Sevgilim binaya girmeye çabalarken arkadaşlarımız bir yolunu bulup gelmişlerdi.Sevgilim ilk defa ölümüne korkmuştu.Kendine bir şey olacak diye değil beni kurtaramayacak diye.Arkadaşları ona"Sakin olmazsan sevgilini bir daha göremezsin."dediler o da hemen toparlandı ve arkadaşlarına planı anlattı.Hepsi bir olup sevgilimi yukarı katın penceresine ittiler.Ama cam açılmıyordu,sıkışmıştı.Arkadaşlarım hemen bir taş fırlattılar.Fakat sadece camın çatlamasını sağlamıştı.
Arkadaşlarımız inmesini söyleseler de sevgilim aklına benim hep söylediğim cümleyi getirdi"Artık karıştım.Sen atlarsan ben de atlarım."Bu yüzden ellerini yumruk yaparak cama tüm gücüyle vurmaya başladı.Elleri patlamış içlerine cam parçaları girmişti ama gerekirse acıdan bayılana kadar deneyecekti.Çünkü benim elimi tutamadıktan sonra ne önemi vardı ellerinin.Ve bir şekilde başarmıştı elleri kanlar içinde olsa da içeriye dalmıştı.
Ama her yer onu içlerine çekip hayatını alacak alevlerle kaplıydı.Vazgeçmezdi biliyordum.Bu onu durdurmazdı bana sarılabilmek için canından vazgeçerdi.Beni kurtarabilmek için,her duyduğumda karnımı kelebek bahçesine çeviren kalbinin sesinin susup durmasını bile göze alırdı.Tek bir sorun vardı laboratuvarın içine inmişti ve yangın deney tüplerini patlatıp bir kaos yaratmıştı.Sevgilim hiç düşünmeden alevlerin arasına daldı.Adeta bir aksiyon filmi gibi etrafında ateşler git gide büyüyor,deney tüpleri havada uçuşuyordu.Sevgilimin derin,yeşil gözlerine yansıyan tupturuncu alevlerse kalbinde yaşadığı korkuyla birlikte git gide büyüyordu.Odadan çıkmayı başarmış benim sınıfımın önüne gelip kapıyı omzuyla kırarak açmıştı.Ve ben bir ses duydum."Bam"Sevgilim karşımda duruyordu.
Zehirlendiğim için bayılmıştım.Bayılmadan önce son gördüğüm şeyse sevgilimin yemyeşil gözleri ve elinden yere damlayan kanlardı.Oradan nasıl çıktık bilmiyorum.Sevgilim dışarı çıktığımız saniyede beni yere yatırıp nabzımı kontrol etti.Kalbim atıyordu.Şimdiye ölmem gerekirdi ama kalbim onun için atıyordu.Beni suni teneffüs yaparak ayıltmaya çalıştı.Herkes başımızda toplanmıştı.Ben yavaş yavaş gözlerimi açtım.Bunu gören sevgilim bir saniye daha ayakta duramayacak yorgun bedenini rahat bıraktı ve yanıma uzandı.Hala tüm hızıyla durmadan kanayan eliyle elimi tuttu.
Sonra dönüp bana sarıldı"Çok korktum."dedi.Ben çıkmayan sesimle "Neden kendini tehlikeye attın?Ölebilirdin.Elin neden bu kadar kanıyor"dedim."Sen şimdi bunları düşünme ben iyiyim.Senin için değerdi tamam mı?Senin için canımı veririm."dedi acısını belli etmemeye çalışarak.Ardına ambulanslar geldi ve bizi ayırmaya çalıştılar ama ben bir an bile elini bırakmadım.Bizi hastaneye götürdüler bana serum taktılar.Ama söküp çıkardım ve sevgilimin yanına gittim.Ellerindeki cam parçalarını çıkaracaklardı.Ona onu çok sevdiğimi söyledim.Camlar ellerinden çıkarken ne kadar çok canının yandığını görebiliyordum.Gözleri dolmuştu.Kendini sıkıyordu,ağlamamak için.En az onun kadar canım yanmıştı.Çünkü ikimizden birine bir şey olursa öbürü de en az o kadar acı çeker.Ellerini sardıktan sonra eve gidebileceğimizi söylediler.Ailelerimiz bizi almak istedi ama ondan ayrılmak istemediğim için sevgilime gidecektik.Acıdan ve güçsüzlükten bezmiş vücudumuz artık dayanamıyordu.Arabanın arka koltuğunda birbirimize sarılıp uyuyakaldık.