5. Bölüm

12.8K 1.5K 446
                                    


"Zalım mapus bugün bana dar gelir, oy dar gelir..."

Çeşmiahu, usulca gözlerini araladı. Karşısında yerde oturan kadın, nezarethanede değil de; sanki düşük bütçeli bir kanalın hapishane dekorlu programına sanatçı olarak katılmış ve istek şarkıları seslendiriyor gibi rahattı. "Sıradaki bana gelsin mi?" diye söylendi, ters ters.

"Gelsin anam," dedi kadın keyifli bir kahkaha atarken. "İsim neydi?"

"Çeşmiahu. İstanbul T tipi Kapalı Cezaevi'nden."

"Evet!" diye bağırdı, yerinden doğrulup. Hatta bu yetmemiş gibi ayağa kalktı, eliyle hayali bir mikrofon yaptı. Aslında gece elbisesine, mavi gözlerini vurgulayan dumanlı makyaja ve krepeli saçlarına bakılırsa, bunu yapması şu an o kadar da garip gelmiyordu Çeşmiahu'ya. "Sıradaki şarkımız Çilem Ayşe'ye geliyor..."

"Çilem Ayşe mi?"

"E, öyle dedin?"

"Çeşmiahu dedim. Çeş-mi-a-hu."

"Çi-lem Ay-şe," diye kendince hecelediğinde, doğrulamasını ister gibi kaşları havada genç kıza bakmıştı.

"Tamam! Pes ediyorum. Çilem Ayşe'yim bundan sonra. Ama en çok da Çilem. Çünkü benim dertlerim bitmez!" Yorgun bir şekilde elleriyle yüzünü kapatmak istedi ama burnunu unutmuştu. Acıyla inleyip, polis memurunun nezarethaneye girmeden önce idare etmesi için verdiği top pamuğu kontrol etti. "Lütfen daha fazla kanama... Lütfen..."

"Yüzünün bir tarafı resmen şiş, kendinde değil gibisin. Bayağı komalık olmuşsun yani. Umarım karşı taraf ölmüştür?"

"Kavga değil."

"O zaman trafik kazası?"

"Hayır, kolon. Evde-..."

Kadın şaşkın bir şekilde sözünü kesti. "Evdeki kolona çarptın? Yürürken?"

"Evet körüm, evet salağım!"

"Ve kolon da senden şikayetçi oldu?"

"Orası biraz karışık-..." diye açıklamaya giriştiğinde, kapının sesini duyulmuştu. Kimin geldiğini görebilmek için alnını demirlere dayasa da görüş alanı kısıtlıydı. "Kim o?"

"Kim olmamı isterdin?"

Çeşmiahu, kendisiyle alay eden polis memurunu karşısında görünce geri çekildi ve mağrur bir edayla duruşunu dikleştirdi. "Artık hiç kimse!"

"Oysaki güzel haberlerle gelmiştim..." 

Küçük küçük adımlarla tekrar yaklaşıyordu genç kız. "Gerçekten mi? Çıkıyor muyum yani? Abim mi geldi yoksa babam mı? Umarım abimdir çünkü o babamdan daha anlayışlı. Ama..." Duraksamıştı. "Uykusundan uyandırıldığı zaman çok sinirli olur. O yüzden inşallah babam gelmiştir. Ama..." Yine kısa bir an duraksadı. "O da aynı şekilde öyle... Kahretsin! Umarım gelen avukatımdır?!"

"Evin sahibi geldi desem?" Genç adam, bir detay fark etmiş gibi kaşlarını çattı. "Ayrıca, avukat istemedin ki?"

"Yok çünkü. Yani ailemizde bir tane var ama şu an balayında. BABAAA!" diye bağırmaya başladı Çeşmiahu can havliyle. "ABİİİ! Gelen sizsiniz değil mi? Polis memuru bana şaka yapıyor?! Abi, böyle şakaları sen çok seversin! Hadi çık artık. AHAHAHA! Bak güldük eğlendik, yeter lütfen!"

"Bağırma artık! Baba yok, abi yok!" dedi küçük bir çocuğu ikna edercesine. 

"Görürsün, seni söyleyeceğim! Zaten Çeşmiahu Tümer olduğuma inanmadınız."

Dört DuvarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin