FİNAL.

35 1 0
                                        


Stefan'a sözümü söyleyip bir erkekle dans etmeye başlamıştım. Çaktırmadan Stefan'a baktığımda ise gülerek bana bakıyordu ve başını sallayıp elindeki bardağı masaya koyup bana doğru geliyordu. Hemen dans ettiğim çocuğa cilveli bir şekilde gülümseyip çılgınca dans etmeye çalışıyordum. Stefan'ın bana doğru geldiğini zannederken o da koluna bir kız takıp dans etmeye başlamıştı. Dans ederken çok eğleniyor gibiydi. Vazgeçmeyip devam ettim ve çocuğa daha çok yaklaştım. Çocuk da bunu fırsat bilip ellerini vücudumda dolaştırmaya başladı. Kaşlarımı çatarak çocuğa baktım ve yavaşça ellerini geri çektim ama çocuk buna devam etti. O sıra Stefan'ın gözü üzerimdeydi. Şimdi çocuktan uzaklaşsam hoşuna gidecekti. Çocuğun böyle yapması avantajıma mı diye düşünürken Stefan yanımıza gelip gülümseyerek çocuğun omzundan tutup kendisine çevirdi ve gülümseyerek gözlerine odaklandı. 

''Eşleri değiştirelim.'' dedikten sonra çocuk ne olduğundan habersiz başını salladı ve kızın yanına gitti. Kız alev çıkan gözlerle bana bakıyordu. Sanırım Stefan'dan hoşlanmıştı. E, normal bir şey yani bu ama şu anda bu konuyu düşünmeyeceğim. 

''Ne yaptığını sanıyorsun?'' dedim gözlerimi kısarak. O da taklidimi yapıp gözlerini kıstı ve bana yaklaştı. O kadar yakındı ki nefesini hissedebiliyordum ve bu durum gittikçe zorlaşıyordu.

''Benimle dans etmeyi tercih edersin sanıyordum. Sonuçta reddedilmeyecek kadar çekiciyim.'' Gözlerimi devirdim ve ellerimi vücuduna koyup onu ittirdim. 

''Artık umurumda olmadığını anladığını sanıyordum. '' dediğimde dişlerini göstererek güldü ve havalı bir bakış attı. Kalp atışlarım hızlanmıştı. Bu umursamamak durumu cidden çok zordu.

''Seni tanıyorum Katie. Sen beni gerçekten sevdin. Hala da seviyorsun. Sen benden vazgeçemezsin ki. Hem ne kadar inkar etsen de kalp atışların seni ele veriyor. '' Kaşlarımı çatarak geriledim. Sınırı aşıyordu. Kendimi tutmalıydım. 

''Neden senden vazgeçemeyim?'' diye net bir soru sordum. O ise hala alaycı bir tavırla gülümsedi. Düşünür gibi yaptı sonra gülümseyerek:

''Çekiciyim. Bütün kızlar bana hasta. Her şeyi elde edebilirim. Çok tatlı bir gülümsemem var, Karizmatik bakışlarımla herkesi etkileyebiliyorum ve en önemlisi ise, ben senin ilk aşkınım.'' Son cümlesi yutkunmama neden olmuştu. İlk aşkım. Bunu koz olarak kullanmayı düşünüyordu. Kaşlarım hala çatıktı. Dişlerimi sıkarak yüzüne baktım. 

''Benim ilk aşkım sen değilsin. Benim ilk aşkım benim için canını bile verebilecek Stefan'dı. Senden önceki Stefan'dı. Yani sen değilsin ve asla olamayacaksın.'' deyip hızla arkamı dönüp dışarı çıktım. Gözlerim buğulanıyordu. Durup derin bir nefes aldım ve gözyaşlarımın akmasına izin vermedim. Canım yanıyordu, ama bunu belli etmemem gerekiyordu. Umudum gittikçe azalıyordu. Yavaşça yürürken aklımda hep Stefan vardı. Onu özlüyordum. Benim gözlerimin içine aşkla bakan Stefan Walmer'ı düşünüyordum. Evet, o benim ilk aşkımdı. Tek aşkımdı. Ben de onun için canımı bile verebilirdim... Evet, verebilirim. Evet! İşte buldum. Ama emin olmam gerekiyordu. Hemen Mark'ı aradım.

''Alo, Mark. Bir çözüm yolu bulmuş olabilirim. Bu insanlık tuşunu açmamız için onun çok önem verdiği birisini öldürdüğümüzü düşünse tuş açılır mı?'' diye sorduğumda Mark'tan bir süre ses gelmedi. Düşündükten sonra:

''Evet, olabilir. Büyük bir ihtimalle işe yarayabilir, ama bunun blöf olmadığını anlaması için ölüme gerçekten çok yakın olması gerekiyor.'' Evet bunu biliyordum, ama bunu yapmak zorundaydım.

''Kimi yapa-'' derken sustu. Benim olduğumu anlamıştı.

''Katie, bu çok tehlikeli. Kesin işe yarayacak mı bilmiyoruz. İşe yaramazsa ölebilirsin!'' üzgün bir şekilde başımı salladım görmese de. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 08, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SONUNA KADAR SEN.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin