BEN TEHLİKELİYİM.

115 15 6
                                    

''Katie, nasıl hissediyorsun?''

''İyi misin canım?''

''Katie, ben yanındayım. Artık gözlerini açabilirsin.'' diyen Stefan'ın sesini duyduktan sonra gözlerimi yavaş yavaş açtım. Herkes başımda, bana uzaylı görmüş bir şekilde bakıyorlardı. Çok aydınlıktı. Gözlerimi hemen kapadım.

''Perdeler..'' dediğimde perdelerin kapanmasıyla etrafın daha az aydınlık olduğunu anladığım anda gözlerimi açtım. Gözlerimi ilk açtığımda elimi sıkıca tutan ve gözlerimin içine endişeli bir şekilde bakan Stefan ile karşılaştım. Etrafa baktığımda da herkes bana bakıyordu. Kalkmaya çalıştığımda canımın acımasıyla tekrar yattım. Stefan endişeyle kalkıp yastığımı düzeltti.

''İyi misin?'' dediğinde zorla gülümseyerek başımı salladım. Canım acıyordu; ama bunu bilmesine gerek yoktu. Allison yanıma geldi ve gülümseyerek elindeki kan torbasını bana uzattı.

''Al canım. Artık uyandığına göre içebilirsin.'' dediğinde elindeki torbayı alıp ağzını açtım ve kaç gündür susuz kaldığım günlerin acısını çıkartırcasına içmeye başladım. Şu anda gözlerimin altındaki siyah damarların çıktığını hissedebiliyordum. Dişlerim de kaşınıyordu. Torbayı bitirdiğimde yanımdaki komidinin üstüne koydum. Kalkmaya çalıştığımda Stefan engel olmuştu. Elimi elinin üstüne koydum.

''Merak etme Stefan. Kan içtim ve yaralarım iyileşti. Bak.'' deyip omzumdaki kurşun izini göstermek istedim; ama dediğim gibi iyileşmişti. Canım acımıyordu. Yataktan doğrulduğumda Allison konuşmaya başladı.

''Katie.. Ben özür dilerim. Benim seni korumam gerekirdi; ama sen beni korurken zarar gördün ve neredeyse..'' dediğinde Stefan Allison'a dönüp donuk ses tonuyla:

''Tamam Allison. Şimdi bunların sırası değil. Katie'nin dinlenmesi gerek.'' dediğinde Allison üzgün bir şekilde başını salladı ve geri çekildi.

''Önemli değil. Bak şu anda buradayım.'' deyip gülümsedim ve Stefan'a bakarak:

''Bir kahraman beni gelip kurtardı.'' dediğimde gülümsedi. Ah, gülümsemesini görmeyeli o kadar çok özlemişim ki.. Efkarlı bir şekilde iç çektim ve Matt'e döndüm. Gülümseyerek:

''Ve yardımcısını da unutmayalım.'' dediğimde dişlerini göstererek güldü. Stefan Matt ve Allison'a dönüp:

''Hadi, çıkın. Katie biraz dinlensin.'' dediğinde ikisi de başını sallayarak yürümeye başladılar. Matt arkasını dönüp:

''Katie, sen yokken çekilmez bir Stefan vardı. Onu hayatta görmek istemezsin. Şimdi geldin ya. Pek göstermez o yanını artık.'' dedi isterik bir kahkaha atarak. Gülümseyerek başımı salladım. Sonra ikisi de odadan çıktılar ve Stefan ile baş başa kalabilmiştik sonunda.

''Sana dokundu mu o şerefsiz?'' dedi yutkunarak. Beklediği cevaptan korkuyor gibiydi.

''Hayır.'' dedim ben de kaşlarımı indirerek. O anlar aklıma geldi. Beni nasıl vurduğu, bana nasıl eziyet çektirdiği... bu anlarla birlikte nefesim kesilirmiş gibi oldum bir an. Stefan'ın gözlerinin içine baktım. Bana o kadar güzel bakıyordu ki.. hayatımda kimse bana öyle bakmamıştı. Gözlerimin dolmasıyla başımı yere eğdim ve göz yaşımın akmaması için dudağımı ısırdım. Stefan, eliyle çenemi kavrayarak yüzüne bakmamı sağladı.

''Ne oldu?'' dedi endişeyle çıkan ses tonuyla. Yutkundum.

''Stefan. Ben.. çok korktum.'' dediğimde üzülerek gözlerimin içine bakmaya devam etti.

''Biliyorum ve canının yandığı her aklıma gelince ve her korktuğun aklıma gelince çıldırdım. '' Dedi ve sağ yumruğunu sıktı. Çenemi kavrayan elini yanağıma getirerek başımı eline yasladım.

SONUNA KADAR SEN.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin