B.15

255 19 6
                                    

Ji Na Hoseok'un omuzlarında onun saçlarını örüyordu. Yanına yaklaşıp şurubu ağzına tuttuğumda kafasını sallayıp örmeye devam etti.

"Onu içmezsen saçımı bırak" dedi Hoseok. Ji Na otomatik olarak ağzını açtığında şurubu ağzına tıktım. Suratını ekşiterek şurubu yuttu. Şurubu anca onu tehdit ederek içirebiliyorduk. Öteki türlü evin içinde koşup duruyor ve uzun bir kovalamaca yaşanıyordu.

"Evet ciddi bir konu konuşmalıyız" dedim ve koltukta onların karşısına geçip oturdum. İkisi de bir kaç saniye bana baksa da Hoseok elindeki telefona, Ji Na ise onun saçlarına geri döndü. Zaten uzun zamandır sorduğum soruyu havada bırakmak için her şeyi yapıyordu hanımefendi.

"Ji Na annen neden hastaydı ?" dediğimde Hoseok elindeki telefonu bıraktı. Ji Na ise bana cevap vermek yerine Hoseok'un saçlarına pembe, kelebek şeklinde bir toka taktı. İşten yeni geldiğim için çok yorgundum. Hoseok ise bütün gün Ji Na'ya baksa bile yorulmamış gibi gözüküyordu." Ji Na senden bir cevap bekliyorum."

"Annem sadece arada hastalanırdı. Sebebini bilmiyorum. Anladı mı ? Bilsem de söylemem çünkü annem bunu kimseye söylememi istemez."

"Ji Na peki doktorlardan neden korkuyorsun ?" dedi Hoseok. O da fark etmişti. Hepimiz fark etmiştik çünkü etmemek mümkün değildi. Serumunu çıkarmak için o kadın doktor içeri girdiğinde Ji Na bütün odayı birbirine katmıştı. Onu sakinleştirmek için kadını dışarı çıkardık ve serumu ise Jimin çıkardı.

"Doktorlar kötü. Çok kötüler" Dedi ve iki tokayı Hoseok'a gösterdi. "Sence hangisi ?"

"Pembenin yanına mor daha güzel olur. O yüzden mor." Dedi ve bana döndü. Ji Na yine onu kandırıp lafı değiştirmişti. Bu yüzden gözlerimle işaret ettiğimde Hoseok kafa salladı. " Neden ? Sana ne yaptılar ki doktorlar ?"

"Bana değil. Anneme yaptılar." dedi hala saçla ilgileniyordu. Hoseok'un saçlarını minik minik örmüştü ve Jungkook'un onun için aldığı küçük tokalar ile bağlamıştı. Tabi bağlarken saçın şekli bozuluyordu ama onun için bağlamış sayılırdı. O kadar toka yetmezmiş gibi bir de kelebekli tokalarla süslüyordu.

"Ne yaptılar ?" dedim sinirle. Ağzından laf almak neden bu kadar zordu bu çocuğun ? Normalde çocuklar boş boğazlı olmazlar mıydı ? Onu şeker vermekle de kandıramazdım. Suga hyungun geçen aldığı abur cuburların yarısı hala duruyordu ve o şekerler üzerinde asla söz sahibi değildim çünkü kavga edip hepsinin onun olduğunu net bir dille belirtmişti. Yanına Suga hyungu da aldığı için bir şey diyememiştim.

"Onlar onu ağlattılar. Canını yaktılar. Bana da çok kötü baktılar. Onu görmeme izin vermediler. Doktorlar gerçekten kötü."

"Ama neden ? Neden ? Neden canını yaktılar ? Neden onu ağlattılar ? Bir soruma da düzgün cevap ver" diye bağırdım sonunda. Benden korkup Hoseok'un arkasına saklandı. Saçlarımı çekiştirdim.

"Ji Na" dedi Hoseok sakinleştirici sesiyle. Ji Na'yı kucakladı ve saçlarını karıştırdı. Ji Na onun elini tuttu. "Bize doktorların ne yaptığını söyle ki seni bir daha onlara götürmeyelim ? Olur mu ? "

"Ne yaptılar bilmiyorum ki oppa. Gerçekten. Annem kardeşim olacağını söyledi. O yüzden çok mutluydum. Sonra onlar geldi. Annemi uzun bir süre göremedim. Bana izin vermediler. Hep evde dolaşıyorlardı. Kardeşimi de alıp gitmişler" dedi Ji Na. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Benden korktuğu için mi yoksa kardeşine olanlar için mi bilmiyordum ama gözlerimdeki dehşet ile olduğum koltuğa geri oturdum. Hoseok bana baktı. Onunda gözlerinde aynı ifade vardı. Jennie'ye kürtaj yapmışlardı. Neden ? Büyük ihtimalle zorla yapmışlardı çünkü Ji Na'ya kardeşi olduğunu söylediğine göre o bebeği istiyordu. Yoksa ona bu kadar değer veren Jennie üzülmesin diye ona hiç söylemezdi.

"Bebeği doktorlar mı aldı ?" dedi Hoseok. Ji Na kafa salladığında Hoseok onun göz yaşlarını baş parmaklarıyla sildi.

"Bir daha da getirmediler. Annem kardeşimi güzel bir yere götürdüklerini söylese de kardeşimi bana getirmelerini çok istemiştim. Gerçekten onu hiç ağlatmazdım. Hep severdim. Onu götürmelerine gerek yoktu. Uslu bir çocuk olurdum yemin ederim. Hem bir çocuk ailesinden uzak olmamalıydı ama doktorlar onu alıp gitti."

"Eminim uslu olurdun Ji Na."

"Hoseok oppa..o zaman doktorlara söyleseniz kardeşimi geri alabilir miyiz ? Hem annem de çok sevinir. O bizimle hiç vakit geçirmedi ki. Annemin karnında durdu sadece. Sonra onu alıp gittiler. Bari biraz bizimle kalsaydı. O zaman belki bizi severdi ve hiç gitmek istemezdi."

"O doktorları nasıl buluruz bilmiyorum Ji Na." Dedi Hoseok sessizce.

"Jungkook oppa geçen açtığı gibi yayın açamaz mı ? Belki tanıyan vardır o doktorları. Hem bende kardeşimle konuşurum. Onu canavarlardan koruyacağımı söylesem gelir ki yine." Dediğinde Hoseok dolu gözlerini tavana çevirdi ve bir kaç saniye bekledi.

"Elimizden geleni yaparız ama onu bulamazsak üzülme olur mu ?" Dediğinde Ji Na kafa salladı. Hoseok sakinleşip ona geri baktı.

"Annen... O bebeğin gitmesini istedi mi ?... Doktorlarla beraber." dedi. Benim sormak istediklerimi soruyordu. Benim bilmek istediklerimi. Bende ağzımı açmak istiyordum ama yapamıyordum. Sadece orada koltukta oturmuş onları izliyordum.

"Gitmesinin daha iyi olduğunu söyledi ama ona inanmıyorum. Çok ağlıyordu çünkü" dediğinde Hoseok kafa salladı. Tekrar göz göze geldik. Kafamı iki yana sallayıp ayağa kalktım. Kendimi zorla odama attığımda gözlerimden yaşların akmasına izin verdim.

bana masal anlatma| taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin