Sırılsıklam Aşığım Sana

9 1 0
                                    

Ertesi gün sabah sevgilimin kolları arasında, perdelerin arasından yüzüme sızan güneşle birlikte gözlerimi açtım. Başım çok az da olsa ağrıyordu ama geçen gecede yaşadıklarımın yanında bu hiç bir şeydi.

Bir süre boş duvarla bakıştıktan sonra gözlerimi yukarı doğru kaydırdım. Sevgilim hala uyanmamıştı. Ben de onu uyandırmak istemediğim için yavaşça kollarının arasından sıyrılıp yataktan kalkmaya çalışırken o aniden beni belimden kavrayıp tekrar çekmişti kendine.

" Gitme.Kal." dedi mırıldanıp dudağının kenarını büzerek. Hiç bir şey demeden parmağımı dudağına götürüp okşamaya başladım. Sevgilim gözlerini yavaşça aralayıp " Hazır mısın?" dedi mükemmel gülüşünü yüzüne oturtarak. Ben daha " Neye?" bile deyemeden bana sarılıp yatakta yuvarlanmaya başladı kahkaha atarak.

"Dün geceyi unuttun sanırım. Biraz daha dönersek yine midem bulanacak." dedim kahkaha atarak. O sırada kapı ŞAK diye açıldı ve "ayıcık" diye hitap ettiğimiz arkadaşımız içeriye daldı. " Abi aşağıdan duyuluyor sesleriniz, ne yani odanın içine diskotek falan mı kurdunuz? " dedi aynanın karşısında kendine bakarken.

" Çıkar mısın arkadaşım. Lütfen. Yahu odaya ne diye dalıyorsun ki zaten. Sevgilimin evi, ister gülerim ister diskotek kurarım abi sana ne?" dedim yatağın üzerinde dizlenip elimi kolumu sallayarak.

        " Öf be tamam ben de keyfimden gelmedim. Kaçta çıkıyoruz?" dedi dönüp sevgilime bakarak. Saniyesinde kafamı sevgilime doğru çevirip şaşkınlıkla yüzüne bakarak " Nereye gidiyoruz?" dedim. Sevgilim arkadaşımıza patlamaya hazır bir el bombası gibi bakarak " Çık. dedi büyük bir öfkeyle.

        O odadan çıktıktan sonra ben sevgilime " Nereye gidiyoruz cidden?" dedim yanına yaklaşırken. " Görürsün." dedi sırıtıp yataktan kalkarak.

         Biz hazırlanıp aşağıya indik. Sevgilim nedenini söylemeden bana büyük bir çanta hazırlatmıştı.Hep beraber kahvaltı ettikten sonra evden çıktık. 1 saat kadar süren bir yolun ardından arabadan indik. Deniz kenarında muhteşem bir otel tam karşımızda dikiliyordu. Arkamda duran sevgilime dönüp " Ciddi misin?" dedim gözlerim ışıldayarak. " Hmhm. Ciddiyim." dedi o da bana sarılıp.

           Doğruca içeriye girdik ve odalara yerleştik. Ardından da aşağıda buluşmak için bir saat belirledik. 40 dakika sonra plaja inecektik hepimiz.

         Ben kıyafetlerimi çıkarıp açık mavi bir bikini giydikten sonra dönüp sevgilime baktım. " Niye dikiliyorsun öyle kızım?" dedi gülüp gözleri kısılarak. " Çok beyazsın ya birazdan güneşten yanacaksın. Ona bakıyorum." dedim dudağımı ısırarak. " Ve canım yanacağını için o güzel kalbin endişeleniyor." diye devam ettirdi sevgilim.

           Sonra da yanıma yürüdü ve sımsıkı sarıldı bana. Ellerimi bembeyaz vücuduna götürüp okşamaya başladım ben de " Hazır yanmamışken sımsıkı sarılayım çünkü bir kaç saate dokunamayacağım bile." diye de ekledim. " Acıdan öleceğimi bilsem de yine sarılırım sana." dedi sevgilim gözlerime derinden bakarak.

Bir kaç saniye birbirimize bakarak güldükten sonra " İyi madem bari güneş kremi sürelim de akşama burnum yanıyor diye ağlama." dedim sehpanın üzerinde duran güneş kremini elime alarak. Kremi önce sırtına ve kollarına bolca sürdükten sonra önüne geçtim. Önce gözlerine sonra da karnına baktım ve kremi parmaklarımla karnından göğsüne kadar yayarak sürmeye başladım.

         Ben bembeyaz tenine dalmış giderken "Kızarıyorsunuz sanırım hanımefendi." dedi parmağını çeneme götürüp başımı yukarı doğru kaldırarak. Gözlerimi orman yeşili gözlerine kenetleyip "Sen bu kadar mükemmelken kızarmamak mümkün mü?" dedim aşkım yine bedenime yenik düşmüş kalbim onunkine değmek için yarışırken.

Sevgilim güneş kremini ben hiç fark etmeden işaret parmağına sıkıp burnuma dokundurdu.Ben de avucumda kalan kremleri yüzünün ortasına boca ettim. Kahkahalar içinde beni belimden kavrayıp havaya kaldırdı sevgilim. Ayaklarım yere yeniden temas ettiğinde yine ayıramıyordum gözlerimi gözlerinden. Sevgilim hiç bir şey demeden bileğimdeki tokayı yavaşça çıkardı ve saçlarımı usulca topladı. Sonra da bana teni tenime deyecek kadar yaklaştı ve ellerini boynuma yerleştirerek öptü beni.

Sonra eşyalarımızı yanımıza alıp el ele indik kumsala. Bizimkiler çoktan inmiş şezlonglara uzanmış güneşleniyorlardı. " Ooo sonunda teşrif edebildiniz majesteleri hazretleri." dedi bizi gören bir arkadaşımız alaycı bir tavırla. " Ha ha çok komik." dedim ben de gülerek.

Sevgilim beni elimden tutup yandaki şezlonglara sürükledi. Ben çantamı birinin üstüne bıraktıktan sonra dönüp gözlerine bakarak" Ne oluyor?" dedim. "Kızım bilmiyor musun ilgi manyağıyım. Sürekli yanımdasın ama ben ona rağmen özlüyorum seni." dedi sevgilim sırıtarak.

Ellerini usulca,belime bağladığım pareoya götürüp çözdü ve şezlongun üzerine bıraktı. Yanımızda yedi seksen güneşlenen arkadaşlarımız güneş gözlüklerini burunlarına kadar indirmiş bizi dikizliyorlardı. Ben bunu fark edince " Aşkım yapma bakıyorlar." dedim gözlerimi belerterek. Sevgilim de "O zaman biz de bakmamalarını sağlarız." deyip ayağıyla kumu tekmeledi. Arkadaşlarımız ağızlarına kadar kumla kaplanmış bir şekilde yattıkları yerden kalkıp sinirli sinirli üstlerini silkelediler. Sonra da dik dik sevgilime bakıp denize attılar kendilerini.

Tabi biz o an kahkahayı patlattık,deliler gibi gülüyorduk plajın ortasında. Sevgilim o parlak yeşil gözleriyle bana baktıktan sonra beni kucağına alıp denize doğru koşmaya başladı. Ben" Bırak beni yaa." diyordum bir yandan da kahkaha atarak. Ama sevgilim bu, ayakları suya değer değmez beni denizin içine fırlattı.

Sudan çıkar çıkmaz öksürmeye başladım. Sevgilim hemen yanıma geldi ve beni kollarının arasına alıp " İyi misin? Korkuyorum iyi misin?" dedi endişe gözlerinden okunurken. Sonra ben birden gülmeye başladım. " Aptal neden bu kadar korktun ki? Sence boğulur muydum?" dedim kollarımı boynunun etrafına dolayarak. " Asıl sensin aptal. Korkarım tabi. Konu sen olunca korkmamak mümkün mü?" deyip sımsıkı sarıldı bana.

" Dubalara kadar yarışır mısın benimle?" dedim sevgilimin kulağına fısıldayarak. " Yarışalım bakalım nasıl yeniliyorsun izle ve gör." dedi sevgilim sırıtarak. " Bence o kadar emin olma." dedim ben de gözlerine bakarak. Sevgilim yanıma geçince " Hazır mısın?" dedim ben de. Başını evet anlamında aşağı yukarı salladı. Ardından saymaya başladım " 3,2,1, şimdi." der demez ikimiz de daldık suya.

Son hız derinliklere doğru kulaç atıyorduk. Aramızda çok az mesafe vardı ama ben öndeydim( tabi ki ). Dubalara varır varmaz kafamı sudan çıkardım. İki saniye sonra da sevgilim yanımda belirdi. " Ne oldu beyefendi? Yoksa beni geçemediniz mi?" dedim gülerek. Sevgilim suyu yumruklamaya başlayınca " Tamam ya üzülme bir dahakine bilerek kaybederim." dedim kahkahalara boğularak. Sevgilim dönüp bana baktı ve " Benim suçum değil şortum kayıyordu hızlı yüzemedim." dedi somurtarak.

" Hep bir bahane." dedim yanına daha da yaklaşarak. Suyu yumruklamaktan kızarmış ellerini ellerime aldım ve okşamaya başladım. " Onu bunu boşver de çok seviyorum seni." dedim tüm bedenimle sevgilime sarılarak.

Sevgilim sadece gülümsedi ve ellerini ellerimden çekip belime yerleştirdi. Önce boynumdan sonra yanağımdan en son da dudaklarımdan uzun uzun öptü beni.

Masmavi durgun deniz, tenimizi yakan parlak güneş, ıslak saçlarımızdan yüzümüze damlayan tuzlu su, belimi kavramış elleri ve benimkilere deyen ıslak dudakları...

Sırılsıklam aşık olmuştuk yine. Birbirimizi ne kadar çok sevdiğimizi berrak mavi deniz de biliyordu artık.

Yalan Değilmiş Gözlerin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin