İğrenç yemekhane yemekleri. Masaya otururken düşündüğüm tek şey buydu. Aslında normal bir lise öğrencisinin düşünmesi gereken başka şeyler olmalıydı. Mesela okuldaki dolabımda yazan hakaretler yada beden dersinde kıyafetlerimi tamamen tuvalete atıp, leş gibi bir halde çantama atmaları. Hatta sıramın altına koydukları ölü fareyi bile düşünebilirdim ki Hoseok fareyi görünce çığlık atmıştı. Ben ise bir poşet bulup fareyi atmıştım. Hoseok başımın etini yese de gidip şikayet etmedim. Bu işleri daha kötü yapardı ki kimin yaptığı bile belli değildi. Ayrıca ben bunlara alışıktım.Tek sorum vardı. Oda fareyi nasıl bulduklarıydı . Bana olan nefretleri neden bir hayvanı öldürecek kadar fazlaydı ? Onlara hiç bir şey yapmamıştım bile.
Geçen bir haftada Taehyung ile göz göze bile gelmeyi reddetmiştim. Suga bile sınıfından gelip sınıfta yaygara koparmıştı. Bu ise işleri sadece daha kötü yaptı. Neden mi ? Kızlar oturup neden Suga gibi birinin benim gibi bir paçozu koruduğu hakkına dedikodulara başlamıştı. Bu komikti çünkü yattığımızı söylüyorlardı. Bu salaklar çocuğun Jimin'e nasıl baktığını bile fark edemeyecek kadar boşlardı.
"Yah Jennie ? Komik olan ne ? Yine yattığın birini mi düşünüyorsun ?" dedi Min He. Bu nefretini anlıyordum. Okulda dolaylı yoldanda olsa bir tek onun nefretini anlıyordum. Taehyung'tan feci halde hoşlanıyordu. Yazık. Bakışlarımı tepsiden kaldırıp ona baktım.
"Bence uzaklaş. Başıma bela almak istemiyorum" dedim. İstemiyordum çünkü onların ailesi zengindi. Bu işten ufak bir ceza ile yırtabilirlerdi ama ben, hiç sanmıyorum. Müdürün gözleri zaten sürekli üzerimdeydi. Üstelik adalet için savaşma tarzı saçmasapan bir şey yapmazdım. Çocuk değildim, adaletin olmadığını biliyordum.
"Ha ha ha. O belayı zaten aldın. Ben senin bu yıl belanım. Bu okuldan gidişini izleyeceğim" dediğinde yerimden kalktım. Gitmek için ideal zamandı. Tepsimi kaldırıp arkama döndüğümde tam karşımdaydı.
"Çık karşımdan"
"Nereye böyle ? Konuşuyorduk."
"Sen benimle uğraşacağına şu platonik olduğun çocuğa sahip çık sadece" dedim kafamla Taehyung'ın olduğu yeri göstererek. Bütün yemekhane bize bakıyordu. Dediklerimden sonra fısıldaşmalar başlamıştı. Min He karşımda kızardı.
"Se-sen"
"Ne yalan mı ? Aslında bu üzücü. Anlarsın ya, o kadar sev. Seni sevmesi için gözünün içine bak. O sana dönüp bakmasın bile. Gerçekten sana acıyorum" dedim alayla. Karşımda sinirlenmesine güldüm. O başlatmıştı. Sonucuna da o katlansın.
"Yah" dedi omzumu iteklediğinde sinirle ona baktım. Bana bulaşmasını istemiyordum. Ondan korktuğum için değildi. Okumak için son şansım olduğu içindi. Yoksa şu ana kadar çoktan tepsiyi kafasına geçirmiştim. Göz ucuyla kantine giren Suga'nın bize doğru geldiğini gördüm.
"Benimle uğraşacağın kadar ona odaklansaydın şuan el eleydiniz. Merak etme oda senin gibi bir pislik. Yakışırsınız!" dediğimde tepsime vurdu ve üzerime döktü. Üzerime dökülen sıcak yemekle canım yansa da belli etmemeye çalıştım.
"Bak pislik kimmiş ?" dedi gülerek. Suratına bir tane geçirmek istiyordum. O iğrenç gülümsemeyi yok etmek istiyordum. İyice yanıma yaklaştı. Yemekhanede çoğu kişi bize gülüyordu. Hayır bana gülüyordu. Onu ittim ve yemekhaneden çıktım. Ne yapmalıydım ? Geriye dönüp onu orada gebertmemek için uzaklaşmam lazımdı. Hızla merdivenleri çıktım. Bizim kattaki kızlar tuvaletine girdim. Elime bolca peçete aldım. Silsem de geçmezdi. Yıkamam lazımdı. Gömleğimi çıkarttım ve suyun altına tuttum. Gözümde biriken gözyaşları yüzünden kafsmı yukarı kaldırdım. O aptal yüzünden ağlamayacaktım. Yıkarken gelen ıslık sesiyle kafamı kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bana masal anlatma| taennie
Teen FictionYıllar sonra Jennie ve kızının yardım için çaldığı kapı, sevdiği adama aitti.