Kaos.. [ChanMin]

22~ (2) Jisung?

Seungmin

Çalan kapı ile ayağa kalktım. Kapıyı açtığım anda bana sarılan bedenle irkildim.

"Jeongin çık şurdan ben sarılcam!"

Sonra farklı bir beden.

"Ya gidinn!"

Sonra üçüncü bir beden. Ve benim boğuluşum.

"Boğuluyorum!"

Sanırım Jeongin, Felix ve Jisung'un gazabına uğruyorum.

"Yahğ, bırakın sevgilimi!"

"Üzülme Chan, bize bile bu kadar sarılmıyorlar."

Minho'nun sesiyle güldüm. Aradan sıvışmaya çalıştım ama ortada kalmıştım.

"Sırayla sarılın! Ölüyorum!"

Birisi beni sıkıca çekip sarıldı. Derin derin nefes alırken arkamı dönünce Felix'i gördüm.

Jisung ve Jeongin atak yapacakken Changbin ve Minho Hyung'a yalvarır gibi baktım. Onlarsa omuz silkip sevgililerini kendilerine çekmişlerdi.

Felix sinsice gülüp bana daha sıkı sarıldı. Elinde bavullarla gelen Hyunjin konuştu.

"Yolda ilk ben sarılcam kavgası yaptılar, anlaşılan Lixxie kazandı."

"Tabii ben kazanıcam!"

Hepimiz gülüştük ve salona geçtik. Biraz topluca konuştuktan sonra kendi aramızda dağılmıştık. Ben Jeongin'le konuşuyordum. Sonra bir şey fark ettim.

"Jeong, Jisung'a baksana. Yüzü kızarmış gibi duruyor."

"Yolda da böyleydi. Genellikle uyudu ve başının ağırdığını söyledi."

"Minho Hyung bir şey dedi mi?"

"Yolda hastaneye uğramaktan falan bahsetti ama Jisung istemedi."

"Baksana yine gözleri kapanıyor."

"Dur bir dakika."

Jeong sesini yükselterek Changbin ile konuşan Jisung'a döndü.

"Jisung, iyi misin?"

Minho Hyung anında Jisung'a dönerken hepimiz endişeyle ona bakıyorduk.

"İyiyim Jeongin, sağol."

"Hâla yüzün kızarık duruyor. Üstüne buz falan koysak geçer belki."

"Gerek yo-"

Ayağa kalktım ve Jisung'u sürükleyerek mutfağa götürdüm. Dolaptan buz çıkarırken konuşmaya başladım.

"Bir sorun varsa bana söyle Jisung, neden bu kadar kızarıksın?"

Buzu yüzüne tutunca irkildi. Titremeye başlamıştı.

"Bilmiyorum. Yolda başım çok ağrıyordu ama geçer dedim. Uyuyunca biraz azaldı. Yüzüm yanıyor gibi hissediyorum ama ateşim yok. Sanki her an bir şey olacak gibi... B-Başım dönüyor bazen."

Veteriner olmak istediğimden az çok bu tür durumlardan anlıyordum. -Doktor gibi değil ama-

"Hastaneye gide-"

"Olmaz, o kadar buluşmuşuz mahfetmek istemiyorum.."

"Sen daha önemlisin Jisung. Şu anda başın dönüyor mu?"

"Yine başladı... S-Seung çok dönüyor korkuyorum..."

Buzu tezgaha koydum ve Jisung'u kollarımla destekledim. Buz zaten işe yaramamıştı.