Bir süre orada öylece durduk.223 günden sonra ikimizin de ağzını bıçak açmıyordu.Ayağa kalktım."Gelmene çok sevindim ama şimdi git burdan."dedim.Şaşkınlıkla orman gözleriyle gözlerime baktı."Neden öyle bakıyorsun aldattın beni affetmemi mi bekliyorsun?"dedim."Biliyorum,öyle sanıyorsun ama beni bir dinle."dedi.Ben diretince beni kucağına aldı ve koşmaya başladı."Ne yaptığını sanıyorsun sen bırak beni."diyordum kurtulmaya çalışırken.Ama o kadar sıkı sarmıştı ki kollarını belimin etrafına hareket bile edemiyordum.
Beni bir parkın önüne gelince yere indirdi ve "Lütfen konuşalım" dedi.Kabul ettim ve bir banka oturduk."Anlatacağım ama sözümü kesmeden dinleyeceksin."dedi.Kafamı sallayarak tamam dedim ve anlatmaya başladı."Aslında ben senin arkadaşına falan yazmadım,senin gibi bir sevgilim varken zaten niye yapayım bunu?Sadece sen üzülme diye yaptım.Biliyorum çok bağlısın bana bu yüzden söyleseydim kendi yükünle beraber benimkini de taşımak isteyecektin.Sana bunu yapamazdım aşkından ölüp bittiğim peri kızına bunu yapamazdım."dedi."Üzülmek derken?" dedim şaşkın bir ifadeyle."Orman yeşili gözlerinin en derinlerindeki bulutlar sızdırmaya başlamıştı.Gözleri dolarak bana annesinin hasta olduğunu bu yüzden Amerika'ya gitmeleri gerektiğini söyledi."Ama şimdi iyileşti bu yüzden geldik.Seni tanıyorum,o kadar saf bir kalbin var ki benden bile daha fazla üzülürdün.Ve ben zaten üzülmemeye çalışırken bir de seni öyle görseydim hiç toplanamazdım."dedi bir eli parmaklarımda kenetli öbür eliyle de kıvırcık saçlarımın arasında parmaklarını gezdirirken.
Onu kucağıma yatırdım ve yaz boyu ne kadar kendini tutsada kış gelince tüm gücüyle boşanacak bir yağmur gibi ağlamaya başladım.Kafasını kaldırdı kızarık derin gözleriyle bana baktı ve yanağımdan öptü."Seni çok özledim"dedi ve sımsıkı sarıldı."Merak etme ben yanındayım."dedim."Biliyorum zaten ben dağılırım sen toplarsın ben üzülürüm sen neşelendirirsin.Bir an bile aksini düşünmedim."dedi."Yalan söylemek zorunda kaldığım için çok özür dilerim.Aylarını sana zehir ettim.Yaşanmaz hale getirdim."der demez ona"Bir daha böyle şeyler söyleme,senin çektiğin acıyla benimkisi karşılaştırılamaz bile.Bundan sonra da bu yükü tek başına çekme.Yaslan bana ben tutarım seni."dedim."Gözlerinin yeşilini bir an bile unutmadım."dedim."Ben de senin yuvarlak koyu kahve gözlerini hiç unutmadım."dedi.Aylardır beni hiçliğinde sürükleyen bulutlar dağılmış yerine tekrar her köşesini ezberlediğim orman gözleri gelmişti...