SENİN ÖKÜZÜN.

161 28 1
                                    

"Gözlerinle başlayacağım. İlk önce onlara aşık oldum. Tek bir bakışın boğazımın düğümlenmesine neden olmuştu. Işıl ışıl ve saftı ama akıllı bir yanı da vardı, sanki acının ne demek olduğunu biliyormuşsun; ama seni ele geçirmesine izin vermiyorsun gibi. İlk önce gözlerine aşık oldum çünkü derinliklerine baktım ve karanlığımla savaşacak bir aydınlık gördüm."

Daha sonra, dürüstlüğüne aşık oldum. Öylesine sert bir dürüstlüktü ki çok sık karşılaştığım türden bir şey değildi, aslında hiç. İçinde doğuştan gelen bir sertlik ve korkusuzluk vardı, sanki bir parça bile benden korkmuyordun. Sonra, cesaretine aşık oldum. Bana karşı olan dayanıklı tavrın. Daha önce asla birini ve birşeyin peşinden gitme ihtiyacı hissetmemiştim, asla birşeyi istememiştim. Ama seninle bundan zevk aldım. Senin bana sert bakışınla dışarıya ördüğüm duvarların tek tek indirilmesinden hoşlandım. Ve bana gülümseyişin ve benim varlığımın farkında olma ihtimalin..Çok büyük bir şey başarmışım gibiydi.

Sonra...sadakatin. Arkadaşlıklarına karşı gösterdiğin fedakarlık ve bağlılık. Sevdiğin insanlar için her şeyi riske atmaya çok istekli olman..Bir gün benim için de onlara karşı hissettiğin bu sadakati hissedebilmeni ve ölümsüz sadakatine sahip olabilmeyi dilediğim günü hatırlıyorum..Ve dikkat çekici derecedeki güzelliğin. Kesinlikle göz kamaştırıcısın Katie.'' dediğinde gözlerimi ve ağzımı şaşkınlıkla açmış ona bakıyordum. Hiç kimse beni böyle içten, romantik.. anlatmamıştı. ellerim titrekeye başlamıştı. Nasıl başarıyordu bunu? gözlerimin içine bakıyordu. Yani bunları söylerken de hiç utanmamıştı şimdi de utanmıyor. Ben ise burada eriyorum haberi yok! Sanki ne düşündüğümü anlamışçasına güldü. kaşlarımı çattım ve dudağımı kıvırdım.

''neden gülüyorsun komik bir şey mi var?'' dediğimde hala gülümsüyordu ve harika bir gülümsemesi olduğunu tekrar belirtmek isterim. Yani bütün gün onun o gülümseyişini izleyebilirim. O derece yani...O harika yumuşak ses tonuyla sessizce:

''Bundan hiçbir zaman vazgeçmeyeceksin değil mi?'' dediğinde 'neyi' der gibi bir bakış attım.

''utanmaktan.. hiç vazgeçmeyeceksin değil mi?'' dediğinde kaşlarımın çatılması gitti yerine donuk bir yüz ifadesi getirmiştim. sanki kendi elimdeydi. Bunu söylerken bile utanıyordum. Yanaklarımın alev alev olduğunu söylemiyorum bile.

''eğer bir kızın böyle romantik bir sevgilisi olursa tabii ki de utanır.'' deyip sevimli olduğunu düşündüğüm tebessümümü yüzüme yerleştirdim. Elini yüzüme koydu ve ilk başta yanağımda gezdirmeye başladı. Sonra çenemi okşadı ve dudaklarımda son buldu. Parmaklarının her bir hücresini dudaklarımda hissedebiliyordum. Vampir olmasaydım kalp krizi geçireceğime emindim. Gülümsemeyi bırakıp gözlerime ciddi bir şekilde baktı.

''Utanmanı istemiyorum Katie. Yanımda benim kadar rahat olmanı istiyorum. Seni kasmak istemiyorum. Ben senin sevgilinim.'' dediğinide gülümsedim ve elimi elinin üstüne koydum.

''biliyorum. Ama ben böyleyim işte. zaten utangaçtım bir de vampir olunca bu duygum iki katına çıktı. Ama senin için bir istisna yapmaya çalışacağım.'' deyip dişlerimi gösterdim. Gülümsememe tebessümle karşılık verdi ve gamzesi ortaya çıktı. Allah'ım seni özene bözene yaratmış ya! Gözlerin, gülümsemen, dişlerin, gamzen, vücudun, yüz şeklin.. her şeyin bir harika. Stefan'ı incelerken merdivenlerden aşağıya elinde bavuluyla Chris indi. Elindeki bavulu görünce Stefan'nın yanından kalktım ve yanına gittim. Gülümseyerek iki elimi de arkamda bağlayarak konuştum.

''Demek sende gidiyorsun. '' dediğimde kafasını salladı. Bende yere bakarak mırıldandım. ''Herkes teker teker gidiyor zaten.'' mırıldandım mı demiştim ben? Hadi Stefan duyardı fakat Chris duyamazdı. Demek ki mırıldanmamışım..

SONUNA KADAR SEN.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin