Yine ondan bildirim gelmişti.
Kimdi bu? Oyun mu oynuyorlardı benimle? Ayrıca hemen nerden haberi olmuştu?
'O yemeğe git. Git ve gerçekleri öğren. Kimin ne olduğunu gör!'
Evet, aynen böyle yazıyordu. Ne demeye çalışıyordu? Bu iş kafamı kurcalamaya başlamıştı artık!
Daha fazla oyalanmak istemediğimden wattsaptan Zeynep'i buldum ve yazmaya başladım.
Ben: Gidiyoruz.
Zeynep: Sonundaa! Yemek akşam saat 8'de ve şık bir restorandaymış ona göre giyin :)))
Ben: Tamam.Yemeğin bugün olmasını beklemiyordum ama sorun değildi. Annemi arayıp kızlarla akşam yemeğine çıkıyorum dediğimde işlerinin uzadığını bu yüzden gidebileceğimi söylemişti. Geç kalmamak ve dikkatli olmamı da 10 kere falan tekrarlamıştı.
Akşam olmak üzereydi bu yüzden hazırlanmak için ayaklanarak odama geçtim.
Dolabıma şöyle bir göz gezdirdikten sonra kısa dar beyaz elbisemi ve kısa kot ceketimi çıkardım.
Dalgalı saçlarım omuzlarımdan aşağı sarkıyordu. Makyaj ve takı işini de hallettikten sonra hazırdım. Gerçekten güzel görünüyordum.
Telefonuma gelen mesaj bildirimiyle yatağımın üstünde duran telefonumu elime alarak bildirime bastım. Zeynep beni Ferit'in almaya geleceğini ve birazdan orada olacağını söylemişti.
Feritle pek samimiyetim yoktu hatta Emir'in arkadaşlarıyla hiç yoktu sadece Berkayla biraz konuşmuştum.
Dışarıdan gelen korna sesiyle Ferit'in geldiğini anladım. Telefonumu mini beyaz çantama atarak odamdan çıktım. Ayakkabılıkta ki kısa beyaz topuklu botlarımı ayağıma geçirerek aceleyle çıktım evden.
Ferit şoför koltuğunda oturmuş camdan bana bakıyordu. Evden çıktığımı gördüğünde arabadan inerek beni karşıladı.
Üzerine giydiği siyah pantolonu ve lacivert şık tişörtü ile gerçekten hoş duruyordu.
"Çok şık olmuşsunuz Afra hanım!" diyerek beni bir elimden tutup döndürdüğünde gülümsemeden edemedim. "Siz de çok şık olmuşsunuz Ferit bey." dediğim de ikimizde güldük. "Hadi atla da gidelim." diyerek arabayı kafasıyla işaret ettiğinde dediğini yaparak arabaya bindim.
Yol boyunca normal bi şekilde sohbet etmiştik. Kafa dengi birisine benziyordu. Dışarıdan duran sert görünümü sadece onu tanıyana kadardı. Aşırı değil ama kaslı, yapılı bir vücudu vardı.
Restoranın önüne geldiğimizde Ferit arabayı valeye teslim etti. "Çoğu kişi gelmiş olmalıdır." Dediğinde bende yanına gelmiştim. Girmem için uzattığı koluna karşılık vererek kendi kolumu doladım.
Mekan dışarıdan bile lüks duruyordu. Kim bilir içi nasıldı. Kol kola girdiğimiz mekanda her gören çalışanın Ferit'e selam vermesiyle onun genellikle geldiği bir mekan olduğunu anladım.
Bizimkilerin olduğu masaya yaklaştığımızda hepsi bize dönmüştü. Her ne kadar ona bakmak istemesemde gözlerim beni dinlemiyordu.
Emir bizi gördüğünde çenesi seğirir gibi olmuştu. Beliren damarları çenesini sıktığını gösteriyordu. Gözleri ise Feritle birbirine doladığımız kollarımızdaydı.
Yanında oturan Berkaya hafif dönerek dişlerinin arasından bişey fısıldadığını görsem de ne dediğini anlamamıştım.
Masanın en başında oturan Duru bize gülümseyerek döndüğünde karşılamak için ayağa kalkmıştı. Üzerine giydiği lila mini abiyesiyle hoş gözüküyordu. Ama ne kadar hoş gözükse de bu gece boş yapacağına adım gibi emindim. Yanlarına geldiğimizde ise ilk cümlesinden buna çok daha emin olmuştu. "Ahh, güzel çiftimiz de gelmiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHPERİ
ChickLitKüçükken birbirini kaybeden 2 çocuk şans eseri seneler sonra aynı okulda karşılaşıp, bilmeden birbirlerinin hayatlarına dahil olursa ne olur? Kaderin bitmek bilmeyen oyununa nasıl karşılık verirler? Kader gerçekten bir olanları karşılaştırır mıydı...