Yoongi'nin hikayesi

282 29 6
                                    

SELAMLAR, ben geldim. Diğer bölüm geç geldiği için bunu erken atıyorum. Her bölümde okunma ve oy sayısının düşmesi de çok üzüyor 😭 her neyse keyifli okumalar 💞

Yabancı bir yerde olduğum için gece uykusu uyuduğum pek söylenemezdi. Yerim değiştiği zaman uykuyla uyanıklık arasındaki o boşlukta saatlerce kalır sabaha karşı da uykuya dalardım.

Dün gece de pek farklı bir şey olmadı. Uyuyamadım. Yoongi iki kere ateşimi kontrol edip şömineye odun atmıştı.

Sabaha karşı da yukarısı soğuk olmalı ki tekli koltuklardan birinde uyuduğunu görmüştüm.

Öğlene doğru uykumu alıp iyice açıldığımda uzandığım yerden kalktım. Salonu güzel bir koku sarmıştı.

Aslında dün gece bir rüya görmüştüm. Yoongi'yle ilgiliydi fakat tam hatırlayamıyorum. Gözlerimi kısıp bir müddet hatırlamaya çalıştım ama nafile. Gelmiyordu aklıma.

"Ben de seni uyandırmaya gelmiştim." Elini ensesine atıp kaşıdı. Önüne bağladığı önlükle öyle tatlı görünüyordu ki gülmeden edemedim. İlk başta kaşları çatılsa da bir süre sonra o da gülümsemeye başladı. "Neden gülüyorsun?" Bir kaç adımda koltuğun yanına gelip kenarına yaslandı.

"Önlük komik duruyor üzerinde. Çikolata reklamlarında oynayan adamlar gibi olmuşsun."

Dünün aksine bugün Yoongi'yle konuşmak istiyordum. Eskisi gibi konuşalım, birbirimizi sevelim ve güzel güzel bakışalım istiyordum. Bu yüzden o kadar da sıkmamak gerektiğini düşünmeye başlamıştım. Yine de bir özürü hak ettiğimi düşünmüyor değildim. En azından bir açıklama. Hem hemen affetmeyecektim ki. Sadece aynı çatı altında olduğumuz için konuşacaktım.

"Sen bana az önce yakışıklı mı demek istedin?" Gözlerimi devirip yorganı çektim üzerimden.

"O tarz adamlar ilgi alanımda değil." dedim. Bir yandan yorganımı katılıyordum.

"Ne tarz adamlarmış ilgi alanın?" Çaktırmadan belindeki önlüğü çıkarsa da görmüştüm. Taktik mi değiştiriyordu?

"Bilmem. Hiç bir adamı o kadar yakından tanımadım ki." diye mırıldandım. Duyduğuna emindim. Zaten duyup duymaması çok da önemli değildi benim için.

"Masayı açar mısın? Hazırladığım şeyleri getireyim." Başımla onaylayıp yorganı ve yastığı dolaba koydum. Küçük masayı da açıp oturdum. Onun servis yapması daha çok hoşuma gidiyordu.

Çok geçmeden masanın üzeri dolmuştu bile. Sonunda Yoongi de oturunca dayanamayıp yemeye başladım. Dünden beri bir şey yemiyordum nasılsa.

Güzelce kahvaltımızı yapıp ortalığı da birbirimize yardım ederek topladığımızda artık yapacak bir şey kalmamıştı. Karşılıklı duran koltuklarda oturup kalmıştık.

Şimdi eskisi gibi olsaydık eğer koltuğu açıp birkaç yastık atardım. Cips falan atıştırmalık ne varsa hazırlardım. Sonra da güzel bir film. Kendi kendime gülümsedim. Hayali bile çok güzeldi. Dizlerimi kendime çekip sarıldım.

"Jimin." Kafamı kaldırıp Yoongi'ye baktım. Yavaşça ayağa kalktı ve birkaç adımda koltuğun yanına geldi. Sonra yavaşça dizlerinin üzerine çöktü. Başı eğik duruyordu.

Benden özür dilemesini isterken bunu kastetmiyordum asla. Önümde diz çökmesi istediğim bir şey değildi.

"Özür dilerim. Seni çok kırdım, biliyorum. Ama sensiz aldığım her nefes zehir sanki. Seninle olduğum o zaman diliminde yaşadım ben. Öncesinde ölüydüm. Şimdi de ölüyorum." Ellerini bacaklarıma sardı. Ağlıyordu. Benim de gözlerim dolmuştu şimdi.

Salvatore | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin