"Onu seviyorum. " dediğinde donup kalmıştım. Tek ben değil, herkes öyle kalmıştı. zor bir şekilde yutkunmuştum ve bu yutkunma sesimi herkes duymuştu. yine kızarmıştım utancımdan. Chris ise bana baktı sonra tekrar Stefan'a döndü.
'' Yalan atma bak.'' dediğinde Stefan'ın yalan atmadığı her halinden belliydi. muzip bir şekilde bakıyordu ve üzgündü. kalp atışları da normaldi. Şimdi gerçek mi bu? benden hoşlanıyor mu? olamaz, şimdi başıma bela almıştım...
Chris ellerini Stefan'ın üstünden çekti ve kazığı da sapladığı midesinden çıkardı. acığı yüzündeki ifadesinden belliydi. Tişörtü kanlanmıştı. hemen ceketini üstüne giydi ve fermuarını çekti kan lekesi gözükmesin diye. sonra bana baktı ben ise gözlerimi kaçırdım. Yanıma iyice yaklaştı ve eliyle çenemi kavrayarak ona bakmamı sağladı. elleri yumuşacıktı. bana yoğun bir şekilde bakarak o soruyu sordu.
'' beni affedebilecek misin?'' dediğinde cevap vermemiştim. üzülerek kaşlarını çattı.
'' bütün hislerimi öğrendin katie. Şimdi ne yapacaksın? beni affedecek misin yoksa beni bu karanlık dünyamda kötü birisi olarak bırakacak mısın? çünkü eğer affetmezsen yine kötü olurum ve hiçbir şeyi umursamam.'' dediğinde ona bakmıştım. Onu hemen affedemezdim. Ama affetmeyeceğim anlamına da gelmiyordu bu. Sadece zamana ihtiyacım vardı. üzülerek cevap verdim.
'' Bu soruya şu anda cevap veremem. Üzgünüm Stefan.'' deyip yanından ayrıldım. arkama dönüp ona baktığımda ise orada onu bıraktığım yerde öylece kalakalmıştı. hepsi bana bakıyordu sanki bütün suç benimmiş gibi.
*****
eve gelmiştim. Chris'te benimle gelmek istemişti; fakat ben istememiştim. Yalnız kalıp düşünmeye ihtiyacım vardı. yatağıma uzanmış onun bütün özelliklerini düşünmeye karar vermiştim. Göz ardı edilemez bir çekiciliği ve cazibesi vardı ve vampirdi. bu özelliklerini kullanarak bütün her şeyi elde etme hevesindeydi. Dünya'nın hakimiyeti onun elindeymiş gibi davranıyordu. herkes ondan korkuyordu. o öyle olmasını istemişti. sorunları olduğu kesindi. kimse böyle kötü, yalnız birisi olmak istemezdi. bu sorunlarını öğrenmek istiyordum; fakat bana anlatmayacağından korkuyordum. oysaki ona yardım edebilirdim. zaten gelecekte de pdr okumak istiyordum. ön hazırlık gibi olurdu. neyse Stefan'ın özelliklerine geri dönecek olursam:
Yakışıklı, tatlı bir gülümsemesi var,çekici bir o kadar da ukala, umursamaz, kötü bir vampirin tekiydi. o kötü ben iyi vampirdim. farklı dünyaların insanıymışız gibi. drama bağlama Katie deyip kendi iç sesimle kavga ediyordum resmen. vampirliği ve vampirliğin getirdiği tüm ihtiyaçları seviyordu. onunla dansımız, dansımızdan sonraki o sözü,('bu ilk dansımız olabilir; ama son dansımız olmayacak.' ) o büyüleyici derece de yeşil olan gözlerinde ne kadar karanlığı görsem de orada kaybolacakmışım gibi geliyor. karşı koyamıyorum. o vücudu... bir kere uyurken görmek isterdim açıkcası.. ne yapacaktım? kafam çok karışıktı. ama onu görünce kalbim hızla çarpıyordu, heyecanlanıyordum. onu görmek istiyordum. onu seviyorum. bunu ne kadar inkar etsem de iç sesim galip gelmişti. her şeyi birkaç saatliğine bir kenara bırakıp uyumak için yorganımı açtım ve içine girip mışıl mışıl uyumak için kendimi bıraktım.
*****
uyandığımda rahat rahat gerinirken birden şaşkınlık ve korkunun verdiği adrenalinle kolumu sertçe masaya çartım. ah! diye inledim ama çok bağırmadım çünkü çok acımadı ama resmen dirseğim masaya girmişti. karşımdaki Stefan'dı. Bana ifadesiz bir yüzle bakıyordu. hemen yanıma geldi ve endişeyle sordu:
''iyi misin?'' deyip kolumu kontrol etti ben ise ona şaşkınlıkla bakıyordum.
''iyiyim.'' deyip kolumu yavaşça geri çekilttim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONUNA KADAR SEN.
Fantasy"Hayatına dehşetten başka bir şey getirmemiş bu adama karşı bir mıknatıs tarafîndan çekiliyormuş gibi bir çekim hissediyordu ve bu gerçek yüzünden kendinden nefret ediyordu. Ondan uzak durmayı denemiş ama yapamamıştı, nasıl durabilirdi ki? Karanlık...