Hepinize selam bugün askerlerimi gördüm çok mutluyummm
Bazı geceler çok uzundur. Ne uyutur ne nefes aldırır. Sadece düşündürür.
Bu gece yağmurlu gökyüzünde yıldızları kaç kere saydım bilmiyorum. Kaç sigara söndü ya da kaç kere vurdum başıma. Nasıl bu kadar aptal olabildim diye kaç kere geçirdim içimden. Kaç adım attım odamın balkonunda. Soğuktan ellerim ne kadar titredi. Gerçi soğuktan mı onu da bilmiyorum.
Düşünmeden duramıyorum. Nasıl böylesine bağlanmışım. Bu kadar kısa bir sürede. Ne yapacağım Tanrım çıkış yolu göster.
Güneş yavaştan doğarken ben nadiren içtiğim sigaradan bugün paketin dibini gördüm. Taehyung yatağımda uyuyordu. Bazen sayıklıyordu. Yanına gidip onu sakinleştirince de uyumaya devam ediyordu. Bense uyumamıştım hiç.
Sevdiğim şarkılardan birini açıp elimdeki son sigarayı yaktım. Upuzun bir gece bitmişti ama ne yapacağımı hâlâ bilmiyorum. Direkt gidip Yoongi'ye birkaç güzel yumruk sallasam belki içimdeki yangın sönerdi.
Kimi kandırıyorum ki.
Denizleri içsem sönmez içimdeki yangın.
Bugün yeni yılın ilk günü. Berbat bir yılbaşı geçirdim. Sorun çıkarmaktan başka bir işe de yaramıyorum zaten.
Kar taneleri yere düşüyor ve kocaman bahçeyi bembeyaz yapıyor. Bense hâlâ alev alev yanıyorum.
"Jimin." Arkamı dönmedim. Taehyung eninde sonunda ağlamaktan kızarmış gözlerimi görecekti. Yine de arkamı dönmedim.
"Daha çok erken. Uyu." Sigaramı küllüğe bastırıp söndürdüm.
"İçeriye gel, hasta olacaksın." Çıplak ayakları kapının eşiğinde göründü. Gülümseyerek arkamı döndüm. Burnu kızarmıştı vurduğum için.
Kendime bu konuda da çok kızdım. Her şeyden önce Taehyung'u dinlemem gerekirdi ama ben bencillik etmiştim.
"Sigara kokuyorum." Masadaki boş pakete bakıp arkasını dönüp gitti. Çok geçmeden elinde açılmamış bir paketle geri geldi.
"O yaşa geldin demek." Karşıma oturup o da bir tane yaktığında aklıma doğum gününde ona hediyesini vermediğim geldi.
"Hemen geliyorum." Koşar adım dolabımda bulunan hediye paketini alıp geri soğuk balkona çıktım. İki tane de battaniye almıştım. "Doğum gününde vermedim. Sonradan rahat kafayla veririm diye düşünmüştüm."
Hediye paketini alırken havası birden değişti. Gözleri parlamaya başlamıştı şimdi. "Çok büyük bir şey değil ama benim için çok anlamlı."
"Çok teşekkür ederim." Paketi açıp içine koyduğum kitabı çıkardı. "Şeker Portakalı."
"Okudun mu?" Başını olumlu anlamda sallayıp konuşmaya başladı.
"Şimdi uyuyalım. Uyuyup her şeyi unutalım..." Bu cümleleri biliyordum. Şeker Portakalı benim başucu kitabımdı okumayı öğrendiğimden beri.
Elimin tersiyle gözyaşımı sildim. Ayağa kalkıp elimi ona uzattım. Anlamamış olmalı ki sadece uzattığım elime baktı.
"Şimdi uyuyalım. Her şeyi unutmak için." Gülümseyip elimi tuttu ve ikimiz sıcak yatağın içinde sırtüstü uzandık.
"Hep bir kardeşim olsun istedim ama annem asla bunu istemedi. İyi ki geldin Jimin."
"Özür dilerim." diye mırıldandım.
"Ne için?" Yüzünü bana döndüğünde ona bakmaya utandım.
"Kardeşler birbirlerini dinlemeli." Yan dönüp saçlarımı okşamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salvatore | yoonmin
FanfictionÇocukluğunu yetimhanede geçiren Jimin reşit olmasına yakın evlat edinilir ve kendisini bambaşka bir dünyada bulur. Sırlar, kehanetler ve ayinlerle dolu bir dünyada. "Ve onların içimdeki intikam ateşinden bile haberi yoktu."