(spoiler gifi)
uzun bir aradan sonra merhaba... evet, o bölüm bu bölüm! ecrin'le başlıyoruz, biraz onunla devam edeceğiz ama sinirlenmeden, sakince, empati kurarak okuyun olur mu? rekor yorum ve yıldızlarınızı bekliyorum, esirgemeyiniz benden❤️
Ecrin o gün, son zamanlarda olduğu gibi yine dalgın bir şekilde camdan dışarıyı izliyordu. Geldiğinden beri hiç konuşmamıştı. Sessizdi. Düşünüyordu. Hoş, birisi sorsa, aklından geçenleri kelimelerle nasıl ifade edebilirdi bilmiyordu ama düşünüyordu işte...
"Ecrin, bugün biraz sessizsin."
Bakışlarını odaya doğru çevirdiğinde, ona anlayışlı bir şekilde bakan psikoloğunu gördü. Buruk bir ifadeyle omuz silkmişti. "Sadece toparlamaya çalışıyorum."
Selvi Hanım gülümsedi. Ellilerinin sonundaydı ve Ecrin'i çocukluğundan beri tanıyordu. Yıllardır aralarındaki terapist-danışan ilişkisini korusa da, onun gözünde kızlarından hiçbir farkı yoktu. Böyle benimsemesini normal buluyordu aslında. Ecrin, başarıları dışında hiçbir şeyini ailesiyle paylaşmaz; mutsuzluklarını, hayal kırıklıklarını ve hissettiklerini hep Selvi Hanım'a anlatırdı. Bu yüzden, profesyonellikten ziyade, dostane bir bağ kurulmuştu aralarında. "Ah, tamam," dedi, ılımlı bir sesle. "Bekliyorum o halde."
"Teşekkürler..." Genç kız, yanağına yasladığı elini çekti ve parmaklarını kucağında birbirine kenetleyerek, bir süre tavanı izledi. Gözyaşları usulca yanaklarından süzüldüğünde, sertçe yutkunmuştu. Bir şeyler canını acıtıyor gibiydi, can havliyle yaslandığı koltuktan doğruldu. Hızlı soluklar alıp vermeye başladı ve küçük sızlanışı, isterik bir krize dönüştü. Başını eğip, akıttığı yaşların keten pantolonunu ıslatmasını izlerken, bu kötü hissin de ruhundan böyle kolayca gitmesini diliyordu.
"Peçete ister misin?"
"Çok iyi olur."
Selvi Hanım, ayağa kalktı ve kutu peçeteyi Ecrin'e uzattı. Ecrin, birkaç yaprak aldıktan sonra teşekkür ederek gözlerini silmeye başlayınca tekrar yerine döndü. Bir süre konuşmadılar. Ta ki genç kız burnunu çekip, başını kaldırana kadar. Her şeyi anlatmaya hazır ve metanetli bakıyordu. "Sorun nedir, Ecrin?"
"Mutlu değilim."
"Neden?"
"Beni mutlu eden hiçbir şey yok hayatımda."
"Bunu ne zaman fark ettin?"
"Boğaç'ı gördüğümde..." dedi Ecrin, sessizce. Gözleri, temkinli bir şekilde Selvi Hanım'ı izliyordu. Onu dinlemediğini, bu sebeple Boğaç'ı hatırlamadığını düşünmek bile midesini bulandırdı. Onu, ondan başka kimseye anlatamamıştı çünkü. Bu yüzden, Selvi Hanım'la konuştuğu birçok şey Ecrin için çok kıymetliydi, çok özeldi.