vaftiz

384 52 21
                                    

SELAM. 500 OKUNMAYİ GEÇMİŞİM. 😭😭😭 OYLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM 💪💪💪

Saligiada günlerin nasıl geçtiğinin pek farkında olduğum söylenemezdi. Öylesine yoğun bir tempoda çalışıyordum ki bazen uyumak bile zaman kaybı gibi geliyordu. Her bilgi bir gizemi doğuruyordu. Her gizem de başka bir gizemi.

Tabii bu tempoda akıl sağlığımı koruyabildiğim de muammaydı. Taehyung ve Yoongi bana destek ve yardımcı olmasalardı eğer çoktan delirmiştim.

Öte yandan bunca şeyi ailem için yaptığımı bilmek beni oldukça motive ediyordu. İdealleri için ölen bir annenin çocuğuydum. Hakkını vermem gerekirdi ama değil mi?

"Bu ayin pek uzun sürmeyecek. Ondan sonra da direkt eve gider dinleniriz biraz." Taehyung elini omuzuma götürüp sıvazladı. Yorgun gülümsemesi benim kadar onun da çabaladığının göstergesiydi. Ben de aynı şekilde gülümseyip elimi pembe boyası çoktan akmış olan saçlarıma götürüp düzelttim. Saçlarımı da boyamam lazımdı.

"Yoongi geçen gün ayinden sonra görüşmek istedi. Sanırım onunla giderim." Yorgun gülümsemesi anında değişip imayla dolarken gözlerimi devirip karşımızdaki aşina olduğumuz eve baktım. Altında kocaman bir gizem yatan eve.

"Vay! Neyse ben de Jungkook'la birlikte giderim." Koluma girip beni cekistirmeye başladığında ayaklarım geri geri gidiyordu. Bünyem bir ayini kaldırabilir miydi? Hiç emin değilim.

Tanıdık koridordan geçip kendimizi büyük alanda bulduğumuzda her zamankinin aksine daha az insan vardı.

"Herkes gelmemiş daha." Gözlerimi tanıdık yüzlerde gezdirip selam verdim. İnsanlar beni gördükten sonra fısıldaşmaya başlamıştı. Ama bunu tuhaf karşılanıyordum. Geçen ki ayinden herkes gibi ben de etkilenmiştim.

"Jimin!" Arkamı dönüp bana seslenen kişiye baktım. Bay Chu siyah cuppesinin içinde bir şeytan edasıyla heykelin altında dikiliyordu. Yüzünde farklı bir ifade vardı. Eliyle beni yanına çağırdı. Göz uzuyla Taehyung'a döndüğümde beni belimden hafifçe itti ve diğer taraftaki Jungkook'un yanına gitti.

Ben de istemeye istemeye Bay Chu'nun yanına gittim.

"Merhaba efendim." Önünde eğilip ellerimi önümde birleştirdim. Dedem bu tarz şeylere önem verirdi. Büyüklere saygı falan filan.

"Merhaba Jimin. Nasılsın?" Sivri burnu dikkatimi dağıtırken boğazımı temizleyip önüme döndüm.

"İyiyim efendim ,siz nasılsınız?" Hemen önümde Jungkook ve Taehyung kahkahalarla gülüyordu ama ben burada 'saygı' gereği konuşmak zorundaydım.

"Teşekkür ederim, ben de iyiyim." Elinde olduğunu bile görmediğim piposunu dudaklarına götürüp derin bir duman bıraktı etrafa. Tütün kokusuna alışık olduğum için pek yadırgamadım. "Duydum ki deden seni en güzel şekilde yetiştiriyormuş. Bir sonraki lider seni yapacakmış." Sesindeki bariz alay beni oldukça rahatsız etti. Sinirle dişlerimi sıksam da saygı çerçevesi dışına çıkmayacaktım.

"Evet benim her konuda bilgi sahibi olmamı çok istiyor. Diğer dediğinize gelirsek," önümde birleştirdiğim ellerimi açıp cüppemi tuttum "elbette hakkım olan için savaşacağım. Neticede eğer ailem hayatta olsaydı Saligia'nın bir sonraki yöneticileri bizzat onlar olacaktı. Doğal olarak onlardan sonra da ben veya Taehyung. Değil mi? Buna pek şaşırmamalısınız." İçerisi yavaş yavaş dolmaya başlamıştı ama herkesin geldiği söylenemezdi. En azından benim beklediğim birkaç kişi gelmemişti.

"Bakıyorum da öğrenmişsin haklarını. En sevdiğim şeydir, zeki bir rakip." Elimi ağzıma kapatıp güldüm.

"Karşınızdaki henüz reşit olmuş toy bir genci rakip olarak görmeniz tahtınızı ne kadar kirli kazandığınızı gösterir Bay Chu. Sizin aksinize ben sizi rakip olarak görmüyorum." Yüz ifadesi değişecek gibi olsa da kendini tutup alaycı gülümsemesine devam etti. Ama hızlı solukları ne kadar sinirlendiğini gösteriyordu. "Çünkü ben hakkım olanı alacağım. Bunun uğrunda karşıma kim çıkarsa tanımam. Benim ailem bunun için öldü Bay Chu. Şimdi izninizle." Cuppemin yakasını düzeltip önünde yine eğildim ve gitmek için bir adım attım. Ama bıçak gibi sesi ben olduğum yerde durdurdu.

Salvatore | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin