ki sanki sabah olmuştu. Elinde minik bir pasta ile rafların arasından çıktı.
"Nice mutlu, senli 100 güne" dediğinde pastayı elinden alıp çamaşır makinesini üzerine bıraktım ve ona sıkıca sarıldım.
"Tae burası müthiş. Gerçekten bayıldım."
"Olacak o kadar. Bütün ders bununla uğraştım. İlk defa dersi ekiyorum." dediğinde gülümsedim. Pastayı masaya alırken o müzik açtı. Beraber dans ederken onunla sohbet ettik ve doyasıyla öpüştük. Onu öpmek her zaman o hissi bırakıyordu. Bundan hiç sıkılmayacağımı biliyordum.
"Seni seviyorum" diye fısıldadım. Aynı şekilde cevap verdiğinde gülümsedim. Onu koltuğa attım. Şaşkın bir halde bana baktı. Gömleğini çıkarıp yere attım ve kucağına oturdum.
Evet 100. Gün normalde bana da saçma gelirdi. Aşkını göstermek için bir bahane gibi. Bizim böyle şeylere ihtiyacımız yoktu ama onun o heyecanı bana bulaşıyordu. Bana olan sevgisi onu daha çok sevmeme sebep oluyordu. Bana olan bir bakışı bile tüm saçmalıkları güzel kılıyordu. Aşık oluyordum. Bu korkutuyordu ama Taehyung ile olduğu içinde bir yandan korkmuyordum.
*********
"Hava cidden soğuk" dedim biraz daha ona sokuldum. Üzerimizde bir battaniye vardı ama titrememe engel olamıyordum. Lakin o sıcaktı.
"Kendimi kullanılmış gibi hissediyorum." dediğinde kıkırdadım.
"Bu kadar sıcak olmasaydın sende" dedim ona dönerek. Dudaklarıma hızlıca bir öpücük kondurdu.
"Annemle tanışmak ister misin ?" Dediğinde gözlerimi şaşkınlıkla kırpışırdım.
"Taehyung emin değilim. Ben çok isterim ama o beni ister mi ?"
"Neden istemesin ?" Dedi bakışları beni bulurken.
"Nasıl anlatsam...Pek senden beklenilecek tipte biri değilim. Yani biz fazla zıttız. Siyah ve beyaz gibi."
"Birbirlerine mükemmel uyuyorlar." Dediğinde gülümsedim. "Bizim gibi."
"Ayrıca ben... haberciyim. Bu mesele de var" dedim gülümsedi. Ona bunu söylemiştim. Birbirimizden bir şey saklamıyorduk. Söz vermiştim. Bunu istemiyordu ama para kazanmak için bu işe ihtiyacım vardı ve bana saygı duyuyordu. Üstelik bu işin zararsız olduğunu, başıma bela açmadığına dair de onu ikna etmiştim.
"Bunu ona zamanla söyleriz. Hem söyleyeme gerek bile yok. Senin hakkında bilinecek bir şey varsa ben bileyim yeter. Eminim seni çok sevecek. İyi anlaşacaksınız. Sonra her şey daja güzel olacak. Daha beraber aynı üniversiteye gideceğiz."
"Hadi ama okul okuyup okumayacağım bile belli değil. Notlarım seninkilerin yanında berbat."
"Olsun. Tasarımlarınla gireceksin o okula. Aklı olan herkes o tasarımlarla seni havada kapar. Hem okul paranı da biriktirmene az kaldı. Annemle tanış, o seni bir okula tavsiye eder. Emin ol çevresi çok geniş."
"Tamam, tamam sen istiyorsan tanışırım ama beni tavsiye etme işini unut. Kendim yapmak istiyorum" dediğimde gülümseyip hevesle kafa salladı. Sırf yüzündeki gülümseme için bile kabul ederdim.
"Seninle hep gurur duyacağım." dediğinde ben de gülümsedim. Biliyordum. Bende onunla gurur duyuyordum. Çıplak omzumu öptü. Gözlerimi kapatıp kokusunu içime çektim.
"Ama buluştuğumuzda zarfla para verip oğlumun peşini bırak derse kabul ederim."
"Et tabi ki. Para önemli. Sonra beni yemeğe çıkarırsın." Dediğinde kahkaha attım.
"Sadece suratıma su atmasın. O zaman bozuşuruz."
"Bunu daha çok sen yaparsın gibi geldi." Dediğinde omzuna vurdum. O ise gülmekle meşguldü.
"Siyah dışında bir şey giymem lazım." Diye mırıldandım. Sonuçta o Taehyung'ın annesiydi. Onunla iyi anlaşmak, en azından kendimi sevdirmek istiyordum.
"Sana pembe bir elbise alırım."
"Iyy"
"Hem de çiçekli."
"Ah kusucam şimdi." Dediğimde gülerek bana sarıldı.
"Ne giyersen giy. Hepsi sana yakışacak ve mükemmel olacaksın."
"Bana aşık olan sensin. Bu yüzden böyle düşünüyorsun."
"Saçmala- Ah sizi tanıştırmasam mı ? İlk sevgilimi tanıştırarak kriterleri yükseltiyorum."
"Yah! Seni öldürürüm."
"Seni seviyorum bebeğim. İlk ve son sevgilimsin." Dedi ve üzerine çekerken. Kafamı göğsüne gömdüm.
"Öyle olsa iyi olur. Yoksa öldü-"
"Biliyorum. Bu korku bile yeter. Söz veriyorum. İlk ve son."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bana masal anlatma| taennie
Teen FictionYıllar sonra Jennie ve kızının yardım için çaldığı kapı, sevdiği adama aitti.