Hepinizden çok çok özür dileyerek bölümü atıyorum. Geciktim çok özür dilerim. Her neyse bölümde rahatsız edici yerler olabilir lütfen dikkatli okuyun tekrarda çok üzgünüm
Son olarak bölümü West Coast dinleyerek yazdığım için adını böyle koymak istedim. Keyifli okumalar.
İçimde bir yerlerde duyduğum şüpheyi kınayan bir yanım vardı. Yoongi'den şüphelenmemeliydim. Ondan şüphe etmem gereken bir durum da yoktu ortada.
Yalnızca anlayamadığım bir şey vardı. Neden dayısını aramıştı? Neden birlikte olduğumuzu söylemişti?
Saçlarımı hırsla çekiştirdim. Üzerinden tam üç gün geçmişti. Yoongi durmadan mesaj atıp buluşmak istediğini söylese de sınav haftamda olduğumu söyleyip buluşmayı ertelenmiştim. Açıkçası neden böyle yaptığım hakkında bir fikrim yoktu. Sadece bazı şeyleri ertelemek istiyordum. Sınavlara asla çalışmasam bile.
"Hazır mısın?" Taehyung saçlarımı şöyle bir karıştırıp hazırladığı boyayı kenara koydu. Bana kırgın gibiydi. O gün onunla o şekilde konuştuğum için sanırım. Ama kuşkularım beni asla yanıltmazdı. Bunun için yemin bile edebilirdim.
"Evet." Gönlünü almak için çaba sarf etmek istesem de bunun için yorgundum. Ve açıkçası içimden de gelmiyordu.
Soğuk boyayı fırçayla uygulamaya başlayınca kollarımı kavuşturup aynadan kendimi izlemeye başladım. Arkadan çok sevdiğim bir şarkı çalıyordu.
Uzunca bir süre aynadan kendimi izledim. Taehyung işini bitirip benimle göz göze gelmemeye özen göstererek aynadan saçlarıma baktı.
"Bekleyelim biraz."
"Teşekkür ederim." Masanın üzerindeki telefonumu alıp bildirimlere baktım. Yoongi yine buluşmak istediğini söylemişti. Saçlarımı boyadığımı söylemeden üstünkörü gelemeyeceğimi söyledim. Akşam zaten görüşecektik. Yine bir ayin vardı.
Yarım saat bekledikten sonra Taehyung'un da yardımıyla artık siyah olan saçlarımı güzelce yıkadım. Ensemde yol yapmış giden birkaç damla dışında olmuştu. Ve yakışmıştı da bence.
"Yakıştı." Kurutma makinesini alıp saçlarımı güzelce kuruttum.
"Dedem yeni takım diktirmiş. Seninkini odana yollattım." dedim makine yüzünden biraz bağırarak.
"Tamam, ben hazırlanmaya gidiyorum." Odamdan çıktığında arkasından baktım bir süre. Aramızdaki soğukluk beni üzüyordu. Zaten birbirimizi geç bulmuştuk.
Ben de saçlarımı kurutup güzelce şekil verdim. Takımımı ve montumu giyip cüppemi de dolaptan çıkardım. Açıkçası şu cüppenin olayını hâlâ anlamış değilim.
Seri adımlarla aşağıya indiğimde dedemin ve Taehyung'un beni beklediklerini gördüm. Bay Kang'ın hediye ettiği kol düğmelerini düzeltip hızlıca yanlarına gittim.
Dedem bu ayini kaçırmamı istemediği için hızlı hareket ediyorduk. Yola çıktığımızda da bana sürekli bir şeyler anlatıp duruyordu. Hiçbir şey anlamasam da onu başımla onaylayıp geçiştiriyordum.
Sonunda o tanıdık mekâna varınca ilk defa bu kadar gerildiğimi hissettim. İlk ayinimde bile bu kadar gergin hissetmemiştim kendimi.
Arabadan inip cüppelerimizi giydik ve hızlı adımlarla içeriye girdik. Burası bir çok güvenlik önlemlerine sahipti. Öyle ki arabalar bile yakına park edilmez şoförler gidip farklı yerlere park ederdi.
İçeriye girdiğimde değişik vanilya kokusu etrafımı sardı. Anlamadığım için Taehyung'a baktığımda telefonundan biriyle mesajlaştığı için beni fark etmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salvatore | yoonmin
FanfictionÇocukluğunu yetimhanede geçiren Jimin reşit olmasına yakın evlat edinilir ve kendisini bambaşka bir dünyada bulur. Sırlar, kehanetler ve ayinlerle dolu bir dünyada. "Ve onların içimdeki intikam ateşinden bile haberi yoktu."