Eve gittiğimde üstümü değiştirdim, banyo yaptım ve televizyonun karşısına oturdum. televizyonda hiçbir şey yoktu. televizyonu kapatıp aşağı bodrum kata inip, kilitli kapıyı açıp buzluktan bir tane kan torbası alıp kapıyı tekrar kilitledikten sonra yukarı çıktım. koltuğa oturdum ve geriye yaslandım. Telefonumu açıp instagrama girdim. orada gezinirken Allison'un instagramında katie ile fotoğrafları vardı. gözüm Katie'ye takılmıştı. onu etiketlemiş mi diye baktığımda istediğim sonucu aldım. etketlemişti. hemen katie'nin instagramına girdiğimde oldukça fazla takipçisi vardı. Takipçilerine baktığımda da çoğu erkekti. fark etmeden kaşlarımı çatmıştım. sanırım kızmıştım. bu benim için yeni bir duyguydu. Bir kızı en son 70 sene önce kıskanmıştım ve o ölmüştü. evet, ben 132 yaşındayım. Ama 18-19 gibi gösteriyorum; çünkü 18 yaşımda vampire dönüşmüştüm. veremden ölecekken bir vampir beni kurtarmıştı. Bana göre bazen kurtarmıştı bazen de hayatımı mahvettiğini düşünüyordum. Kan içmek hoşuma gidiyordu. vampir olmayı ve bunun getirdiği bütün ihtiyaçları seviyordum. bu özelliklerimi kullanarak istediğimi elde edebiliyordum. Katie'nin dediği gibi ukalayım da... deyip kendi kendime güldüm. beni güldürüyordu. Sinirlendiriyordu da zaten ilgimi çekmesi böyle olmuştu.. bana karşı gelerek. kimse şu ana kadar karşı gelememişti ama o geldi belki de o da vampirliğine güveniyordu. bilmiyorum ama beni kendine çekmişti. güzeldi. gözleri benimkisi gibi yeşildi, çok güzeldi. kızıl uzun saçları ona renk katıyordu. Ama aramızda bir fark vardı o iyi bir vampirdi ben ise kötü vampirdim. beni böyle kabul edecek miydi? belki de beni değiştirirdi. onu en son öptüğümde karşılık vermemişti. onu çok üzmüş olmalıydım. ona sert davrandım. bunu hak etmiyordu. ben bir deşiciydim. insanlardan beslendiğim zaman duramazsam onların kafasını koparırdım. Beni gördüğü gece o çıtırtı sesini duymasaydım o adamında kafasını koparacaktım ama o engel olmuştu. fotoğraflarına bakmaya başladım. çok güzel fotoğrafları vardı. Chris ile de fotoğrafları vardı ama onlar arkadaştı, kardeş gibiydi. bunu öğrenmeseydim sinirden kavrulurdum. zaten Chris'i o kadar sahiplenmesi dokunmuştu. Beni hiç kimse böyle sahiplenmemişti açıkçası öyle sahiplenmesini kıskanmıştım. beni de öyle sahiplenmesini istiyordum. hayatım da hiç aşık olmadım. ilişkilerim hep tek gecelikti. Ama katie.. farklıydı. beni kendine çekiyordu. birden düşüncelerim kafamdan uçup gitmişti çünkü kapı çalmıştı. kapıyı açtığımda karşımda durup sırıtan Allison'dı. ben davet etmeden içeri girmişti.
''tabiki Allison, girebilirsin.'' dedim anlasın diye. o ise beni takmadan koltuğa oturup bana gülümsedi.
''neden geldin?'' dedim umursamayarak. bakışları kızdığını gösteriyordu.
''arkadaşımı görmeye gelemez miyim?'' dedi kaşlarını çatarak. umursamadan omuz silktim.
''ee anlat bakalım nasıl gidiyor?'' dediğinde ona bakıp:
''ney nasıl gidiyor?'' dediğimde şaşırmıştı.
''hayat Stefan hayat..'' dediğinde kafamın dağınık olduğunu anlamıştı.
''aynı.'' dedim sadece ve telefonumda fotoğraflara bakmaya devam ettim.
''neyin var senin?'' dedi ve gözlerimi ondan kaçırsam da o bana bakıyordu.
Allison burada en yakın arkadaşımdı. zaten başka vampir arkadaşım yoktu.
''yok bir şey '' dedim aksi bir sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONUNA KADAR SEN.
Fantasy"Hayatına dehşetten başka bir şey getirmemiş bu adama karşı bir mıknatıs tarafîndan çekiliyormuş gibi bir çekim hissediyordu ve bu gerçek yüzünden kendinden nefret ediyordu. Ondan uzak durmayı denemiş ama yapamamıştı, nasıl durabilirdi ki? Karanlık...