İkimizin de birbirimize ihtiyacımız vardı. Hayat hiç beklemediğimiz yerlerden vuruyordu çünkü ve biz sınırları zorluyorduk.
" Hani öpemeyecektin beni?" dedi sevgilim, tekrardan kanamaya başlayan dudağının köşesini parmağıyla silip sırıtarak. " Öptüm evet. Daha doğrusu sen öptün. Şimdi de acı çekiyorsun." dedim acıyarak ona bakarken.Yeşilin elli tonu gözleri parıldadı birden. Sonra bana yaklaştı ve şunları fısıldadı " Dudağım kanayacak diye seni öpmekten korksaydım zaten hiç aşık olmamış olurdum."
Dayanamıyordum. Kafayı yiyecek gibi oluyordum. Kalbim hiç durmadan onu pompalıyordu, damarlarımda kan diye onun kokusu dolaşıyordu, o geçmiş karşıma tekrar tekrar beni kendine aşık ediyordu... Haykırsam kim ne derdi ki? Bence hiç bir şey. Bu kız deli diye yargılarlar mıydı beni? Hiç sanmıyorum. Üç maymunu oynarlardı. Biri görmedim derdi, mavi gözleri 50 metre öteden çakarken. Biri duymadım derdi, en küçük bir sesten ürkerken. Diğeriyse bilmiyorum derdi, defalarca kez yalan sözlere yenilmişken.
Aşk o kadar farklı bir şeydi, bunu sevgilimi tanıdıktan sonra anlamıştım. Akşam olmuştu. Sevgilim uzandığı yerden kafasını kaldırarak " Yakamoz güzelim, bana yemek yapar mısın?" dedi yumuşak bir ses tonuyla." Yaparım yakışıklım. Ne istersin?" dedim ben de cevaben." İkimizin de en sevdiği şeyi, anladın sen." dedi. Ardına ben de mutfağa gittim iki tabak makarnayı hazırladıktan sonra odaya girdim ve yatakta uzanan sevgilimin yanına oturdum.
Yemeklerimizi yeyip , saatlerce bakıştıktan sonra sevgilim kollarımda uyuyakaldı. Ertesi gün okulla birlikte pikniğe gidecektik. Yıl sonu olduğu için dersler yerine daha çok bu tarz şeyler yapıyorduk.
Sabah olmuştu. Sevgilim derin yeşil gözlerini açar açmaz kollarını boynumun etrafına sardı. Ben onun saçlarıyla oynarken sevgilim de beni boynumdan öpüyor ve beni çok sevdiğini söylüyordu.
Giyindikten sonra sevgilime pansuman yapmak için gerekenleri yanımıza alıp evden çıktık. Okula gider gitmez herkes gruplara ayrılıp servislere binecekti. Ama ondan önce yarım saatlik bir vaktimiz vardı.
Sevgilimi kolundan tutup tuvalete götürdüm ve çantamdan pamuk ve yara bantlarını çıkardım. Aynanın karşısında durduk, sevgilim karşıma geçti.Kaşının üzerindeki yara bandını çıkardım ve temizleyip yenisini yapıştırdım.Ben tüm bunları yaparken o umursamayıp saçımla oynuyordu. Dudağına bir şey yapmaya gerek yoktu artık. Sadece parmağımı yavaşça yaklaştırıp dudağının köşesini okşadım.
Bir bakış attı bana, sonra elimi dudağından çekti ve avuçlarının içine aldı. "Korkmuyorsun değil mi öpmekten?" dedi dudağının kenarı büzülürken." Hayır korkmuyorum." dedim. Sevgilim ellerimi bırakıp bileklerimden tuttu beni ve hızlıca kendine çekti. Sonra bir bakmışım dudaklarım yine dudaklarına değiyor. Kalbim yine ona çarpıyor...
Tam o sırada bir kız girdi kapıdan içeri. Bizden küçüktü, şok içinde ağzı açık kalmıştı. Tabi onu görünce biz hemen ayrıldık ama kız çoktan koşarak kaçmıştı bile. Sevgilime bakıp güldüm. Servisler gelmeye başlamıştı. Gruplara ayrılmak için dışarı çıkmadan sevgilim" İki dakika dursana." dedi bana. Yaklaştı sonra ve kafasındaki şapkayı çıkarıp benimkine taktı. " Böyle daha iyi, hem sana daha çok yakışıyor." dedi gülerek.
Dışarıya çıkınca biz, bizimkileri toplayıp hocaya grubumuzun hazır olduğunu söyledik. Otobüse binebileceğimizi söyleyince biz de topluca birine girip en arkasını komple işgal ettik. En arkada ben, sevgilim, benim arkadaşım ve onun sevgilisi oturuyorduk. Önümüzde kızlar ve erkekler iki sıraya komple yayılmıştık.
Otobüs dolunca da yola çıktık. Yol biraz uzun olduğu için yapacak bayağı bir şey vardı. Önümüzde sevgilimin iki erkek arkadaşı oturuyordu. Yol boyunca güleceğimizi biliyordum çünkü çok komiklerdi. Hatta bir tanesi yemeye başlamıştı bile. Bende sevgilimle fotoğraf çekinmeye çalışıyordum ama onu ikna etmek bayağı bir zor olmuştu.
Sonra tüm yol el ele, sarmaş dolaş oturup bizimkilerle sohbet ettik. Bir ara sevgilime okulda dönen dedikoduları bile anlattım. Beni dinlemeye bayılırdı. Sonra ben uzanmak istediğimi söyledim ve kafamı sevgilimin kucağına yatırdım. Tüm yol öndekilerle şakalaşarak, arkadaşım ve sevgilisiyle dalga geçerek ve sevgilimle sarılıp bakışarak geçti.
Ben belli bir yerden sonra doğrulup beni çağıran kız arkadaşlarımın yanına gittiğimde telefonuma dakikada bir mesaj geliyordu. Sevgilim hiç durmadan bana bunu yazıyordu" Özledim" . Sonunda dayanamadım ve tekrar yanına döndüm. Gider gitmez de sarıldı bana, öndeki erkekler gaz verip dalga geçtiler tabi. Yolun geri kalanında aşkımdan ölüp biten sevgilimin saçlarıyla oynadım. Sonra zaten ormanlık alana varmıştık.
" Ayaklarımı hissetmiyorum." dedim otobüsten inerken. Sevgilim durup baktı ve" Taşıyayım mı seni?" dedi. " Hayır tabi ki." dedim gülerek o sırada yemeye hala devam eden arkadaşımız" Güzel şapkaymış." dedi kafamdakini göstererek." Teşekkür ederim,ama benim değil." dedim sevgilime bakarak." Anlaşıldı siz yine içli dışlı olmada seviye atlıyorsunuz." dedi yürürken.
Otobüsten indikten sonra kendimize piknik alanının en uçlarında çok güzel bir o kadar da sakin bir yer bulmuştuk. Sevgilim ve arkadaşları mangalı yakmaya başlamış, bizse getirdiğimiz yiyecekleri masanın üzerine diziyorduk. " Bence siz mangal yakamazsınız." dedim birden erkeklere bakarak." Sevgilim güvenmiyor musun bana?" dedi gözleri güneş ışığına karışmış, parıldayan sevgilim yanıma yaklaşarak." Güveniyorum, hem de sonuna kadar. Ama bence mangal yakamazsınız." dedim kendimden emin bir şekilde.
" Tamam o zaman bir iddiaya girelim." dedi sevgilim arkadaşlarına dönüp bakarak. Onlarda bu fikre olumlu bakınca ben de kızlara döndüm. " Hadi bakalım nesine giriyorsunuz?" dedi arkadaşım yanıma yaklaşarak. Sevgilimin arkadaşı "Biz kazanırsak gözümüzün önünde o çok sevdiğin sevgilini öpersin." dedi bana bakarak.Bir anlığına sevgilime baktım, sırıtıp göz kırpınca ben de " Peki tamam madem ama eğer biz kazanırsak da 1 gün boyunca biz ne istersek onu yapacaksınız." dedim kafamı yavaşça aşağı yukarı sallayarak.
Sevgilim " Hadi arkadaşlar kazanılacak bir iddiamız var." dedi ateşi yakmaya giderken. Yanımdan geçerken de kulağıma şunları fısıldadı " Hiç şansın yok biliyorsun değil mi? O öpücüğü alacağım çünkü." " İddiaya gerek yok ki her türlü öpüyorsun zaten beni." dedi parmaklarımı parmaklarına değdirerek.