37^ (3) Korkuyorum!

90 10 80
                                    

40'a doğru Bismillah.

~~~

Seungmin

Son bir kaç gündür kliniğe gitmiyordum. Fakat bu gün gitmez ve korkaklık edersem kovulabilirdim.

Bu yüzden sıcak yatağımdan düşüncelerim ile birlikte kalkıp lavaboya girdim. Gözlerim ağladığımı haykırıyordu resmen.

Elimi yüzümü yıkayıp bir makyaj malzemesi bulma umudu ile annemin eski odasına girdim. Buraya eve gelen hiç kimseyi sokmamıştım.

Odaya annemin kokusu sinmişti. Ciğerlerime bu güzel kokuyu çekip tozlu makyaj malzemelerinin olduğu yere gittim. Oradan bulduğum bir kapatıcıyı elime almışken gözüme aynanın köşesinde ki fotoğrafa takıldı.

Annem ve benim fotoğrafımdı bu. Dolu gözlerimle fotoğrafı elime aldım. Okulun ilk günü babam çekmişti bunu. Fakat o fotoğraf onun çektiği son fotoğraf olmuştu. Çünkü o gün okuldan eve döndüğümde evin önü ayakkabı doluydu...

Fotoğrafı cebime koyup aldığım kapatıcı ile odadan çıktım. Kapıyı kapatıp boynumda ki ucunda anahtar olan kolye ile kapıyı kilitleyip banyoya geri döndüm.

Göz altlarımı kapatıp üstüme bir şeyler geçirdim ve kliniğe gitmek için evden çıktım.

Yürüyerek 10 dakikada varabildiğim tek katlı binanın içine girince gözüme orada duran Minho'ya çarptı.

"Hyung?"

Sesimi duyması ile konuştuğu Ni-Ki'den anında bana döndü ve kolumdan tutarak beni sürüklemeye başladı.

"A- Ah! Hyung ne oluyor?!"

Beni arabasına atıp arka koltuğa oturttu. Kendiside sürücü koltuğuna geçip arabayı sürmeye başladı.

"Hyung nereye gidiyoruz?!"

"Chan kriz geçiriyor! Senin adını sayıklamaktan başka bir şey yapmıyor! Kendini odasına kilitledi ve ben her gün kliniğe gelip seni aradım. Kaç gündür krizde senin haberin var mı?!"

Yine suçlu benmişim gibi konuşmasına yüzüm düştü. Evet, ben büyük bir hata yapmıştım ama onlar kötülük yapmak istemişim gibi davranıyorlar.

"O şu an iyi mi?!"

"Bu seni ilgilendirmez, sadece sana ihtiyacı olduğu için seni götürüyorum!"

İşte bu kalbimi daha fazla kırmaya yetmişti. Hatta kalp diye bir şey olduğuna inanmıyordum şu an.

Eski eve geldiğimizde burasının Chan'ın babasının evi olduğunu fark ettim. Yandaki ev benim evim idi!

(Y/N: Unutanlar varsa, Seul'e döndükleri için yan yana olan evlerindeler.)

Eve Minho ile koşarak girdim ve Chan'ın odasının önüne geldim. Diğerleri de burada idi ama bana nefret dolu gözlerle bakıyorlardı.

Dolu gözlerimi kırpıştırdım ve Chan'a seslendim.

"Chan..?"

İlk önce ses gelmedi. Bende tekrar seslendim.

"Chan, orda mısın?"

Felix'in "Başka nerede olabilir salak.." dediğini duymuştum. Her ne kadar kalbim daha çok acısada bozuntuya vermeden tekrar seslendim.

"Chann??"

Kapıdan bir kilit sesi geldi. Kapının açılması ile bitik bir halde olan Chan'ı gördüm. Anında üstüme atlayıp bana sarıldı. Dengemi kaybetmem ile biraz geriye gitsem de düşmemeyi başardım ve bende kollarımı onun boynuna refleksen doladım.

Kaos.. [ChanMin] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin