Bölüm 3-Merdivenler

170 14 20
                                    

Çünkü sırtımda hissettiğim bir el ile merdivenden iktirilmiştim.

1 saat sonra...

Etrafımda duyduğum sesler ile gözlerimi aralamaya çalıştım ama beynimdeki ağrı ve ardında gelen göz kapaklarımın ağır gelmesiyle bu kararımdan vazgeçtim ve sesleri anlamaya çalıştım.

Sesinden kim olduğunu çıkaramadığım kız karşısında her kim varsa azarlayarak dil döküyordu. "Off! Ya oğlum tamam çıkta giydireyim kızı." Üzerimi mi değiştirecekti? Hayır buna gerek yoktu, kendime gelmem gerekiyordu.

Derin bir nefes aldıktan sonra kendime hakim olmaya çalışarak gözlerimi açtım. Muhtemelen uzun süredir gözlerim kapalı duruyordum, gözümü açtığımda odadaki aydınlık gözümü acıtarak geri sıkıca kapamama sebep olmuştu.

Kızın yanıma daha da yaklaştığını adım seslerinden anlıyordum. Bu yüzden elimi kaldırıp gözlerimin üstüne, şapka gibi koyarak gölge yaptım ve gözlerimi açtım.

Uyandığımı fark eden kız daha hızlı adımlayarak yanıma ulaştı ve bacaklarımın biraz ötesine yatağa oturdu. "Uyanmışsın. İyi misin? Herhangi bir sıkıntın var mı?"

Dirseklerimi yatağa dayayarak hafif doğrulmaya çalıştım ama kollarımdaki güçsüzlük buna izin vermedi. Neyse ki adını bilmediğim kız bunu fark etti ve "Ay pardon. Hemen sorguya tuttum seni. Yardım ediyorum hemen." derken, önce benim oturur hale gelmeme yardım etti sonra arkamdaki yastığı sırtıma gelecek şekilde düzeltti.

"Teşekkür ederim." dedim ve ardından devam ettim "İyiyim, sadece biraz başım ağrıyor" derken elimi başıma koymak istedim ama elime gelen hissiyatla yüzümü buruşturmam bir oldu. "Dikkat et! Merdivenlerden yuvarlandığında başına aldığın darbeler sebebiyle anlında ve kafanda kesikler ve ezilmeler var. Kısa veya küçük bir yerden düşmedin sonuçta boylu boyunca en uzun merdivenden yuvarlandın. Ama doktor verdiği merhemi günde 2 kere sürersen çok hızlı geçeceğini söyledi. " dedi ve ardından yüzüne üzüldüğünü belirten bir ifade yerleşmesiyle başını yere eğerek devam etti.

"Sen düştüğünde, ben merdivenlerden emirlerin yanına gitmek için çıkıyordum yüzünü gördüğümde başta çok korktum ama sonra kafamı kaldırdığımda seni Ozan'ın düşürdüğünü gördüğümde cinlerim tepeme geldi." son kelimelerini dişlerini sıkarak söylediğinde duygularının gerçek olduğunu anlamıştım ve daha sonra beynime dank eden şeyle aydınlanmam kısa sürdü.

BENİ OZAN MI İKTİRMİŞTİ?

Sinirle fark etmeden ağzımdan savurduğum küfürle karşımdaki kız destek olduğunu belli etmek istercesine elimi sıkı bir şekilde tuttu.

Bana sergilediği sıcak gülümsemesine karşın bende ona gülümsedim. Belli ki düştüğümden beri benimle ilgileniyordu. Beynime sancı misali giren ağrıyla yüzümü yıkamak isteğim üste çıktı.

"Lavabo ne tarafta?" diyerek sorumu ortaya attıktan sonra diğer elinde duran kıyafetleri gözlerimle işaret ettikten sonra devam ettim "Yüzümü yıkayıp kendime gelmek istiyorum hem onları da giyerim." dediğimde adını bilmediğim kız ayağa kalktı ve odanın köşesinde ki kapıyı gösterdi.

Kapıya bakarken biraz odaya da göz gezdirmiştim. Az önce konuşurken dikkat etmemiştim etrafa. Koyu renklerle dizayn edilmişti ve ilgi çekici hoş bir erkek parfümü kokusu vardı içerde. Arkamı döndüğümde ise duvarın önünde duran kocaman bir bateri takımı görmüştüm, duvarda ise bazı şarkı posterleriyle, genç bir çocuğun bateri çaldığı resimler asılıydı.

Resimlerdeki çocuğun kim olduğunu çıkaramamıştım çünkü resimlerde ya arkası dönüktü ya da boynundan sonrası kadraja alınmamıştı. Daha fazla oyalanmak istemediğimden adımlarımı hızlıca lavaboya doğru döndürdüm.

Lavaboya girdiğimde gayet geniş bir banyo olduğunu gördüm. Aynanın karşısına geçtiğimde gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.

Açık bıraktığım saçlarım karman çorman olmuştu. Yüzümde ise her ne kadar anlım sargılı olsa da yanaklarımda ve boynumda kızarıklıklar ve morarıklıklar vardı.

Ne kadar taekwondocu olsam da sert darbelerde cildim ciddi tepki veriyordu.

Gözlerimi okul formama indirdiğimde ise kan izleri vardı, büyük ihtimalle patlayan dudağımdan ve adını bilmediğim kızında dediği gibi anlımdaki kesiklerden dökülmüştü.

Daha fazla bu görüntüme katlanmak istemediğimi fark ettiğimde kızın verdiği kıyafetleri giydim. Siyah eşofman ve bol koyu yeşil tişört vermişti.

Üzerimi değiştirdikten sonra saçlarımın kötü görüntüsünden rahatsız olup kollarımın verdiği son güçlerle dağınık bir ev topuzu yaptım. Banyoda işim bitince çıktım ve kızın odada olmadığını görünce odadan da çıktım.

Odadan çıktığımda görüş açıma salon olduğunu fark ettiğim oda girdi, ardından ise maalesef ki salonun ortasında bir oraya bir buraya yürüyüp duran Emir... Benim olduğum yöne döndüğünde olduğu yere sabit bir şekilde yapışırcasına durdu, önce gözleriyle vücudumu süzdü daha sonra gözleri saçıma geldiğinde dudağının bir kenarının kıvrılmasıyla beraberinde gözleri gözlerime indi.

Yaptığı hareket az da olsa huzursuz hissettirdiği için olduğum yerde kıpırdandım. Göz temasını kesemiyorduk, ne o ne ben.

Mutfaktan gelen sesle ikimizde o yöne dönmüştük. Adını bilmediğim kız mutfak kapısının önünde durmuş bize sesleniyordu. "Karnımızı doyuralım diye bir şeyler hazırladım gelin hadi." O yöne yürüyeceğim sıra da Emir'in sesini duymamla hareket edemedim.

"Ben yemiycem siz yiyin. Zeynep, konuştuğumuz gibi Afra bu gece burada kalıyor. Ben bir iki saate dönerim." diyerek son bir kez gözlerime baktıktan sonra kapıya yöneldi adının Zeynep olduğunu öğrendiğim kızın "Konuştuklarımızı unutma kavga yok!" cümlesi ise havada kalmıştı çünkü Emir evden çıkmıştı bile.

Dışarıdan duyduğumuz motor sesi ile Zeynep kafasını yere eğdi ve sağa sola salladı. Sanırım motoru çalıştıran Emirdi. Motoru nasıldı acaba? Motorlara bayıldığımı beni tanıyan herkes bilirdi. BİR DAKİKA! NE MOTORU? NE EMİRİ YA? O GİTMEDEN ÖNCE NE DEMİŞTİ?

Afra bu gece burada kalıyor cümlesi beynimde yankılanmıştı. Ama umursamadım çünkü burada kalacağım falan yoktu. Gözlerim duvardaki saate kaydığında okul çıkış saatimizin yaklaştığını gördüm.

Planlarım adının Zeynep olduğunu az önce öğrendiğim kızın hazırladığı yemeklerden yiyip evime gitmekti ve öyle de yapacaktım. Zeynep'in seslenmesiyle olduğum yerde dikilmeyi bırakıp mutfağa ilerledim.

Yemek masasının üzerinde ki yemekleri gördüğümde yüzüme keyifli bir ifade oturdu. Yemek yemeyi gerçekten seviyordum. Sandalyelerden birini gözüme kestirip oturduğumda Zeynep'te çaylarımızı koydu ve karşıma oturdu. Sessiz sessiz durmaktan sıkıldığım için aklıma gelen ilk soruyu ortaya attım.

"Emir giderken kavga yok demiştin ya ne kavgasından bahsettin?" Ortaya attığım soru Zeynep'in biraz düşünmesine sebep oldu. Sanırım bana söylemeli mi yoksa söylememeli mi diye düşünüyordu. Özel bir şey olduğunu düşündüğümde durumu toparlamak istercesine devam ettim. "Aslında boşver, söylemesen de olur ben konu açılsın diye sormuştum." dediğimde Zeynep önce gülümsedi daha sonra bana karşılık verdi. "Sorun değil. Emir'in Ozan'ı dövmesinden korkuyorum. Bugün olanlardan sonra çok sinirlendi."

Emir Ozan'ın yanına mı gitmişti?

Evetttt :) Nasıl buldunuz bölümü?

Bu arada instagram da hesap açtım @melisalone ismim. Kitap hakkın bilgileri, bölümlerin yayın bilgilerini yani kısacası kitapla ilgili alıntı, reels falan herşeyi orada paylaşacağım. Ara sıra sizlerle konuşmak için soru cevapta yapmayı istiyorum. Umarım destek çıkarsınız :)

Aynı zaman da bir şey daha söylemek istiyorum. Takipçi ve okunma sayımız artıyor ama oy ve yorum gelmiyor
:( Açıkçası üzülüyorum umarım bu durumda düzelir.

Sizi seviyorumm:)

MAHPERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin