Seungmin
Chan!
Ağlayarak Chan'ın yanına gittim. Yerde hareketsiz bir şekilde yatıyordu. Dizlerimin üzerine çöküp kafasını dizimin üstüne koydum ve onu uyandırmaya çalıştım.
"Chan! Chan! Uyan! Sevgilim l-lütfen hık! lütfen uyan!"
Bir kaç güçsüz inleme mırıldandı. Sonra gözlerini yavaş yavaş açtı.
"Ah... M-Min?"
Kafasını dizimden kaldırıp oturur pozisyona geçti. Kollarımı boynuna sarıp başımı boynuna gömdüm ve ağlayarak konuşmaya başladım.
"B-Bir anda seni öyle g-görünce çok hık! korktum. Hastaneye g-gidelim! Bembeyazsın demiştim hık! s-sana! Bir şey olmuş o-olabilir k-kontrol ettirelim! Hık! D-Doktora gi-"
"Sevgilim, sakin ol. Ben iyiyim. Ağlama lütfen..."
Chan beni sakinleştirmeye çalışsada sakinleşemiyordum.
"Hemen hastaneye gidiyoruz! Çabuk üstünü değiştir!"
"Am-"
"Aması falan yok! Çabuk üstünü değiştir!"
Chan, kararlı sevgilisine, yani bana karşı gelemeyeceğini anladı ve ayağa kalktı. Ama tekrar geri yere düştü.
"Ah! Başım..."
"Chan! İyi misin? Tamam bırak üst değiştirmeyi montunu üstüne geçiriyorum ve hastaneye gidiyoruz!"
Ayağa hızlıca kalkıp Chan'ın montunu askılıktan aldım ve üstüne nazikçe giydirdim. Kolunu omzuma dolayıp onu ayağa kaldırdım ve yavaş yavaş arabaya doğru yürüdük. Onu arka koltuğa oturtup şoför koltuğuna geçtim.
Hastaneye vardığımızda onu yine aynı şekilde hastaneye, acile soktum. Bizi gören hemşireler bir tekerlekli sandalye aldı ve Chan'ı muayne (doğru yazdım inş benim türkçe A1) odasına aldılar.
Beni içeri sokmadılar bu yüzden çok endişeliydim. Umarım bir şey olmamıştır...
Yarım saat sonra doktor odadan çıktı. Yanına gidip ne olduğunu sordum.
"Insomiena... Fazla uykusuz kalmış ve vücudu yorgun düşmüş. Ona 'Burda kalmak mı istersiniz yoksa eve mi dönmek istersiniz?' diye sorduk. Eve dönmek istedi. Ona çok dikkat edin ve temel ihtiyaçlar dışında her zaman dinlenmesini sağlayın."
"Anladım, teşekkürler"
"Önemli değil, yarım saat sonra taburcu edilecek. Odaya girebilirsiniz, vakti gelince size haber verilecek"
Başımla doktoru onaylayıp odaya girdim. Chan, yatakta oturur pozisyonda kafasını eğmiş bir şey düşünüyordu.
Kapı sesini duyunca düşüncelerinden ayrılıp kafasını kaldırdı. Yanına yaklaşıp yanına, yatağın ucuna oturdum. Anında kollarını belime dolayıp yattığı yerde eğilerek kafasını karnıma koydu. Bir dakika...
Tamamen unutmuşum! Hayır ya! Chan'ın bu halde olmasının sebebi benim, off ya!
Chan bana sarılmadan uyuyamaz ki!
Ciddi söylüyorum, kaç kez denedi.. O bana sarılmadan uyuyamıyor!
1 ay boyunca uyumadı mı şimdi?!
Kendimden nefret ediyorum! (Bende ediyorum gülüm bizimkisi çirkinlik meselesi)
Chan beni hak etmiyor...
"Channie~ iyi misin?"
"Hmh... Sen burdasın ya..."
"Hastanede kalsan daha güvenli olmaz mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaos.. [ChanMin]
FanfictionOkumayin fice giren acemi yazara sovup cikiyor. Ficte ben bile varim amk