3.2. BÖLÜM | BÜYÜK ØYLAMA GECESİ

6K 230 49
                                    

Aynanın karşısında durmuş kendi yansımamı baştan aşağıya dikkatle incelerken günler sonra ilk defa bir yer için böylesine hazırlanıyor olduğumu düşünüyordum. Kurt'tan sonra hayatımın bütün eğlence anlayışı da gitmişti sanki. Gece hayatım hızla son bulmuş ve evden iş dışında çıkmaz olmuştum. Şimdi ise Semih için süslenmiş, ondan bir işaret bekliyordum.

Çok geçmeden telefonuma gelen mesaj sesiyle birlikte bakışlarım aynadan uzaklaştı.
Arkamı döndüm ve yatağımın üzerindeki çantamı omzuma takarak içinden telefonumu çıkardım. Bir yandan da adımlarım dış kapıya doğru yönelmişti.

Gönderen, kayıtlı olmayan numara
Aşağıdayım :)

Topuklu ayakkabılarımı giydim. Ona hesap sormak için can atan tarafım aceleciydi. Evden çıktım ve kapıyı kapattıktan sonra apartmanın içerisinde basamakları hızla inerek dışarıya çıktım. Kaldırımın karşısında beni bekliyordu. Aracına yaslanmış bir vaziyette gelişimi seyrederken yanına ulaşır ulaşmaz küstah bir tavırla "Tam da yanıma yakışacak bir hanımefendi." demişti.

Dişlerimin arasından öfkeyle soludum. "Arabaya bin."

Arabanın önünden geçerek yolcu koltuğuna oturdum ve emniyet kemerimi bağlayıp yanımdaki sürücü koltuğuna oturan bedenine döndüm.

"Benden ne istiyorsun yine?"

"Bu agresiflik Kurt'tan mı bulaştı sana? İnsanlar birbirlerini gördüklerinde önce selam verirler güzellik."

Burnumdan soluyordum. Bu durumda da ona selam vermemi beklemiyordu heralde.

Gözlerimi devirerek önüme döndüm. Bu esnada arabayı çalıştırmıştı. Gaza bastı ve yola çıktık. Akıp giden yolla birlikte sessizliği de yavaş yavaş dağılmaya başlıyordu. Nihayet konuşmaya başladığında ise caddeye çıkmıştık çoktan. Diyeceklerine dikkat kesilmiştim.

"Bu gecenin sonunda büyük bir oylama olacak. Yeni başkan için seçim yapacağız."

Kaşlarımı çattım. Yeni başkandan kastı bütün bu işlerin başına geçecek kişiyi belirlemekse eğer gerçekten önemli bir geceydi. Kurt bu durumda nerede, ne yapıyordu acaba?

"Benim bununla ne ilgim var?"

Omuz silkti. "Rakibimin dikkatini dağıtmaya çalışıyorum."

"Biz o faslı geçtik. Yani seninde yardımın oldu, çok sağol. Hazır konusu açılmışken Kurt'la o polis olayından beri görüşmüyoruz. Yani demem o ki, beni yanında boşuna götürüyorsun. Her ne yapmaksa amacın sağa çek ve bende uslu uslu evime döneyim."

Bakışlarını yoldan ayırdı. Başını çevirip bir süreliğine yüzüme baksa da aklından neler geçirdiğini anlamak çok zordu.

"Bu kadar basit sanıyorsun değil mi? Kurt bitti dediyse bitti sanıyorsun. Kurt'u hâlâ pek iyi tanıdığın söylenemez."

Gözlerimi kırpıştırdım. "Açık konuş, anlamıyorum."

"Kurt peşine taktığı adamını bir aydır ensende gezdiriyor canım benim, o yüzden bence her şeyi o kadar da basit zannetme. Sen ondan haber alamıyor olabilirsin ama o senin attığın her adımdan haberdar. Yani hâlâ ona karşı kullanabileceğim bir kozsun Maral. Kurt beni senden uzaklaştırmak için aranıza bu kadar mesafe soktu. Yoksa bütün bunlar basit bir polis olayından ibaret olsaydı emin ol gecesinde soluğu yatağında alırdı çünkü adama her ne yaptıysan söz konusu sen olduğunda kimseye ağzını açtırmıyor. Bütün işimiz senin güvensizliğin yüzünden riskte olsa da. Hatta canımız dahi."

Aralık kalan dudaklarımı birbirine bastırdım. Bir aydır peşimde gezen bir adam mı vardı yani? Duyduklarımın şokuyla birlikte aklıma gelen ilk savunmamı yapmıştım.

KURT DØKUZ  18+Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin