SLM CENEMELER. ben geldim. Ay bu sefer erken atmaya çalıştım.
Sınıftakiler vizeler geliyor dedi. Nereye gideceğimizi de söylemediler. Ben Kore'ye gidicem sanırım ya. 💅
Her güzel şeyin bir sonu vardır değil mi? Elimde olsa sonsuza kadar götüreceğim güzel anların her zamanki gibi sonu mu gelmişti yoksa?
Taehyung ve Jungkook tam bir hafta sonra gelip bizi aldılar. Aslında bırası çok güzel bir yerdi. İlk geldiğimde Yoongi ile kavgalı olduğum için pek tadını çıkartamamıştım. Fakat dönüşte bir yandan arabayı kullanırken bir yandan elimi tutması da içimden bazı şeyler koparıp götürmüyor değildi. Tamam tehlikeliydi ama yine de çok güzeldi.
Üstelik barışmamıza sevinen sadece ben ve Yoongi değildik. Arabanın arka koltuğunda her bakışmamıza tepki veren iki tane hayranımız da vardı. Tabii onlar böyle yaptıkça ben kendimi Yoongi'nin boynuna gömmek istiyordum. Bir haftada deneme tahtasına çevirdiğim boynuna...
Ama yalan yok çok güzel duruyorlardı. Her ne kadar kapatmak için boğazlı da giyse görünüyorlardı.
Her şey bir yana içimdeki o felaket tellalını susturamıyordum. Kötü hisler yine etrafımı sarmış bir şeylerin olacağını bas bas bağırıyorlardı.
"Jimin!" Yoongi'nin elimi sıkmasıyla bakışlarımı yoldan ona çevirdim.
"Efendim?" Gözlerini kısıp yüzümü inceledi.
"Hasta mısın bebeğim?" Tam cevap verecektim ki arkadan yükselen sesle sustum.
"Ya bebeğim dedi!! Ağlayacağım!" Taehyung Jungkook'un kolunu sıkıyordu. Kafamı iki yana sallayıp tekrar Yoongi'ye döndüm.
"İyiyim, yoruldum sadece. Yol bitmedi bir türlü." dedim.
İçimdeki kötü hisleri onlara açıp da endişelendirmek istemezdim. Zaten Yoongi son zamanlarda yurtla ilgili çok soru sormaya başlamıştı. Beni tanımak istediği bariz belliydi ama ona anlatabileceğim güzel anılarım yoktu ki.
Buraya bile kolum alçıda gelmiştim.
"Az kaldı. On dakikaya evdeyiz." Başımı sallayıp kafamı yan yatırdım. On dakika sonra dedemin yanındaydım. Yoongi'den uzak. Dudaklarımı büzüp son on dakikamı güzel değerlendirmek adına sevgilimi izlemeye koyuldum.
Yoongi çok yakışıklıydı, söylemiş miydim? Olsun bir daha söylüyorum.
"Bakma öyle öperim." Arkadan yine bir takım sesler gelse de dönüp bakmadım.
"Arabada bebek var Yoongi! Jungkook daha minicik." Arkamı döndüğümde sinirli tavşandan başka bir şey görememiştim.
"Hey reşit olmama az kaldı! Bebek muamelesi yapmasak mı bana artık?" Kafamı iki yana salladım. Bundan vazgeçemezdim.
Sonunda tanıdık sokağa girdiğimizde gerginlikle Yoongi'nin elini sıktım. Anında dönüp bana baksa da tekrar yola odaklandı.
Tanıdık ev, tanıdık köşe ve tanıdık hisler. Buraya ilk geldiğimde de böyle hissediyordum. Biraz mide bulantısı ve biraz da gerginlik vardı.
"Jungkook valizleri indirmede Taehyung'a yardım et." Baş başa kalmak istediğini hepimiz anlamıştık. Çocuklar itiraz etmeden arabadan indi. Ben de merakla yüzümü ona döndüm.
"Seni kıracak bir şey derse hemen beni ara. Gerçi sanmıyorum ama olsun. Teyzen falan seninle konuşmak isterse canın ne istiyorsa onu yap. Sen dedeni affedip büyük bir şey başardın güzelim. Kendini zorlama lütfen. Seni çok sevdiğimi de unutma." Gülümsedim. Nasıl bu kadar ince düşünebilirdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salvatore | yoonmin
Fiksi PenggemarÇocukluğunu yetimhanede geçiren Jimin reşit olmasına yakın evlat edinilir ve kendisini bambaşka bir dünyada bulur. Sırlar, kehanetler ve ayinlerle dolu bir dünyada. "Ve onların içimdeki intikam ateşinden bile haberi yoktu."