SENİNLEYKEN...

214 29 1
                                    

Katie'yi ne kadar çok seviyorsun ? bana bunu tek cümleyle açıkla. Ama sadece tek cümle.'' dediğinde şaşkınca ona baktım ama şaşkınlığımı çok belli etmemeye çalıştım. yüzümde hep öfke görsün istiyordum. Ne diye ilgilendiriyordu ki bu onu? derin bir nefes aldıktan sonra acik kahverengi gözlerine bakarak kendimden emin bir şekilde o cümlemi söyledim. Cümlem tamamiyle doğruydu. Onu etkilemek için söylemiyordum. Bunu kesinlikle, şüphesiz yapardım.

''NEFESİNİ ALABİLMEK İÇİN CANIMI VEREBİLECEĞİM TEK KİŞİ O.''

Dediğimde bu sefer kahkaha atmamıştı. Baya ciddi duruyordu. Ben ise aynı öfkeli ve donuk ifademle ona bakıyordum. Katie'yi ne kadar çok sevdiğimi biliyordu ama bunu birde benim ağzımdan duymak istemişti. Kayalıktan kalkıp yanıma ulaştı ve gözlerimin içine baktı.

"Senin onu bu kadar çok sevdiğini tahmin etmiştim. Açıkçası seni hep takip etmiştim uzaktan da olsa. Hiç böyle bir ilişki içinde olmadın. Hep gecelik ilişkilerle daha doğrusu beslenmek ve zevk almak için çıktığın kızlar oldu. Sadece şunu merak ediyorum onu bu kadar çok severken onu yanlışlıkla ısırırım diye korkmuyor musun?" Deyip kaşlarını çattı. Sesi cok ciddiydi. Hiçbir cevap vermemiştim. Cevap vermeyeceğimi anlayınca başka bir soru sordu.

"Bu kızda ne var? Altı üstü bir vampir kız. Tamam güzel ama guzelligin pek onemi yok senin için. Seni ona çeken ne? " dediğinde gözlerimi kısarak dikkatlice gözlerine baktım.

"Seni ilgilendirmez. " dediğimde güldü.

"Ah Stefan. Unuttun mu? Adamlarım su anda Katie'nin evini sarmış durumdalar ve evde tek Katie' de yok, onun arkadaşı ve senin gönderdigin arkadaşın Matt' de orada ve Katie' yi o yorgun haliyle ve insan haliyle koruyamaz. " deyip üzülmüş gibi yapıp dudaklarını aşağı doğru büzdü. Kan beynime sıçramış gibiydi. Sorusunu cevaplamaktan başka çarem yoktu.
Katie yanımdayken nasıl öfkem hemen geçiyordu? Katie'yi yanımda, onu öperken ve sıkıca sarılırken hayal ettim ve arada bir nefes alışlarımı kendimi sakinleştirmek için kontrol ediyordum. Biraz da olsa Sakinleşince gözlerine baktım ve sesimdeki endişeyi saklamaya çalışarak sordum.

"Bunu cevaplayınca adamların Katie' nin evinden uzaklasacaklar. " dediğimde güldü. Bir müddet sonra alaycı bir ses tonuyla :

"Verdiğin cevaba bağlı. "Dediğinde anlamamışçasına tek kaşımı kaldırdım.

"Ne demek istiyorsun? " dedim kendimi tutmaya çalışarak. Katie' nin tehlikede olduğunu düşündükçe kanım sanki içimden çekiliyormuş gibiydi. Kalp atışım hızlanıyor ve sıkışıyor gibiydi.

"Eğer verecegin cevaptan etkilenirsem ŞİMDİLİK onu serbest bırakırım. Ama etkilenmezsem... onu eve gidince bulamayabilirsin. " dedi ve dudağını kıvırdı. Biraz düşündükten sonra ciddi bir ses tonuyla Katie yanimdaymis gibi hayal ettim. Kalp ritmim yavaşlamaya başladı. Sadece zihnimi Katie ile dolduruyordum. Onun gözlerinin içine bakıyormuş gibi hayal ederek konuşmaya başladım.

''"Onu sevdim, her şeyiyle sevdim çünkü... onun önce içime sonra da ruhuma işlemesini izledim. Onu sevdim,

her şeyiyle sevdim, çünkü karanlığıma ışığı getirdi ve orada açması için arkasında güller bıraktı. Onu sevdim, her şeyiyle sevdim, çünkü sonunda tam hissetmemi sağladı ve yaşamıma anlam kattı. Ama en çok onu kırıklarımı iyileştirdiği ve beni kurtardığı için sevdim, her şeyiyle sevdim." dediğimde şu an ona sıkıca sarılmak istiyordum. Kokusunu içime çekmek... Kai' e baktığımda gözlerindeki anlamı çözemedim ama en azından artık alay etmiyordu. Cebinden telefonu çıkardı ve birkaç numarayı tıkladıktan sonra telefonu kulağına götürdü.

''Mikael, adamlara söyle. evin etrafından uzaklaşın.'' deyip telefonu adamın suratına kapadı. Sonra bana ciddi bir şekilde baktı. Sert bir ses tonuyla:

SONUNA KADAR SEN.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin