Bölüm 17-Konferans

38 12 11
                                    

Çalan alarmla yeni bir güne daha başladım. Yatakta oturur halde toparlanarak avuçlarımla yüzümü ovaladım. Ne kadar uyursam uyuyayım yetmiyordu bana.

Dün aklıma gelince sırıtmama engel olamadım yine. Aklıma geldikçe gülümsüyordum. "Sen aşık olduğum için şükür namazı kılacağım tek kadınsın." demişti. Annemlerin gelme saatine yakında gitmişti.

Kalkıp güne başlamam gerektiğini fark ettiğimde bütün sırıtışım düşmüştü yine.

Hazırlıklarımı bitirip içeri geçtiğimde annemi mutfakta görmeyi beklemiyordum. Dikkatle hamur açıyordu. Misafir mi gelecekti?

"Kolay gelsin Anne." dediğimde annem sonunda mutfakta benimde olduğumu farketmişti.

"Ay saol kızım. Dalmışım ne ara girdin içeri?" Biz hiç farketmemiştik anne ya onu(!).

Gülerek "Farkettim onu." dediğimde annem de güldü. "Ee? Misafir mi gelecek ne bu hazırlık?" Dediğimde annemin yüzü önce durgunlaştı ama sonra tekrar gülümsedi. Anlamamıştım sebebini, ama dikkatimi çekmişti bu hali. Bir şey yoktur umarım.

"Evet, eski bir arkadaşım gelicek. Buralara taşınmışlar bende seneler sonra aynı mahallede olmanın keyfine yemeğe davet ettim."

Hatırlamadığım detaylardan biri daha olduğu için fazla kurcalamadım. Yine baş ağrısı çekmek istemiyordum. Annemle kısa bir sohbet ettikten sonra çıktım evden.

Durağa yürüyeceğim sıra da Emir'i görmek kalbimi uçurmuştu. Bu kadar çekici mi durması gerekiyordu?

Kalçası motora yaslanmış, kollarını göğüs hizasında toplamış bana bakıyordu. Beni gördüğü an kafası omzuna hafif yatmıştı ve gülümsemeye başlamıştı.

Daha fazla öylece dikilmek istemediğim için ona doğru yürümeye başladım.

"Günaydınn!" diyerek gülümsediğimde cevap vermedi. Aynı şekilde duruyordu karşımda. Dalga mı geçiyordu benimle? Gülüşüm yavaşça soldu. Hala cevap vermemişti. Öylece bana bakıyordu. Hadi ama yaa!

"İyi." diyerek gideceğim sırada sonunda hareket etmeyi ve konuşmayı hatırlamıştı paşamız. Bileğimden tutarak gitmemi engellemişti. "Tamam, tamam dur." diyerek karşıma -pardon dibime- geldi. Bileğimdeki eli belime yerleşti, diğer elide aynısını tekrarladı.

İki eliyle belimi tutarken kafasını boynuma gömdü. Huylanmış olabilirim biraz, ama geri çekilmek istemiyordum bu yüzden sabit kalmaya çalıştım. Boynumda dolaşan burnu kararımı zorlaştırıyordu.

Sonunda geri çekildiğinde belimdeki ellerinden birisi saçlarıma gitti. "Günaydın yavrum. Kokunu almadan kendime gelemiyorum, bu yüzden bana cevap vermedim diye kızma."

Bu çocuk yenilebilir miydi? Böyle ısırsam her yerinden? Ne diyeceğimi bilemediğim için içimden gelen tek şeyle karşılık verdim, gülerek.

"Hadi atla, geç kalmadan gidelim." diyerek motorunu işaret etti. "Geç kaldığın çok şey var, bir kerelik okula da geç kalsan bence bişey olmaz." diyerek güldüğümde ima ettiğim şeyi anlamıştı.

Yüzüme eğildi, "Ben o geç kaldığım şeyleri faiziyle çıkartırım merak etme sen." diyerek göz kırptı ve tekrardan motorunu işaret etti.

Artçısı olarak binmek şu hayatta en zevk aldığım şeylerden birisi olabilirdi.

🥁

Yine bi tarih dersi, yine bi sıkıntıdan ölen ben.. Nefret ediyorum şu dersten, hiç ilgimi çekmiyordu. Arka sıradan saçlarıma kağıt fırlatan Cenkte benim gibi sıkılmışa benziyordu. Hocaya yakalanırsa büyük bir azar çekeceğini bütün sınıf biliyordu.

MAHPERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin