''Son sınıfların dikkatine! Şu an resmen basılmış bulunmaktasınız. Şaka gecesi sona erdi. Evlerinize dağılın.'' beni kolumdan sıkıca tutan tanımadığım adama korkuyla bakıyordum. Vampir olmama rağmen kurtulamıyordum. Anlaşılan o da vampirdi; ama benden çok güçlüydü. Benden ne istiyordu? Yürüyen iki çifte seslendi.
''Siz ikiniz, sizi hatırlıyorum.'' kız bize döndü.
''Afedersiniz. Hatırlayamadım.'' direkt cevap verdi.
''Boşver. Son görüştüğümüzde zaten kendimde değildim. Tek ayağını kaldır lütfen.'' dediğinde kız gözlerinden anladığım kadarıyla tedirgin bir şekilde ayağını kaldırdı. Şimdi kesinlikle emindim. Vampirdi. Onu etkisi altına almış olmalıydı. Sonra yanındaki erkeği etkisi altına aldı.
''Eğer ayağını yere indirirse onu ölene kadar dövmeni istiyorum. Anlaşıldı mı?'' çocuk şaşkın bir şekilde başını salladı. Ben dehşetle kolumu acıtan adama baktım. Sinirli bir sesle:
''Hey, yapma bunu. Kimsenin incinmesine gerek yok. Neden beni tutuyorsun?'' Bana dönüp gözlerime baktı.
''Hadi ama bebeğim, tabii ki yapmalıyım.'' deyip beni çekmeye başladı. Ondan kurtulmaya çalışsam da başaramadım. Kimdi bu?
''Ne istiyorsun benden!'' diye öfkeyle bağırdığımda sırıtarak bana baktı. Ses tonunu ayarlıyordu.
''Stefan ile bir alakan olmasaydı şu anda beni hiç tanımamış olacaktın. Yani Stefan yüzünden şu an senin canını yakıyorum.'' kaşlarım çatık, nefes alışlarım düzensiz bir şekilde gözlerimi kısarak karşımdaki adama baktım.
''Stefan mı?'' dedim yutkunarak. Stefan ile ne alakası vardı bu adamın?
''Evet, canım. Stefan. Şu an onu bekliyorum. Ona iki seçenek verdim. Ya buraya gelecek ya da kaçıp özgür olacak.'' Ne diyordu bu adam? Stefan'ı esir mi tutmuştu?
''Ne diyorsun sen! Stefan'ı esir mi tuttun? Kimsin? Ne istiyorsun? Bırak onu!'' diye bağırdığımda kolumu daha da sıktı.
''Ah, seni bırakıp giden bir adamı hala nasıl düşünebiliyorsun anlamıyorum. O gittikten sonra eminim perişan olmuşsundur; ama hala onu koruyorsun.'' gözlerimi yere çevirdim kaşlarım çatık bir şekilde.
''Seni ilgilendirmez.'' çatlayan ses tonum beni ele vermişti. Lanet olsun!
''Hiç düşündün mü? Seni hiç özlüyor mu? Düşünüyor mu diye?'' Her gün ama her gün düşünüyordum bunları; ama bunu bilmesine gerek yoktu. Tanımadığım bir adama bunları söylemeyecektim tabii ki.
''Demek söylemeyeceksin. Ben bunları her gün düşündüğünü zaten biliyorum. Ona çok aşıktın. Pardon aşıksın. Hala ona aşıksın. Bakalım bu gece de aynı şekilde hissedebilecek misin? Biliyor musun, Stefan bütün yaz boyunca benimleydi. Şu an bir deşici yani insan kanını, sıcak insan kanını tadınca duramıyor ve kafalarını koparana kadar içiyor. Zaten hep deşiciydi. Sadece insanların içine girmek için kendini kontrol altına almayı başarmıştı ve bu onun için imkansız gibi bir şeydi. Her neyse. Bütün yaz boyunca senden hiç bahsetmedi. İlk başlarda seni düşündüğünü biliyordum; ama kısa bir zaman içinde seni unuttu. Deşici olması işe yarıyordu. Seni unutuyordu. '' Yutkunarak yere bakmaya devam ediyordum. Gözlerim yanıyordu. Hayır, ağlamayacaktım. Şimdi olmazdı. Derin nefes al, derin nefes al. Sakin ol. Kolumun acısını da unutmuştum o kelimeyi duyunca. Stefan beni unuttu mu? Dört ayda beni unuttu mu yani?
''Ah, canım. Üzüldün mü yoksa? Bunun olacağını tahmin edemedin mi hiç?'' Çatmaktan kaskatı kesilen kaşlarımı havaya kaldırdım. Ağzımı araladım. Tam bir şey diyecekken kapı açıldı. Kapıya doğru dönmemle gözlerim yerinden çıkacakmış gibi irileşti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONUNA KADAR SEN.
Fantasía"Hayatına dehşetten başka bir şey getirmemiş bu adama karşı bir mıknatıs tarafîndan çekiliyormuş gibi bir çekim hissediyordu ve bu gerçek yüzünden kendinden nefret ediyordu. Ondan uzak durmayı denemiş ama yapamamıştı, nasıl durabilirdi ki? Karanlık...