kabul ayini

786 72 58
                                    

Merhabaaaa. Sürekli buraya bir şeyler atmak istiyorummmm.

"Where she comes from, there's no saviors"

Ellerimi üzerimdeki takımın üzerinde gezdirip aynada bir müddet kendimi izledim. Simsiyah bir takım ve sarı saçlarım birbirini zıt olsa da tuhaf bir şekilde uyum içindeydi. Dudağımda ki yara bandını çıkarmıştım. Şimdi orada dikiş izleri vardı. Sol kolumdaki alçıyı da teyzemin eve çağırdığı bir doktor çıkarmıştı. Onun yerine boynuma astığım siyah bir kolluk vermişti.

"Bunları giymek zorunda mıyım?" Aynadan gülümseyerek beni izleyen kuzenime baktım.

"Evet zorundasın. Ayinlerde erkekler siyah takım, kadınlar ise parıltı, süs bulundurmayan siyah elbiseler giyerler." Dudaklarımı büzerek Taehyung'a döndüm.

"Yasta gibi."

Aslında kendimce yastaydım. Ailemi ikinci kere kaybetmenin zorluğu yüreğime oturmuştu. Ne yaparsam da inatla kalkmıyordu oradan.

Dün gece annemi görmüştüm rüyamda. Sonsuz bir bahçede renk renk çiçeklerin içinde ben ve o oturuyorduk. Annemin dizlerine uzanmak istesem de gözlerine bakmak daha cazip gelmişti o an.

"Jimin, doğru yoldasın. Seni kimsenin yanıltmasına izin verme." dedi. Ardından babam onu evin içinden çağırınca yanımdan kalkıp gitti. Ayağa kalkıp ben de eve ilerleyecekken ayağım bir şeye takıldı. Annemin kolyesi ayağıma dolanmıştı.

"Jimin." Sıçrayarak daldığım noktadan bakışlarımı çektim. Rüyamı anımsadıkça ensemdeki saçlarım diken diken oluyordu. "Daldın gittin." Yorgunlukla yatağıma oturup gözlerimi kapattım. Yorulmuştum. Bu iki gün içerisinde beni ayine hazırlamak için o kadar uğraşıyorlardı ki uykularımı dahi alıyorlardı benden.

"Yorgunum sadece." Elini omuzumda hissettiğim zaman açtım gözlerimi. Güven veren gülümsemesi yüzünde yer edinmişti bile. Anlamış gibi bir şey demeden sadece gülümsüyordu.

"Haklısın. Bizim yıllarca hazırladığımız ayine sen iki günde hazırlandın. Ama korkma, seni incitecek bir şey yapmayacaklar." dedi ve kafasını omuzuma yasladı. "Ben 15 yaşımda kabul edildim. Yaşıtlarımdan en geç benim ayinim vardı. O kadar korkuyordum ki bir aksilik çıkacak diye. Ama annem bana bir sarıldı." Nasıl sarıldığını göstermek için kollarını doladı titreyen vücuduma. "O zaman korkum da gerginliğim de buhar olup gökyüzüne karıştı."

"Teşekkür ederim." Bir şey demeden sarılmaya devam etti. Tıpkı dediği gibi gerginliğim de titremem de gittikçe yok oldu ve geriye içimde merak bıraktı.

İkimiz beraber aşağı indiğimizde Taehyung'un dediği gibi teyzem siyah uzun bir elbise giymişti. Eşi ise tıpkı bizim gibi takım.

"Ah hazırsınız demek. Hadi gidelim." Günlerdir birlikte yaşasak da henüz adını öğrenemediğim kadın saçlarımı düzeltip yakamdaki iğneyi de kontrol edip bizi uğurladı.

Büyük bir araba kapıda bizi bekliyordu. Hep beraber şoförün açtığı kapıdan bindik arabaya. Camları siyah film kaplı, koltukları deri araba bir kez daha teyzemlerin ne kadar zengin olduğunu yüzüme vurmuştu.

Sessiz ve uzun bir yolculuktan sonra gelmiştik. Yol boyu Taehyung telefonuyla oynadığı için camdan dışarıya bakmıştım.

Hoşgeldiniz Bay ve Bayan Kim ve Taehyung." Kapıda bizi karşılayan görevli ve eniştem gayet seviyeli bir sohbete daldığında gerginliğim tekrar bastırmıştı.

Gerginliğimi atmak için çevreme bakındığımda bu büyük ev dışında ev yoktu yakınlarda. Yolu aydınlatan lambalar da olmasa hepten terkedilmiş derdim burası için . Ama bu ev çevresindeki kimsesizliğin aksine ormanlık alanda oldukça bakımlı bir o kadar da haşmetliydi.

Salvatore | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin