Bölüm 4-Mahperi

123 12 0
                                    

Emir Ozan'ın yanına mı gitmişti?

Emir ARSAL...

Sinirden yumruklarım kaşınıyordu. Ozan pi*i haddini fazla aşmıştı bugün. Evden çıkar çıkmaz kapının önünde duran Mahperime bindim. Yamaha YZF-R6 Mahperim benden gittikten sonra her zaman yanımda olan o motor... Mahperi dedikçe bugün yaptıkları aklıma gelen pisliği dövme isteğim sinir kat sayımı arttırıyordu ve daha fazla vakit kaybetmek istemiyordum. Hızla motoruma binip gazladım.

Yaklaşık 10 dakika içinde Ozan pi*inin evine gelmiştim. Havada ki kasvetli gök gürültüsü içimdeki fırtınayı anlatırcasına gürlüyordu.

Hızla yürüyüp bahçeli evin kapısının önüne geldim ama zile basmaya niyetim yoktu. Yan taraftaki çitleri görünce keyifli gülümsemem yüzüme yerleşti.

Çitleri tırmanıp bahçeye atladığımda az sonra yaşanacaklar aklıma geldikçe sırıtıyordum. Kapıya yönelip tekmeleyerek açtım.

Tahmin ettiğim gibi salonda koltuğa yayılmış uzanıyordu, içtiği içki şişeleri yere dağılmıştı. Kafası ayıktı bundan emindim. Daha öncede basmıştım evini, her gün içiyordu zaten.

Bünyesi hakkında konuşmak bile istemiyorum. "Oooo Emir kardeşim gelmişşş. Hoş geldin otursana." diyerek koltuğu işaret ettiğinde , yavaşça yanına yürürken bir yandan da ayağıma çarpan içki şişelerini iktiriyordum.

Yanına yaklaştığımda burnuma dolan ağır içki kokusu yüzümü buruşturmama sebep oldu. Yakasından tutup ayağa kaldırdım. Kaşınan yumruklarım daha fazla boş kalmak istemiyordu bu yüzden hızla bir yumruk geçirdim suratına. Bünyesi hakkında konuşmak istemediğimi söylemiştim, zaten direk koltuğa yığıldı.
Afra IŞIK...

Emir'in gitmesinin üzerinden 2 saat geçmişti. Biz ise yemekleri yedikten sonra salona geçtik. Ben annemle konuşup bir kaç şey uydururken Zeynep ikimize kahve yaptı.

Kahveleri içerken Zeynep bana okulla ilgili ve kendiyle ilgili bir şeyler anlatmıştı. Ara sıra aklım Emir'e gittiği için dikkatim dağılsa da anlattığı şeyleri dinledim. Zeynep "Of nerde kaldı bu çocuk!" dediğinde aynı şeyi düşünmeye başladığımızı anladım. "Bende merak ettim şimdi. 1-2 saate dönerim dememiş miydi? 2 saat oldu nerde?" dediğimde Zeynep bilmiyorum dercesine ellerini havaya kaldırdı.

Saate baktığım da saatin 19:00'a yaklaştığını görünce ayaklandım. "Artık gitsem iyi olur ." dediğimde Zeynep hızla ayağa kalktı fakat açtığı ağzını kapamak zorunda kaldı çünkü kapıdan içeri giren Emir "Hiç bir yere gitmiyorsun." diyerek delici gözlerini gözlerime kilitlemişti.

"Sen ne hakla bana karışıyorsun? Zorla tutamayacağına göre?" derken ilk cümlemde her ne kadar ellerimi belime yerleştirip sinirle konuşsam da sonradan söylediklerim sırıtmama ve belimdeki ellerimi göğüs hizam da birbirine bağlamama sebep olmuştu.

Emir ise söylediklerimden sonra dibimde bitmişti. Korkup tamam kalıyorum dememi falan mı bekliyordu? "Evet? Cevap bekliyorum? Zorla tutamayacağına göre karışamazsın dimi bana?" dediğimde burnundan soluyordu.

Arkamda duran Zeynep ise kolumdan tutup geriye çekti beni. "Bence de burada kal Afra. Hem sevdim ben seni. Beraber eğleniriz ya gitme." "Tanımadığım iki insanın evinde niye kalayım ki?" dediğimde Emir'in bakışları yeniden gözlerimde buluştu. "Tanımadığını kim söyledi?" dediğinde delirecektim.

"Ya siz benimle dalga mı geçiyorsunuz? Nereden tanıyayım ben sizi? Niye kalayım burada?" Söylediklerime karşı Emir delirmiş gibi oturduğu tekli koltuktan ayağa kalktı. "İyi. İstediğin yere gidebilirsin. Ne de olsa senin de dediğin gibi zorla tutamam. Çıkabilirsin şimdi evden." Evet istediğim buydu. Ama neden değişik hissettiriyordu? Daha fazla bu bok suratlıyla aynı yerde bulunmak istemiyordum.

'Çarpılacaksın.'

Hızla iç sesimi susturdum, hiç sırası değildi şuan. Koltukta duran telefonumu ve askılıkta ki ince ceketimi alıp hızla çıktım evden ve tabii ki çarptım kapıyı. Neden bilmiyorum ama üzerimde ki kıyafetler benim olmamasına rağmen sanki benimmiş gibiydi, rahat hissetmiştim kendimi, bu yüzden sıkıntı yoktu. Arkamdan dur diye bağıran Zeynep'i bile algılamıyordu beynim şuan. Neydi bu kadar sinirlenmeme sebep olan? Neydi bu içimdeki his? Ani çıkışı diye kendimi cevaplandırarak konuyu kapattım.

Nerede olduğumu bile bilmiyordum. Nereden dolmuş veya taksi geçerdi? Ayrıca para bile almamıştım yanıma nasıl gidecektim eve? Aklıma gelen ilk fikirle kuzenimi aradım.

-----------------------------🥁--------------------------------

Bugün hava soğuktu. Bu yüzden üzerime deri ceketimi giydim ve dalgalı saçlarımı açık bıraktım. Okul formalarım ve okul çantamı dün sinirle evden çıktığım için bok suratlının evinde unutmuştum. Nasıl olucak bilmiyorum ama halledecektim bir şekilde. Neyse ki yedek formalar vardı. Okul malzemelerimi ise başka bir çantaya ayarlamıştım, bir kaç defter eksikti ama bişey olmazdı.

Okula geldiğimde dersin başlamasına daha vardı bu yüzden Elfin'in çekiştirmelerine ve ısrarlarına daha fazla diretmeyerek onlarla bahçeye indim. Çok büyük sayılmayan ön bahçenin köşesinde boş çardak gördüğümüzde direk o tarafa yöneldik.

Kızlarla sohbet ediyorduk ama okulun bina kapısının önünde müdürle konuşan Emir'i görmemle bütün dikkatim dağılmıştı. Bu çocuk niye sürekli benim dikkatimi dağıtıyordu? Benim olduğum tarafa sanki hissetmiş gibi baktığında gözlerimi hiç kaçırmadığımdan onun topraklarıyla benim yapraklarım buluştu. Emir'in sırtına aniden atlayan bir deliyle uzun zamandır göz temasını kesmediğimi fark ettim, hatta müdürün gittiğini bile fark etmemiştim. Sırtına atlayan her kimse bağırışı buraya kadar geliyordu.

"Seni artıııık, sevesim yokkk.
Hiç arkadaaaş kalasım yoook."

Çocuğun söylediği şarkıya gülerken kızların konuştuğu konuyu duyduğumda yavaşça gülmemi bitirip ciddi bir hal aldım. "Emir Berkay'ı nasıl dövmeden duruyor hala şaşırıyorum." dedi Elfin.

Yanımda oturan ve adının Asya olduğunu öğrendiğim kız ise "Yaa öyle deme benim antep fıstıklı çikolatama." diyerek karşılık verdi. Tam sevgilin mi diye soracaktım ki Elfin "Ay aman laf etmedim senin imkansız crushina." dedi ve gülmeye başladıklarında ben sorumun cevabını almış oldum.

Hepsi bir anda susup bana döndüklerinde başta ne olduğunu anlayamadım ama Elfin'in "Sen niye bu kadar ciddisin? Sohbete dahil olmuyorsun hiç?" sorusunun ardından önce Asya'dan "Yoksa Berkay'la aranda bişey mi var?!" sorusunu sonra da karşımda oturan Ahu'dan "Yoksa Emir'le ilgili bişeyler mi var?" sorusu aldığımda hem ben ne olduğunu anlamış oldum hem de daha dikkatli bakmaya başladılar.

Sakin ol Afra! Sakin ol! Yüzüme her ne kadar beceremediğimden emin olsam da samimi bir gülümseme yerleştirdim, en azından yerleştirmeye çalıştım. Daha fazla şüphe çekmek istemediğinden konuşmaya karar verdim.

"Ne alakası var kızlar? Hem, ben ikisini de tanımıyorum bile." dediğimde pek inanmış gözükmüyorlardı ama en azından dikkatleri üzerimden çekilmişti. Sohbet arasında her ne kadar Elfin'in gözlerini ara sıra üzerimde hissetsem de umursamadım. Sonuçta kimseye bir şey inandırmak zorunda değildim ve onlarla yakın arkadaş bile sayılmazdım.

Evettttt:) Ben geldimm. Nasıl buldunuz bölümü??

Afra?

Emir?

Elfin?

Berkay?

Zeynep?

Instagram hesabımdan beni takip etmeyi unutmayın kitapla ilgili şeyleri orada paylaşıyorum.
Instagram: @mellyalone

Yavaş yavaş olaylara giriyoruz dikkatli olunnn ;)

Vote ve yorum atmayı unutmayın sizi seviyorum:)

MAHPERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin