B.18

244 24 5
                                    

"Taehyung benden kaçıyor"

"Ne ? Saçmalama. Senden kaçtığı falan yok. Hem neden kaçsın ki ?" dedi Hoseok. Göz devirdim. İki eliyle masaya dayanmıştı. Onu uykudan uyandırdığım için yorgun gözlerle bana bakıyordu. İki gün benle takıldı diye ne bu uyku merakı ?

"Sence ? Size söylemedi mi ? Korkaklık yaptığı içindir. Onu öptüm" 

"Ne sen ciddi misin ? Sonra ne oldu ?" dedi. Şimdi tamamen uykusu açılmış gözüküyordu. Sırıttım. 

"İşte bu yüzden bilmiyorum. Onu öptüm ve ayrıldığımızda koşup kaçtı." dediğimde kahkaha attı. Cidden verdiği tepki bu muydu ? İçim içimi yiyordu benim.

"Bu komikti ama çocukla oyun oynama" dedi. İkinci cümlesinde aşırı ciddiydi. Kaşlarımı çattım.

"Ne ? Taehyung ile oyun oynadığım falan yok . Neden oyun oynayacakmışım  ?" dedim sinirle. Bu sefer oda kaşları çatık bana baktı. 

"Ne demek oynamıyorum. O zaman ondan hoşlandın mı  ?"

"Tabi ki. Yoksa neden öpeyim onu ? Kafan mı iyi Hope ? Uykuna dön" dedim sinirle. Bir kaç saniye yüzüme baktı. Bu kadar düşünecek ne vardı ?

"Peki neden senden kaçsın ki ?" dedi sonunda. Bıkkın bir şekilde ona döndüm. 

"Bilmiyorum. İki gündür benden kaçıyor."

"Siz artık derse dönseniz ? Yada çıkın ki ben derse devam ediyim. Hem de   muhabbet etmiş olursunuz ?" dedi öğretmen. Ben tam kalkmak üzereyken Hoseok beni tutup çekiştirerek zorla oturmamı sağladı. Oturduğumda hoca çoktan derse geri dönmüştü. 

"Ne olduğunu anlat ?" Dedi sessizce.

"Onu öptükten sonra bir anda çıktı gitti. Zaten gömleğim makinede olduğu için peşinden gidemedim."

"Gömleğin makinede miydi ? Sadece öpüştüğünüze emin misin ?"dediğinde onu cimcikledim. 

"Ahh tamam be. Bu acıttı!"

"İki gündür peşindeydim ama dönüp zil çaldığında hemen çıkıyor. Uyuduğum için yakalayamıyorum. İçeri girerken de tam öğretmenle giriyor. Benimle dalga geçiyor resmen."

"Ondan hoşlandığına emin misin ?" dediğinde göz ucuyla ona baktım. "Ne Sadece emin olmalıyım. O benim kardeşim gibi. Sakın onunla oynama."

"Kimseyle oynadığım yok. Hope hadii ama yardım et. Zil çaldığında ön kapıyı tut. Son derse girmeden yakalamam lazım yoksa hızla arabasına koşup gider. Sınıfta zaten herkes hemen tenefüse çıkıyor. Bir tek şu sessiz kız kalır sınıfta. Adı neydi ?"

"Taehyung'ın yanına zorla oturttuğun kız mı ?"

"Evet bunu için pişmanım zaten!"

"Tamam, tamam o Rosé." dediğinde kafa salladım. 

"Aynen onu alıp hemen çık. Duydun mu ? Tae ile tek kalmam lazım" dediğimde sırıttı. Koluna vurdum.

"Konuşmak için" dediğimde kahkaha attı. Hoca da dahil bütün sınıf bize dönmüştü. En ön sıradaki Min He ile göz göze geldiğimde göz devirdim ve önüme döndüm. 

"Hope kalk, hadi hadi" dedim. Onu itip sıradan çıktığımda geçip ön kapıya ilerledi. Taehyung'ın önünde durdum. 

"Selam"

"Selam. Benim lavaboya gitmem gerek çıkar mısın ?" Dedi. Yüzüme bile bakmamıştı. Yanımdan geçmek için hamlede bulunsa da önüne geçtim. Hoseok'a dönüp kızı alması için işaret ettiğimde kafa sallayıp Rosé'ye yaklaştı. 

"Rosé selam. Senle bir şey konuşmalıyız. Hadi gidelim"

"Hoseok aslında beni-" derken Hoseok bana ne yapıyım der gibi baktı. 'Elini tut ve çıkar onu. Hemen!' dedim sadece dudaklarımı oynatarak. Bir saniye yüzüme baksa da beni dinledi.

"Hadi gel" dedi ve kızı elinden tutup sürükledi. Taehyung'a döndüm.

"Neden ?"

"Ne neden ? Sadece tuvaletim geldi."

"Hayır benden kaçıyorsun. Neden ? Seni öptüm diye mi ?" dediğimde eliyle ağzımı kapattı. Gözleri kocaman açılmıştı. Masum haline gülümsedim.

"Sen utanıyor musun ?" dedim. Umarım utanma sebebi ben değilimdir. Sadece öpüştüğümüz için utanıyordur. Elini ağzımdan çekti. Elleri ensesindeydi."Sen utanıyorsun"

"Hayır saçmalama"

"Ne saçmalama ? Benden kaçma Taehyung. Artık kaçma" dedim yere bakıyordu ve sustu. Sinirim bozuluyordu cidden. Neden sürekli karşımda susuyordu ? "Neden kaçtın gittin o gün ?"

"Bence..Bence o gün sen gergin hissettiğin için beni öptüğünden dolayı  biraz kendimi kötü hissettim"

"Hayır ben kendini kötü hissetmeni istemem. Ben gerginim diye de-"

"Ah bu arada kantinde Min He'nin beni sevdiğini söylediğin için teşekkür ederim.  Biz.. konuşuyoruz" dedi. Tanrım. Midem bulanmıştı. 

"Şey sevindim. Na-nasıl oldu ?"

"O gün odadan çıkıp sınıfa giderken beni gördü ve açıklama yaptı falan. Evet öyle. Konuşuyoruz şuan sadece" dediğinde kafa salladım. Aptal duygularımı geç fark ediyor olabilirdim ama karşımdakinin duygularından hiç anlamıyorum belli ki çünkü onunda benden hoşlandığını düşünmüştüm.

"Ben böyle düşündüğünü bilmiyordum." dedim kafasını yerden kaldırıp sonunda yüzüme baktı. Şuan göz göze gelmek istemiyordum. Son dediğim şeye de pişman olmuştum zaten. Sorun yoktu. Kafamda onu bitirebilirdim hala. Zaten öyle destansı bir şey yoktu ortada. Sadece biraz, çok azıcık hoşlanmıştım. Ötesi yoktu.

"Nasıl ?"

"Min He'den hoşlandığını sanmamıştım.  Neyse senin adına sevindim. Gerçekten...Benim gitmem lazım" dedim zaten konuşmaya başladığımdan beri yavaş yavaş geri gidiyordum. Dönüp kapıdan çıktım. Tanrım ben gerçekten onun benden hoşlandığını düşünmüştüm. Bilmiyorum. Salak gibiydim. Neden böyle düşünmüştüm ? Bilmiyorum. Bana bakışlarından öyle doğmuştu içime. Ben bahçeye çıkarken zil çalmıştı ve içeri giren Jungkook ile karşılaştık.  Bana bir şey demek için dursa da dinlemeden okuldan çıktım. Sanki kendimi terk edilmiş gibi hissediyordum. Bu normal miydi ?

bana masal anlatma| taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin