Arabaya binmiştik Emir kemerimi takmamı hatırlatarak kendide taktı ve arabayı çalıştırdı.
Sessiz yolculukları sevmezdim benim için illa müzik olmalıydı. Elimi uzatıp teypi açtım. "4.Şarkıya gelir misin?" diyerek istekte bulunduğunda onu dinleyerek gülümsedim ve kafamı salladım. Dokunmatik ekrandan 4. şarkıya geldim.
Ekranda beliren Ate-Diğer Yarım şarkısı gülümsememe sebep oldu. Geri çekilip arkama yaslandım ve yolu izlemeye başladım.
"Beklemiyordum." dediğinde anlamamış yüz ifademle ona döndüm. "Anlamadım?" dediğinde gülümsedi ve gözleri kısa bir süre yoldan ayrılıp beni buldu, tekrar yola bakmaya devam etti.
"Beklemiyordum, bu kadar afet gibi olacağını. Zaten öylesin ama seni her gördüğüm gün üstümde 9 şiddetinde deprem yaratıyorsun sayende doğal afetleri her anlamda yaşıyorum" dediğinde ben ne diyeceğimi bilemezken o gülüyordu.
"Böyle afallayınca da çok tatlı oluyorsun. Kızarıyorsun. Ama sen aklımı böyle başımdan almaya devam edersen seni kızartacağım daha güzel anlar yalarız güzelim." diyerek bana bakıp göz kırptığında bende güldüm ve omzuna vurdum.
"Teşekkür ederim, pis sapık." dediğimde ikimizde kahkaha attık. "Alınıyorum ama, sapığın olmaktan gurur duyarım." dediğinde ne kadar kızarsamda yine kahkaha attık.
Kısa bir sessizlikten sonra sessizliği bozan ben oldum. "Nereye gidiyoruz?" Meraklanmaya başlamıştım.
"Sürpriz hanımefendi, sürpriz." dediğinde inat etmedim, çünkü asla söylemeyecekti. Bende sürpriz bozulmasın diye uzatmadım.
"Az kaldı merak etme 5-6 dakkaya orda oluruz." dediğinde gülümseyerek kafamı salladım. Heyecanlanmıştım.
Dediği gibi kısa bir zaman sonra varmıştık. Çok güzel bir nehir kıyısına gelmiştik. Her yer canlı yeşilliklerle doluydu. Temiz bir ortamdı. Belli ki sürekli ilgilenilen bir yerdi. Nehirden gelen ses ise ortama çok güzel bir ahenk katıyordu.
Arabadan inmiştik. Nehire yaklaşıp etrafımda dönerek ortamdaki kokuyu içime çektim. Gerçekten huzur veriyordu.
Arkamı döndüğümde arabanın kaportasına yaslı, ellerini göğüsünde toplamış gülümseyerek bana bakan Emir'i gördüm. Çok çekici durduğunu söylemişmiydim?
Yanına gittim. "Burası çok güzel! Nerden. Ve nasıl buldun?" diyerek sevinçle konuştuğumda yaslandığı yerden kalktı. Bana yaklaşarak ellerini belime yerleştirdi. "Beğendin mi?" Dediğinde inanamayarak ona baktım.
"Şaka mı yapıyorsun? Çok huzur verici bir yer!"
"Sen sevdiysen planın ilk görevi tamamlanmıştır. Şimdi ikinciye geçicem izninle?" dediğinde anlamamıştım ama o saçlarıma küçük bir buse kondurdu ve benden yavaşça ayrılıp arabanın bagajını açtı.
Ne yapıcak diye beklerken bir hasır çanta birde hasır sepet çıkararak bagajı kapatıp önümden geçerek nehire doğru yürüdü.
PİKNİK YAPICAKTIK! Aman tanrım bu çok iyi!
Hızla yanına gittim. "İnanamıyorum! Çok iyi bir fikir bu." dediğimde güldü ve elindekileri yere bırakarak çantayı açtı. İçinden çıkardığı örtüyü yere sermeye başladı. Yardım etmek için bende çantanın içinden diğer malzemeleri çıkardım.
Oturacağımız yer hazır olduğunda örtünün üzerine geçip oturdu ve gelmemi söyledi. Onu dinleyerek bende yanına geçtim. "Senin bir şeyler hazırladım, hazırlattım. Umarım seversin." diyerek sepete yöneldi ve içinden saklama kaplarını çıkardı. Ortama yayılan hoş yemek kokusu beni daha mutlu etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHPERİ
ChickLitKüçükken birbirini kaybeden 2 çocuk şans eseri seneler sonra aynı okulda karşılaşıp, bilmeden birbirlerinin hayatlarına dahil olursa ne olur? Kaderin bitmek bilmeyen oyununa nasıl karşılık verirler? Kader gerçekten bir olanları karşılaştırır mıydı...