Merhaba hepinize.
Hikayenin adını ve kapağını değiştirmeye karar verdim.
Artık mavi olmayacak hâlâ bu konu üzerinde düşünüyorum. Yeni adına karar veremedim. Belki Saligia yaparim
Neyse keyifli okumalar ve lütfen okurken bunların sadece kurgu oldugunu unutmayın!!!!!!Dedemle yaşamak çok farklıydı. Kendimi oradan oraya sürükleniyormuş hissinden alamıyordum. Her gün başka bir şey çıkarır ve tek bir günümün bile boş geçmesine izin vermiyordu. Bu bedenen beni yorsa da zihnim dolu olduğu için bazı şeyleri düşünmemi engelliyordu. Mesela dedemin o gün bahsettiği teyzemin anneme olan ihaneti.
Konu hakkında düşünmek dahi yoruyordu beni. Tek istediğim olanlara ayak uydurmaktı. Her gün Latince çalışmak ve Saligia hakkında bir şeyler öğrenmek. İşime de yarıyordu. Bir çok dini ritüelde söylenen ilahileri ezberlemiştim. Tabi latinceye yeni başladığım için süper değildim.
Ve bugün benim doğum günümdü.
Dedem büyük bir ayin yapılacağını söylemişti. Tam yüz yıldır her doğum günümde ayin yaparlarmış. Beni anmak adına. Beni yüz yıl önce nasıl tanıdıkları hakkında zerre fikrim yok. Bu da başka bir gizemdi tabii ama yine de omuzlarımın biraz kabardığını hissettim. Olduğum konumdan mutluydum. Gücü hissediyordum. Onu bana Lilith vermişti.
"Geçen giydiğin takımı mı giyeceksin?" Taehyung dolabıma girmiş bana giyecek bir şeyler bakıyordu. Halbuki siyah bir takım giyecektim.
"Evet. Ve çıkarsan hazırlanacağım." Telefonumu bir kenara bırakıp ayağa kalktım. Dolabımın en göz önünde olan kısmında takım elbiseler vardı.
"İyi, hızlı ol biraz. Geç kalacağız." Kimin yüzünden acaba.
Taehyung odamdan çıktığında takımı yatağımın üzerine bıraktım ve duş almaya gittim. Bu benim ilk doğum günü partim olacaktı. O yüzden gereğinden fazla bir heyecan vardı içimde. Hemen hazırlanmak istiyordum.
Bornozumla banyodan çıkıp aynanın karşısına geçtim. Önce saçlarımı kurutup şekil verdim. Ardından yüzüme hafif bir makyaj yapıp takımımı giymeye gittim. Şimdi, tıpkı davet gecesindeki gibi olmuştum tek fark takımımdı. Kendime aynadan bakıp gülümsedim. Bunu ailem için yapıyordum. İdealleri için ölen annem adına yapıyordum. Beni korumak için terk etmek zorunda bırakılan babam için yapıyordum.
"Jimin." Taehyung içeri girip yanıma geldi. O da benim gibi gülümsüyordu ama buruktu biraz. Gözleri de dolu gibiydi.
"Sorun ne Taehyung?" Biraz telaşla yüzümü ona döndüm. Onu böyle görmeye alışık değildim.
"Sadece bu ayini yapmak beni duygulandırdı." Yüzümü buruşturdum. Yıllardır bunun içindeydi. "Yani bu ayin yaklaşık yüz yıldır senin adına yapılıyor ama buna ilk defa katılıyorsun."
"Sorun değil! Artık buradayım." Dedim neşeyle. Onun bulutlu havasını dağıtmak istiyordum.
"Haklısın. Hadi gidelim öyleyse. Dedem bekliyor." Başımı sallayıp ona ayak uydurdum. Seri adımlarla aşağı inip arabaya yerleştik.
Tekrardan o kasvetli eve geldiğimde midemde bir şeylerin kasıldığını hissettim. Buraya ilk gelişim pek hoş değildi benim için. Ceketimi düzeltip kolyemi dışarıya çıkardım. Cüppemi omuzlarımdan geçirip beklemeye başladım. Bir görevli tekrar bizi aşağıya indirirken üçümüz de sessizdik. Sadece gelmemize yakın dedem "Jimin neler yapman gerektiğini unutma. İlahilere eşlik etmek zorunda değilsin. " dedi. Gerginlikle başımı salladım.
Geçen seferkinin aksine daha az insan vardı. Hatta dörtte biri kadar da diyebilirim. Taehyung'a sorduğumda bana geçen seferdekilerin başka ülkelerden gelen elçiler olduğunu söylemişti. Böylece o ülke içindeki durumdan kolayca haberdar oluyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salvatore | yoonmin
FanfictionÇocukluğunu yetimhanede geçiren Jimin reşit olmasına yakın evlat edinilir ve kendisini bambaşka bir dünyada bulur. Sırlar, kehanetler ve ayinlerle dolu bir dünyada. "Ve onların içimdeki intikam ateşinden bile haberi yoktu."